Bizzat Başbakan Sayın Yıldırım söyledi: Türkiye, S-400'e imza atmış. Önümüzdeki yıl, iki batarya satın alınıyor. 2019'da ise Türkiye, artık kendisi üretecek.
Tabi Rusya, S-500'ü kullanmaya başlamadan, bize S-400'ü vermez. Bu açıklamaların ABD Dışişleri Bakanı Mattis'in Türkiye'ye geldiği gün yapılması da, anlamlı.
Nitekim Mattis "Türkiye bağımsız bir ülke, istediği silahı alabilir ancak bunun NATO ile olan ilişkileri bozmaması lazım" dedi. Yani aslında S-400'ü alırsanız, NATO'dan olamazsınız demeye getirdi.
"Yunanistan S-300'ü aldı, NATO üyesi, biz niye alamayız?" gibi bir savunma, kimseyi tatmin etmez. ABD ve NATO'yu hiç tatmin etmez. Çünkü Türkiye Yunanistan değil. Ve aldığı silah S-200 veya S-300 değil.
S-400 hem hava savunma hem füze savunma silahı. NATO sistemlerindeki gibi hedef sınırlamaları yok. Mesela Yunanistan NATO üyesi, eldeki silahların hiç biri Yunanistan'a işlemez. Ayrıca İsrail'e yine işlemez. Üstelik İsrail NATO üyesi değil.
NATO'nun hava savunma sistemlerinde bulunan 'dost-düşman tanıma sistemleri', S-400'lerde yok ve dolayısıyla bu silahlar, NATO'nun unsurları dâhil her türlü hedefe karşı kullanılabilir.
Kısacası S-400'leri alan Türkiye, artık NATO'ya güvenmediğini gösteriyor ve üyelikten çıkacağının sinyallerini veriyor. Türkiye S-400'ü tercih ederek, Batı'ya sırtını döndüğünü gösteriyor.
ABD, gelişmeleri çok yakından takip ediyor. Mattis'in gelmesi, sadece Suriye konulu değil. Türkiye'nin Batı'dan soğuması, NATO'dan uzaklaşması, ne olursa olsun, Türkiye'nin hayrına.
Türkiye'nin tek taraflı Batı hayranlığı bizlere çok şeyler kaybettirdi. "AB ve ABD" diyerek gelen bir hükümet, AB ve ABD'ye sırtını dönerek nasıl gidiyor, bunu da aklım almıyor doğrusu.
Ancak belli ki yetkililer, gerçekten bir "beka sorunu" olduğunu görmeye başladılar. Veya devlet, böyle bir "sorun" olduğunu gördü, bunları yönlendiriyor.
İnsan bazen, "beka sorunu" gören bir irade, nasıl olur da bu kadar ötekileştirir diye sormadan edemiyor. Yani ülke derdi olmaları gerekenlerin, post ve koltuk için harcamadıkları değer kalmıyor.
Neyse Türkiye, kendini savunmak için S-400 alıyor, güzel. En azından NATO'dan kopmak çok güzel? "ABD'siz olmaz!" bağımlı anlayışından kopmak, daha daha güzel.
Yeterli mi peki?
ABD ve müttefiklerini "tehdit" görmek ve savunma silahları almak, Batı'dan gelecek tehditler için yeterli mi?
Kesinlikle yeterli değil.
Türkiye, aldıkları silah sistemlerinin "dost-düşman" tanımlarına göre bir tehdit algılaması içinde olmamalı. Bizi sistemler "dost-düşman" tanımına yöneltmemeli, Türkiye kendi oluşturacağı güvenlik sistemlerine, kendi belirlediği "dost-düşman" tanımlarını yerleştirmeli.
Türkiye, "İsrail dostumuz" dedi. "ABD, stratejik Ortağımız" dedi. Eline ne geçti.
Hiç.
İktidarın siyasi düşünce sistemine kim yerleştirdi "Esad düşman!" diye. 5 milyon Suriyeli ülkemizde ve en az 50 milyar dolar paramız gitti. İyi mi oldu!
İktidar bir robot değil veya bir silah sistemi değil, oraya yerleştirilen "dost-düşman" tanımı değiştirilmez olsun. Bizim değerlerimiz var. İnançlarımız var. Müslüman'ı Müslüman'a kırdırmak ancak düşman işi olabilir, "müttefik" işi olamaz.
Türkiye sadece silah sistemini değil, kafayı değişmeli. AB'ye başvurusunu geri çekmeli. O kapıda beklediğimiz yeter. AB uğruna, gümrük birliği kazığı, artık sonlansın.
AB istedi diye bitirilen tarım, yeniden canlandırılsın. Vatikan Projesi Dinlerarası Diyalog, halen devam ediyor. "Üç hak din" batıl anlayışı, FETÖ'den devralınmış, devam ettiriliyor.
Gülen Misyonu halen bazı kurumlarda ve iktidar çevrelerinde özellikle "Milli Görüş" çatısı altında bilhassa Avrupa'da tam gaz devam ediyor. İktidar imar yasasında yaptığı değişiklik sonucu açılan kilise evleri kapatmalı.
Türkiye bu konuyu Lozan'da çözmüş ve zaten o kiliseler devlet garantisinde. 60 kilise bu ülkede Müslüman evladı için mi açıldı?
Yani demek o ki, silah istemlerimizden önce kafaları değiştirelim. Silah, NATO silahı değil ama kafa NATO kafa, ne olacak?
Sorun çözülür mü?
Hayır.
Silah sitemin ABD-NATO değil ama ekonomin, ABD-NATO ekonomisi olan kapitalizm. ABD dolarını doldurmaya devam!
O yüzden 2,5 milyar dolar Rusya'ya verip, S-400 almak yetmez. Havada ve füzede savunman tamam diyelim. Ekonomiden savunman ne olacak?
Kim ile ne ile yapacaksın?
S-400 için Rusya'ya gidenler, savaşların ekonomi ile olduğu günümüzde Prof. Dr. Haydar Baş'a gitmeden ne yapacaklar. Rusya'da S-500 olduğu halde geldi de, siz neyinize güveniyorsunuz?
Üstelik sizden parada istemedi.
Rusya'dan Çin'den istenmedi ki, sizden istene? Sayın Baş, "ben o tezi Türk milleti için yazdım" dedi. Yazık, çok yazık?