Türkiye, Suriye konusunda Rusya'nın dediğine geldi. Rusya ve İran ile birlikte, Suriye'nin toprak bütünlüğünü garanti altına almaya, imza koydu.
"Zalim Esed" siyasetini bırakıp, yeniden "Kardeş Esad!" dönemine girdi. Peki "Zalim Esed" siyaseti, ne kazandırdı.
Koskoca bir hiç?
Kayıpları saymayayım bile!
En başta toprak kaybetti. Süleyman Şah Türbesi, Türk toprağıydı. Suriye'den tamamen çekilmek istemeyen Atatürk, sanki bugünleri görmüşçesine, Süleyman Şah Türbesi bahanesiyle, Türkiye'nin burada bir parça toprak sahibi olmasına sağlamıştı.
Yıllarca, Suriye'de askeri vardı, Türkiye'nin. Bu emperyalistlere "Ben Türkiye olarak buradayım" demekti. Bayan Clinton'la "çak" yapan Davutoğlu, Türkiye'nin bu toprağından çıkmasını sağladı.
Türkiye'nin, Suriye kayıpları yazmakla bitmez. ABD ve Rusya, Suriye'ye tam yerleşti. Türkiye ise buradan çıktı. Yakın zamanda ÖSO ile kontrol altına alınan topraklarda, görünüşte Esad'a teslim edilecek ama aslında ABD ve Rusya'nın hemfikir oldukları, PYD-PKK "Özerk Bölge"sine teslimi sağlanacak.
Bir düşünün Türkiye iki taraftan, Arap-İslam dünyasıyla bağı koparılmış, sınır komşuları "Kürdistan" adı altında, ikinci İsrail'e komşu yapılmış. ABD ve Rusya'ya komşuluğu da işin başka boyutu?
Öten yandan Yunanistan 18 adasını işgal etmiş, fiili bir durum oluşturmuş, AB havucuyla Kıbrıs, nerdeyse elinden çıkmış. Bütün bunlar 15 yıl önce yoktu.
Bir başçavuşa sürekli tekmil veren Barzani, devlet sahibi olmuş ve Türkiye'nin gıkı çıkamamakta? "Referandum" konusunda Amerikan ağzıyla konuşur olmuş sadece "zamanı değil" diyor.
Dış politikada, bir "Eyy!" siyaseti izlendi. "Ey Esad!", "Ey İbadi" diyerek, Irak ve Suriye'de ne elde edebildik, siz söyleyin!
"Eyy!" diye diye ne hallere düştük!
Parçalanmış Suriye ve Irak?
Türkiye, "Suriye'ye girmeli, Şii Esad'ı devirmeli!" diyen cübbeliler, nerdeler şimdi? Bir kez, adalarımızı işgal eden "Yunanistan'a girelim!" dediler mi?
Yahut "terör Yuvası Barzanistan'a girelim, Kandil'i dağıtalım!" dediler mi?
"Esad'ı devirelim!" diyenler, bir kez olsun "Netanyahu'yu devirelim!" demezler.
Diyemezler.
Yiyemezler.
Batı ile de arası açılan Türkiye, Rusya'nın her dediğini yapmaya kendini mahkûm hissediyor.
CIA ile bağlantılı teorisyen Henri Barkey, ne demişti Türkiye için, Türkiye Irak'ın Kuzeyi ile Suriye'nin Kuzeyi'nde bir özerk Kürdistan'a razı edilmeli.
Barzani'den pek memnun olan bir iktidarın, Suriye'nin Kuzeyi konusunda sözlerini, kim dikkate alır. İktidarın dış politikasını rüyacı Nakşîler yönlendiriyor adeta.
Cübbeli rüyasında, "Türkiye'nin savaş kararı aldığını" görmüş. Cübbeli'gillerin rüyasıyla amel eden iktidarın, çökmüş Suriye politikası ortada?
Rüya ile amel edilmez ama bizim iktidar adeta hep "rüya" ile amel etti. Üstelikte, rüyasında Gülen'i görenlerin rüyasıyla. Cübbeli'nin rüyasındaki Türkiye, herhalde savaş görmüş bir Türkiye?
Halidi kolundan Barzani ile birleşen Nakşîler, rüyalarında Sevr'i görüyorlar galiba ama Lozan gibi bir gerçek var. Türkiye'de "Osmanlı" rüyası görenler, ülkeyi BOP'a soktu.
Ne yapsalar çıkaramıyorlar.
"Beka sorunu var" diye bağırıyorlar. Cübbeli "savaş" rüyası gördüğüne göre, iktidar bir "savaş" kararı alacak.
Peki, kime karşı?
Bence, seçimle bir daha iktidar yüzü görmeyeceklerini anlayanlar, pekâlâ bir "savaş" kararı çıkarabilirler. OHAL'de, savaş da kapıda?
Suriye ile savaş kapıdayken, Bağımsız Türkiye Partisi'nin verdiği mücadeleler sonunda, yaptıkları Ehl-i Beyt programlarıyla, iktidar halkın tepkisinden çekindi.
Çok şükür bir savaşa girmedik. Bir savaşa girilmediyse, bunu, Prof. Dr. Haydar Baş'a borçluyuz. Girmediğimiz halde, Türkiye bu halde, ya girseydik, ne olacaktı halimiz. İçerden ve dışarıdan sıkıştırılan iktidarın, Türkiye aleyhine gelişecek, gelişmelerde çok dikkatli olması lazım. Yeni bir hayale ve rüyaya kapılmaması gerekir. Etkin diplomasiyle, birçok sorun halledilir. Barzani'yi AKP istesin bir gecede yola getirir. Kapatsın sınır kapılarını seyretsin gelişmeleri.
AKP'li müteahhitlerin Barzani'den alacakları, Türkiye'yi rehin almamalı. Bu kabul edilemez bir şey. Başkaları "savaş" rüyaları görebilirler ama biz, Bağımsız Türkiye'yi görüyoruz. Üstelik rüyada değil, gerçekte?
Türkiye, mutlaka Bağımsız Türkiye olacak?
İstese de olacak, istemese de? Şartlar buna, zorlayacak çünkü. Bağımsız Türkiyeli yıllar dilerim.