Şekeri bitirdiler sıra çaya geldi!

Son beş yıldır, belki yüzlerce defa  "beslenme"  üzerine yazılar yazdım.  "Şeker tadında zehir"lerden bahsettim.  NBŞ'lerle "Zehirleniyoruz" diye, bu köşede, feryat figan ettik. " Milleti kanser ediyorlar" diye, hem ekranlarda, hem köşemizden bağırdık,  durduk.

 "Türkiye'yi tohumla vurdular" diye, yazdığım makale 250 binin üzerinde okundu. Anlayacağınız, sağır sultanlar duydu. İktidar nihayet lütfetti, NBŞ kotasını yüzde 10'dan, yüzde 5'e indireceğini söyledi. Ancak, yine halkı yanıltıyorlar. 

NBŞ, kotası yüzde 5'ten sürekli artırılarak yüzde 35'lere kadar çıktı. İsteyenler bir iki yıl önceki, konu ile ilgili yazılarıma bakabilirler.

ABD'li şirket kazansın diye, ABD devletinin arkasında olduğu malum şirket, Türkiye'de kazansın diye neler yapılmadılar neler. Eski Başkan oğul Bush, sırf bu iş için 2004'te Türkiye'ye gelmişti. Ve üzerinden geçen bunca zamandan sonra, şekerin yerini ABD şurubu alınca, şeker fabrikaları zarar eder hale geldi.

Önce Şeker Kurumu kapatıldı ardından, "zarar ediyor " bahanesiyle, şeker fabrikaları saltığa çıkarıldı. Akıl var, mantık var 80 milyon şeker yiyecek ama şeker fabrikaları zarar edecek. 

Hiç olacak şey mi? 

ABD şurubundan vazgeçilsin, yeni şeker fabrikaları açılır. Pancar üreticileri abat olur. Çiftçi kalkınır. ABD kaybeder, Türkiye kazanır. 

Ancak AKP ile veya diğerleri ile hiç mümkün değil.

"Tarım stratejiktir" tespiti ve teşhisi ile toprağa bakan, Prof. Dr. Haydar Baş dışında, bu hep böyle devam edecektir. Sayın Baş'tan çalarak konuşanlar, ülkede "yerli " saman bile bırakmadılar, ülkenin öküzleri bile artık aç!

Bu ülkede, 'şeker'  gibi oyunlar oynanıyor. Ülkenin her şeyini satanlar  "yerli ve milli" oluyorlar. ABD'nin zehirli şurubunu "şeker" gibi yutan halkımız, ABD'nin bütün zehirli politikalarını, şeker tadında yuttukça, yutuyor AKP elinden. 

Şekeri bitirdiler, sıra çaya geldi:

Rizeli, bunu anlamazsa, hiç kimse anlamaz. Epeydir bu ülkede çay-kahve savaşları var, farkında mısınız? 

Her yere, cafeler açılıyor, niçin dersiniz?

Kahve, ithal ediliyor çünkü. Çay ithal edilirse ancak o zaman kahve ile yarıştırmayacaklar. Ülkemize kahve satanlar,  çay satmak istiyorlar. Seni içerden, iktidar eliyle boğuyorlar.

Bakın şuraya yazıyorum, Türkiye çay ithal eden ülke olacak. Tarım ülkesi Türkiye saman ithal ediyor da, neden çay ithal eden ülke olmasın. Karadeniz, özellikle Rize'de hükümet, organik çay üretin diye baskı uyguluyor.

Halk organik çayın ne olduğunu da bilmiyor. Tek bildikleri, kimyasal gübre kullanmamak? Çay üretimi bu organik hikâyesine oldukça düştü. Rizeli üzerinde oturduğu halının, çekildiğinden habersiz, "organik" bir uyku içinde?

Uyandığında çok geç olacak.

Organik Çay'ın kilosu çıkacak 50 liraya, ardından fakir çay içemeyecek hale gelecek. Ülkede normal çay bulunmayacak ve ne olacak, yabancı çaylar kilosu 5 liradan içeriye sokulacak. Şeker zehirdi, çay da zehir olacak.

Bir yandan da, kahve satışları patlayacak. Yabancılar hem çay satacak, hem şeker, hem kahve. Bizde zehirlenmeye devam edeceğiz. Karadeniz'in dağlarına, yaylalarına kadar satan iktidarı, siz sırtta taşımaya devam edin!

"Başka kim var ki?" diyerek kasılın!

Çayınızdan da olun, şekerinizden de!

Prof. Dr. Haydar Baş Bey, her ne derse, o çıkar, haberiniz olsun. Ondan duyduklarımızla, ülke insanını uyarmaya devam ediyoruz lakin bu halk, bizi zehirlendikten sonra duyuyor. Çayını, şekerini kayıp ettikten sonra duyuyor.

Diyor da gereğini yapıyor mu?

 Hayır, ne yazık ki?

Bizim söylemlerimizi çalıp, söyleyen, iktidarın başka havuzlarında boğuluyor. Bakın, ülkenin bir anda bir kurtarıcısı çıktı. Kara mı Kara, Molla mı Molla!

 Yahu, AKP, Saadet tarlasının zerzevatı değil mi zaten? 

Aynı havuzun balıkları değiller mi?

Aynı  "okulun" çocukları değiller mi?

Bizden dinleyip, tekrar aynı havuzda yıkanmaya gitmeyin. 

Lütfen kendinize gelin!

Türkiye'nin zamanı kalmadı ve bizlere Bağımsız Türkiye kapısını açacak, tek anahtar var, o da, Prof. Dr. Haydar Baş'ta.

İnansak da böyle, inanmazsak da?

Kapitalizmin kökünü kazdı. İpliğini pazara çıkardı. 

Soyucu düzeni, dünyada kaldırıp attı. 

Bunlar, fındık söktürmedi mi sizlere?

Çay yok, fındık yok, Karadenizli ne yiyecek? Bunlar ot bile bırakmadılar, haberiniz olsun. Şimdi sulamaya para almaktan söz ediyorlar. Bugün Rizelileri, "Atatürk Vatandır" programına davet ediyorum

Şekeri bitirdiler sıra çaya geldi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön