Türkiye, ABD ile Menbiç konusunda anlaştığını açıkladı. Çavuşoğlu Rusya'ya gidince, bu anlaşmadan vazgeçtiklerini söyledi. ABD ile Rusya arasında gidip geliyoruz. ABD ile Rusya arasında ölümcül dans oynuyoruz resmen.
ABD ile nasıl anlaşmışlardı bilmiyoruz.
ABD, YPG'ye silah satışını durdurmaz. Kurduğu "ortaklıktan" vazgeçmez. Bir anlaşma olduysa şayet, seçime giden AKP'nin ABD'ye boyun eğmesiyle sonuçlanmıştır.
Neyse anlaşma iptalsa, tamam!
Gerçekleri konuşmak çok acıdır ama olayları sonuçlarıyla değerlendirmemiz gerekir. Ayrılıkçı Suriye Kürtleri'ne "vatan haini" diyen bir tek Esad var iken, onunla da el skışmıyoruz.
Esad'ın eli dışında, ABD ve İsrail' ait ne kadar el varsa tutuluyor. Bu yanlıştan dönmedikçe, ABD ile kavgamız dahi ABD'ya yarar. Bundan sonra işler, daha da karışcak. ABD politikaları şahıslara göre değişmez ancak Türkiye ve İran düşmanı, CIA Başkanı Mike Pompeo Tillerson'un yerine geldi.
Bu adam, Türkiye ve Ortadoğu için çok tehlikeli?
Üstelik, "Türkiye'de İslami Diktatörlük var" diyen biri. "Irak'ta kimyasal silah var" iddiasına, çok benzer bir ifadedir bu. ABD, Türkiye'ye müdahale hazırlığı yapıyor. Tabi İran'a da… Önceliğin İran'ın olması, bir şeyi değiştirmez.
Ve bakın, daha da önemlisi, Rusya ABD'ye "Esad'ı vurursanız karşılık veririz" dedi. ABD ile hareket etmek Türkiye için daha da tehlikeli. Türkiye, Rusya ve ABD arasında kim vurduya gidebilir. İki ateş arasında kalabilir.
Türkiye, şuanda zaten ABD ile Rusya arasında kalmış durumda. Fırat'ın Doğusu konusunda ABD ile Rusya bence anlaşmış durumda. Türkiye Şam yönetimi ile anlaşmış olsa, Şam'ın da eli Rusya'ya karşı güçlenecek ve hatta İran'a karşı bile güçlenecek.
Üzerinde çok fazla İran baskısı gören Irak, Türkiye ile yakınlaşarak bunu dengelemek istedi. İran'a karşı Türkiye'den yardım istedi. Ülkeler arasındaki ilişkiler, tahmin edilenden ötedir.
PKK, Türkiye içinde, neden sessizliğe büründü acaba?
Fırat'ın Doğusu'nda "devlet" oluyorlar, bütün gücünü buraya kaydırdılar, diyebilirsiniz. Veya Türkiye'de OHAL var, kıpırdayamıyorlar da, diyebilirsiniz. Ancak neden bu değil. İçime doğanı söylemeyeyim!
Çıkar, sonra üzülürüm!
Ancak şunu diyebilirim: Türkiye'de bu işi yeni bir "açılım" ile çözmek istiyorlar. Şuan yeni bir "açılım" için şartlar uygun değil. Şartlar, "Bozkurt" işaretine uygun.
Gelişmeler, Fırat-Dicle arasında oluyor. "Fırat'ın Doğusu" ne anlam ifade ediyor? Türkiye, PKK'ya Fırat'ın Doğusu'na çekilin diyerek zaten, burada böyle bir oluşumu kabul etmiş oldu. "Fırat'ın Batısı'na bak!" denilerek, doğusu unutturuldu mu?
Fırat'ın Batısı'nda "destan" yazdığımızı ikna edip, Doğusu'nda ne iş çevriliyor?
Ve en önemlisi, Fırat-Dicle arası, İsrail için "kutsal" değil mi?
Arz-I Mev'ut inacı değil mi?
Kudüs'ü, "doğu-batı" diye bölen anlayış, "Fırat'ın Doğusu, Batısı" diye bölme işleminde, hangi projeye hizmet etmiş olur, takdirlerinize bırakıyorum. Suriye'nin bölünmesinde İsrail'e yarayan kısmı ile Rusya'nın bir problemi yoktur.
Aslında Şam yönetimi, Rusya ile İsrail konusunda aynı düşünmüyorlar. Türkiye'nin eline Suriye'nin ihtiyacı var, bizim de Suriye'nin eline.
Ancak Türkiye, ABD ve İsrail'in elini tutarken, Suriye mecburen Rusya'nın elini tutuyor. İslam'ın değil, imanın güncellenmesi lazım ki, ABD ve İsrail'in elini bırakalım. İki Müslüman ülkeden biri Rusya, diğeri ABD'ye mahkum edilerek, ikisini de toprakları bölünüyor. Oyuna bakar mısınız?
Neyse son bir soru: NATO'ya, "neredesin ?" diyen iktidar, NATO'nun Türkiye'nin her yerinde olduğunu biliyor. Öyle ise iktidar, NATO'yu nasıl bir göreve çağırıyor?
Topraklarımızı "NATO toprağı" , Diyarbakır'ı "BOP'ın yıldızı" yapacağını ilan ve iddia eden iktidar, NATO'yu, BOP'u korumak için mi çağırıyor!
NATO, üyesi olmadığı halde ancak bir ülkeyi korur, o da İsrail.
Seni Allah korusun Türkiye'm!
Ateşe koşan pervaneler gibisin!
Sen, seni kurtaracak Baş eli tutmadın, Allah kurtarsın gayrı!