Osmanlı'yı pek mi temiz sanıyordunuz!

Prof. Dr. Haydar Baş'ın, Osman ve Orhan Bey'in anaları hariç, diğer sultanların anaları Hıristiyan'dı tespiti, birçoklarında şok etkisi yaptı. Bazı  "Osmanlıcılar" şaşkına döndüler. Nerden bilsin garipler(!), "Osmanlı" deyince akan sular duruyor.

Bazıları için önce "Osmanlı" sonra, Allah ve Peygamber gelir. Kimileri hele,  Peygamberi bile  "Osmanlı" sanıyordur. Osmanlı'nın ne olduğunu öğrensinler emin olun, bir daha "Evlad-ı Osmanlı" diye kendilerini tanımlamazlar.

"Osmanlı "  derken, Müslüman Türk Milleti'ni elbette bu işin dışında tutmak gerekir.  Osmanlı'dan maksat saraydır, rejimdir. Osmanlı hiçbir zaman şeraitle yönetilmedi. Osmanlı'ya "İslam" demek için, cahil olmak gerekir.

Osmanlı'nın dışı İslam süslemeli, içi ise tam bir kötülük abidesidir. Öyle şeyler var ki, burada yazmaya utanıyor insan. Oğlancılığın Osmanlı'da revaçta olduğunu biliyor muydunuz? Peki ya koca koca Osmanlı Sultanlarının erkeklere şiirler yazdıklarından haberiniz var mıydı?

Fatih'in  "Avni" mahlasıyla yazdığı şiirler ve Kanuni'nin  "Muhibbi" şiirleri, bunlardan bazıları…

Osmanlı da üst düzeyde yaşayanların "oğlanları" vardı. Bu oğlanlar genellikle yakışıklı genç Hıristiyan çocuklardan oluşurdu. 

"Oğlanı" olmayan bir üst düzey yaşayan Osmanlı, pek ciddiye alınmazdı? "Oğlanı olmak" zengin ve güçlü olmanın bir göstergesiydi?

Büyük Tarihçi Halil İnalcık, bu durumu "Tarih ahlak dersi vermez" diyerek, tarihi değer yargılarımızla değerlendiremeyeceğimizi söyler. Ancak birileri eğer;  Osmanlı  "İslam" veya sultanlar "evliya" diyorsa, o zaman bakın neresi İslam? Ve bunlar nasıl "evliya" diye adama belgelerle cevap verirler.

Yeni Osmanlıcıların da pek önem verdiği Cemil Meriç, Osmanlı için "ikiyüzlü bir hayvan" ifadesini kullanır. Buyurun Cemil Meriç'ten kendiniz dinleyin:

"Düşünmek, insan üzerine düşünmek mutlaka yasak bölgelerden birkaçına dalıp çıkmakla olur. Zaten demokrasi ve liberalizm yasak bölgeleri kaldırmak manasına gelir. O halde din vaktiyle en basit jestlere kadar bütün insan hayatını düzenlemeye kalkışmıştır: 

İçki içmeyeceksin, domuz yemeyeceksin, zina yapmayacaksın. Osmanlı bunların hepsini yaptı. Ama gözlenerek, korkarak ve şuuru yaralandıkça yaralandı. Hayır uyuzlaştı. İkiyüzlü bir hayvan oldu Osmanlı. Tanrı'yı ve kulu aldatan bir panayır gözbağcısı. Elinde tesbih, evinde oğlan, dudağında dua?" (Cemil Meriç, Jurnal-1, iletişim 2012)

Cemil Meriç'in sözü üstüne söz söyleyecek biri varsa, söylesin. Osmanlı'da "âlim" olarak bilinen resmi tarihçi  Ahmet Cevdet Paşa,  "Avrupa'ya yakınlaşıyoruz oğlanlarımızı nasıl saklayacağız" demiştir. 

Cevdet Paşa, Maruzat adlı eserinde son durumu şöyle özetlemişti: "…Kadın düşkünleri çoğaldı, delikanlı meraklıları azaldı. Oğlancılık sanki yere battı. İstanbul'da eskiden beri delikanlılara karşı olan aşk ve ilgi kızlara yöneldi. Sultan Üçüncü Ahmed zamanından beri devam eden Kâğıthane seyri daha fazla rağbet buldu. Devletin önde gelenleri arasında kulamparalığıyla meşhur Kâmil ve Âli Paşalar ile onlara mensup olanlar kalmadı…"

Ey Evlad-ı Osmanlı!

İşte bunların evladı olduğunu, yinede söyleyeceksen söyle!

Lut kavminin helak nedenini biliyorsun. Eşcinsellik Osmanlıda kurumsallaşmış gördüğün gibi. Osmanlıya yinede  "İslam" diyeceksen sen bilirsin!

Ölçü olarak  Ehl-i Beyt İslam'ı değil de, Osmanlıyı alırsan, yolunun nereye çıkacağını burada söylemeyeyim!

Fatih'in "Avni" mahlasıyla Hıristiyan bir oğlana yazdığı şu şiiri, insan okumaya utanıyor:

"Bağlanmaz firdevse gönlünü Galata'yı gören

Servi anmaz anda ol serv-i dilara gören

(O servi boylu sevgiliyiyi Galata köprüsünde gören, bir daha gönlünü Firdevse bile bağlamaz.)

Bir firengi şiveli İsa gördüm anda kim

Lebleri dirilmiş der idi İsa'yı gören

(Bir Batı şiveli İsa gördüm, dudaklarını gören İsa dirilmiş derdi)

Akl-ü fehmin din-i imanün nice zabteyleyesin

Kafir olur mu müselmanlar o tersayi gören

(Aklımı imanımı nasıl kısıtlayayım, o Hıristiyan'ı gören kafir olur )

Kevseri anmaz o içtiği mey-i nabi içen

Mescide varmaz o verdığı kilisayi gören

(Peygamber kevseri içse de o Hıristiyanı gören mescide bile varmazdı)

Bir firengi dilber olduğunu bilürdi Avni ya

Bel-ü boynunda o zünnâr-ü çelipâyı gören"

(Belki Avni bir Hıristiyan bayan sanırdı onu da beline takdığı kuşak olmasa)

Şimdi dostlar!

Kadınlar bellerine "ZÜNNÂR" bağlamaz?. Onu sadece papazlar ve keşişler bağlar. Zaten AVNİ de (Fatih de) "bir Hıristiyan dilber sanırdım onu?" diyerek belirtiyor bunu?

Siz sizde olun, bir daha "Osmanlı" derken, olayın bu boyutunu da düşünün derim!

Osmanlı'yı pek mi temiz sanıyordunuz!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön