Yeni ABD "Çuval"ı Sünnicilik!

ABD, Irak'ta Türk askerinin başına "çuval" geçirmişti, hatırlarsanız. Üzerinden çok zaman geçti. Türk askerinin başına ondan sonra neler geldi, neler.

Hep söylerim: Eğer o günü, siyasi irade olayı "müzik notası" olarak görmeyip, askerin arkasında dursaydı veya o anda, oradaki askerlerimize "şehit olun!" emri verilseydi, bugün daha farklı bir Türkiye olurdu.

ABD, TSK'yı "çuval"ın ardından Gülen kumpasıyla Silivri'ye ve Hasdal'a tıkamayacaktı. Genekurmay'ın Kozmik Oda'sına giremeyecekti.

Neyse?

"Oldu, bitti" diyemeyeceğim çünkü bitmedi. ABD'nin başlara geçirdiği, başka "çuvallar" var.

ABD'de, "çuval" bitmez!

Biri çıkar, diğeri geçer!

Askerin başına geçiren, sivilleri es mi geçti? En büyük "çuval", NATO "Çuvalı"? Yıllar geçer, bu çuvaldan çıkmak akla gelmez. Sovyet yıkıldı gitti, "Sovyet korkusu" geçmedi.

O korkuyla 1952'den beri "çuvaldayız". Üstelik NATO'ya girmek için ağır bir de bedel ödedik. Menderes, meclis onayı olmadan, 4 bin 500 askerimizi NATO'ya girme uğruna Kore'ye gönderdi.

Menderes'i birçokları "ezanı aslına döndürdü!" diye kutsar, ama ülkenin başına geçirttiği, bu çuval ile hiç hatırlanmaz. 1954'ten itibaren ABD, NATO kılıfıyla Türkiye'de istediği her yerde üs kurma hakkı elde etti. 1960'larda üs sayısı, 100'ü geçti.

NATO'ya "çık defol git yurdumdan!" veya "Amerika katil" diyenler, "anarşist" ilan edilip ya asıldılar, ya hapisleri boyladılar. Türkiye'nin üç fidanı, "kahrolsun ABD!" dediği için asılmadı mı?

Daha sonraları bu ülkenin gençleri, "bir sağdan, bir soldan" heder edilmediler mi?

İşte tüm bunlar, "çuval" geçirilmenin sonuçları. NATO'nun "yeşil kuşak projesi" için "hoca" kılıklı tiplerin başında, sarık mı var, "çuval" mı iyi bakın!

Veya "çuval" mı, takke mi?

"Gülen'in başında takke var!" diyebilir misiniz?

"Sait Nursi'de sarık var!" diyebilir misiniz?

Sovyet tarafına "mutlak dinsiz" diyerek, Papa'ya sarılmak Müslüman işi mi, ABD işimi?

İslam'ı kabul etmeyen, Yahudi de olsa, Mecusi de olsa, Hıristiyan da olsa, ateist de olsa, deist de olsa, aynıdır. İslam peygamberi'nin yazdığı mektuplarda ne buyruluyor: "İslam'a gir kurtul!"?

Sait Nursi'ci ve Fetullahçı nursuzlar ne diyor, "üç dinden birine gir kurtul!"

Allah bir, ama dini üç(!)? Hâşâ sümme hâşâ? "Beyzasaray'a gir kurtul!" diyecekler, fakat ajanlıkları çıkacak ortaya?

Kur'an, "Allah katında din İslam'dır" diye buyururken, başlarına ABD'nin diyalog "çuvalı"nı geçirmişler ne diyor?

-İslam'dan başka iki tane daha var!

BOP var!

Adi şerefsizler!

İslam'dan başka hak din olduğunu iddia eden kişi, Müslüman kalmaz. İstediği kadar başını sarsın, en büyük çarşafı geçirsin, büyük boy çuvala girsin, İslam Müslüman'ı olamaz.

Ha, "ABD veya CIA Müslüman'ı" olabilir!

Onların dini onlara, bizim dinimiz bize!

Bugün mesela, ne kadar "Sünnicilik" yapılıyorsa, bilin ki İsrail için yapılıyor. İsrail Savunma Bakanı Moşe Ya'alon "İsrail ve Sünni Araplar, aynı gemideyiz ancak buna Katar dâhil değil" demişti. İsrail "Sünni" olmuş(!) bir de kim "Sünni" ,kim değil, buna karar veriyor.

Yeri gelmişken sorayım: Katar'a "sen Sünnilikten çıktın!" diyen, Moşe Ya'lon ile bizlere "siz Sünnilikten çıktınız!" diyen, Cübbeli arasında ne fark var.

"Elhamdulillah Sünniyim!" diyenler, "Elhamdulillah İsrail'iyim" diyecekler, ama şartlar müsait değil. Mezarda, "dinin nedir?" diye soruluyor. "Mezzhebin nedir?" diye, sorulmuyor.

"Nakşî misin!" diye de sorulmuyor. "Halidi kolundayım deyin, zebaniler sizi bırakır!" diyen, halt etmiş. Buna ancak, Barzani'nin peşmergesi inanır. Çünkü o da, Nakşî'nin Halidi kolundan?

İsrail'in de, en sağ kolundan!

"Sünnilik" gölgesinde, Büyük İsrail kuruluyor. Barzani'ye destek için "Sünnilik" ve "Nakşîlik" niye gündem ediliyor sanıyorsunuz. Barzani'ye destek, İsrail'e destek değilse, Kuzey Irak'ta İsrail bayrakları ne arıyor.

Biz ABD Çuval'ını anlatırken, İsrail çuvalına da değindik. Zaten İsrail çuvallarının da terzisi, ABD? Başa bir geçti mi, sökmek çıkarmak zaman alır.

Kafa içine geçip, kılcal damarlara işlemiş ABD-NATO. ABD ve İsrail çuvallarını, yırtacak "Milli Din" ve "Milli Devlet" anlayışına dönmek ve Atatürk gerçeğini kavramak gerekir.

Türkiye hem dini ve hem de milli alanda, bir kuşatma altında, Sünnilik ve Nakşîlik-nurculuk kılıfıyla küresel tehdidin hedefi durumunda.

"Lafın tamamı deliye söylenir" demişler. Gülen Sünni, IŞİD Sünni, Barzani Nakşî-Haham, Öcalan nurcu, buyurun, nereye koyarsanız koyun?

Diyanete ne kadar görev düşüyor ve başına kimler geldi, birde buradan bakın ve uyumaya devam edin!

Yeni ABD "Çuval"ı Sünnicilik!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön