Bugün söz verdiğim gibi size, şu "Kanal İstanbul" olayını yazacaktım ama başka güne kalsın.
Türkiye, hızla değişiyor. Hemen her gün, Atatürk konuşuluyor
tartışılıyor.
"Hoş Geldin Atatürk", Musa'nın Asası gibi, sihirbazların oyunlarını bir bir yutuyor. Çakma Atatürkçüler ile gerçek Atatürk takipçiler, ayrışıyorlar.
Baş Hoca'nın ekonomi kitabıyla dünyayı değiştirdiğini, Atatürk kitabı ile Türkiye'yi değiştireceğini söylemiştik.
Pentagon, "Rusya ve Çin karşısında, üstünlüğümüz sona eriyor" diye bas bas bağırıyor. Neden çünkü Çin ve Rusya, Haydar Başçı oldu.
Abarttığımı sanmayın sakın!
"Milli Paralarla Ticaret" diyorlar. Bu 'Haydarizm'dir, Milli Ekonomi Modeli'dir.
Sadece bu iki ülke mi?
Hayır.
Prof. Dr. Haydar Baş'ın ekonomi tezleri dünyanın nüfus ve coğrafya olarak yarısı tarafından kullanılıyor ve Sayın Erdoğan, Rusya ve İran'a her gidip gelme de, "Milli Paralarla Ticaret" diyor.
Yani "Haydar Baş"
diyor.
Herkes Erdoğan'ın "Atatürk" demesini konuşuyor, bence yanlış şeyi konuşuyorlar. Sayın Erdoğan'ın "Haydar Baş" dediği konuşulmalı. Ama dürüstçe tabi?
İktidar, bütün söylemlerini terk edip, Sayın Haydar Baş'ın dediğine geldi. Bu eleştirilecek bir şey değil, samimi gelişler ola, inşaallah…
Gülen konusunda Sayın Erdoğan'ı parti kurmazdan önce Sayın Baş'ın uyardığı ve hatta birlikte olma şartının Gülen'in temsil ettiği misyona karşı olmak olduğu, yüksek sesle itiraf
edilmeli.
ABD'nin Türkiye'yi Suriye bataklığına soktuğu konusunda da tek uyaranın Haydar Hoca olduğu gizlenmemeli. "Obama ve Netanyahu öldüklerinde hangi mezarlığa götürülecek, Esad öldüğünde hangi mezarlığa götürülecek?" can alıcı soruyu, yüzlerce defa sorduğu samimi olarak itiraf edilmeli.
Buna rağmen Türkiye, bataklığı seçti ve Gülengiller ile hükümet trolleri, "Haydar Baş Şii Esad'ı tutuyor" diye trollediler. "Şii Esad'tan" yana olmanın, Obama ve Netanyahu'dan yana olmaktan, çok iyi olduğu aşikar.
Bugün ne acıdır ki Hıristiyan Rusya, Müslüman Türkiye ile Müslüman Suriye arasında arabulucu. Utanırsak, bu bize yeter. Gelemdik mi bu konuda da Sayın Baş'ın dediğine? İran ve Rusya konusunda geldik mi, Prof. Baş'ın
çizgisine?
Utanmayın ey iktidar sahipleri!
Ey Yandaşlar!
"Haydar Baş'ın dediğine geldik!" deyin yahu!
"Sen haklıymışsın Haydar Hoca!" desenize delikanlıca!
Karnınızdan konuşmayın, olayı başka yerlere çekmeyin.
Yıllardır, Prof. Dr. Haydar Baş "Atatürk Müslüman" dedi, bu zevat, "Haydar Baş devletin adamı" veya "askerin adamı" dediler. Tezi uygulayan Rusya, ama "Haydar Baş Rusçu!" haşa?
Bugün kendilerinde Rusçusu yok.
Sabah akşam Putin'le oturup kalkıyorlar. İnşallah bu sefer, Putin kandırmaz bunları. Haydar Baş'ı dinleyen Ruslar "Ne Mutlu Türküm Diyene" dediler, bunları dinleyen Ruslar "PYD" dedi. Fark
ortada?
Neyse?
Fazla yüklenmeyelim!
Yalnız, sorumluluk makamında bulunanların, "gurur" etmelerine gerek yok. Haydar Baş'ı takip edin ama hırsız gibi değil. En az Ruslar kadar dürüstçe? Atatürk konusunda ikilem yaşamayın ve bu konuda hiç olmazsa, hırsızlık yapmayın.
Yok, efendim " Atatürk'ü Attila İlhan'dan duyduk!" diye kıvırmayın. Sizler Attila İlhan'ı bile Haydar Hoca'dan duydunuz. Numara ve kopya çekmeyin. Çalıntı Milli Ekonomi Modeli'nin sizi kurtarmayacağı gibi çalıntı Atatürk'te sizi kurtarmaz.
Bir "Hoş Geldin Atatürk" kitabı alın, "gizli Kur'an dinleyen"lerden olmayın. Geleceğiniz yer belli artık. Yandaşlarınız bile söylüyor. "Madem 'Atatürk' diyoruz, hiç olmazsa Baş Hoca'nın kitabını okuyalım" diye!
Erbakan'ın oğlu bile "Atatürkçü" oldu(!)
baksanıza?
Bir kitap, nelere kadir Allah'ım!
Hepsi "Atatürkçü" olmak için Haydar Baş'ın kitabını beklemişler. Hem de 10 Kasım 2017'yi? "Atatürkçü" olmak için 'Hoş Geldin Atatürk'ü beklemişler!
"Atatürk" demek için, Prof. Dr. Haydar Baş'ın, kitap yazmasını
beklemişler!
Sizin mahalle bile inanmıyor buna!..
AKP'li bana soruyor, "iktidar niye 'Atatürk' dedi" diye. Ben de, "iktidar "Atatürk" demedi, cübbe ve gömlek değiştirdi" dedim. Bunu yaparken de, "Haydar Baş'a inandı" görünüyorlar. Yol bitti çünkü.
Dünya Haydar Baş dönemini yaşarken, sureti haktan görünmeye çalışıyorlar. Ama biz, bazılarının dönüşünü gerçekten çok arzuladığımız için, kıbleye doğru düşmelerini, "hakka döndüler" diye hüsnü zan ediyoruz.
Oysa yalpalıyorlar, kıbleye doğru da düşerler, Batı'ya doğru da…