İslam'ın kutsallarını, ne yazık ki, elinde tutan Suud yönetimi, yine Veliaht Prens'in dilinde çok önemli itiraflarda bulundu.
Biliyorsunuz, "Suudi Arabistan olarak, Ilımlı İslam'a geçtik" diye bir açıklama yapmıştılar. Vahhabilikten, Ilımlı İslam'a geçtiler. Ahrın birinden çıkıp diğerine girdiler.
"Ilımlı İslam" nedir?
Gülen'in Türkiye'de temsil ettiği, iktidarın da bir dönem devlet politikası haline getirdiği, İslam olmayan İslam'dır. "Üç Büyük Din" veya "İlahi Dinler", "İbrahimi Dinler" adı altında, İslam'ın batıla eşitlendiği, Papalık icadı bir "din"
Yani Amerikan ve Vatikan İslam'ı?
Suud yönetiminden, yeni itiraflar gelmeye devam ediyor. Veliaht Prens Muhammet, "Vehhabiliği, ABD istedi biz uyguladık" dedi. İngilizlerin kurdukları, Vehhabilik mezhebi, ABD tarafından desteklenmiş.
Allah'ın İslam'ı, Peygamberin İslam'ı, Ehl-i Beyt'in yaşadığı canlı İslam, canlı Kur'an yerini, ABD ve İngiltere'nin desteklediği, İslam olmayan İslam almış. Bunlardan bize ne diyebilirsiniz. Ancak o kadar kolay değil.
Türkiye, bunların dışında değil ki?
Türkiye, yeni yetme Prens tarafından "şeytan üçgeni" içinde yer alan ülke ilan edilmesine rağmen, Suudi Arabistan'a karşı çok "uysal", Suriye'ye karşı ise malum, oldukça ketun.
Suud, Ilımlı İslam yolundan giderken, AKP o yoldan dönmüş geliyor.
Tecrübe sahibi yani!
"Ilımlı İslam", Türkiye'den sorulur!
Özellikle de, Gülen'den ve Hükümetten!..
Gülen, "FETÖ" olunca, Ilımlı İslam projesi çökmedi, iktidar o işi omuzlayıp, Papa ile buluşmaya, görüşmeye, Papa'dan "dua" istemeye, Papaz ve Hahamlı "iftarlar" vermeye devam etti.
Neyse!
Suud Veliaht Prensi ABD'ye gitti, biliyorsunuz. İran'ı hedefe oturturken, Yahudileri, göklere çıkardı. İsrail'e "şirinlik" adına öyle çamlar devirdi ki, sormayın.
Efendimizin bir Yahudi ile evlendiği iddiasından tutun da, Peygamberin neredeyse "Yahudi dostu" olduğuna varıncaya kadar zırvaladı, durdu.
İktidarları için, "Yahudi ve Hıristiyanları 'dost' edinen", bu ve bunun gibi zavallılar, "Allah'ın dinini çok az bir bedele sattılar". Peygamberimizin mübarek kabrini ziyareti dahi şirk sayan Vahhabi kafalar, Trump'ın önünde eğilmeyi, adeta sevap addediyorlar.
Peygambere hürmeti "din dışı" görürler, krallarına hürmeti ise din gibi telakki ederler.
İngiliz kraliçesine olan hürmetlerinin yüzde birini, Peygamberimizin kabrine göstermezler. Onların ölüsüne bile eğilen bu kafalar, Peygamber kabrinde bir Müslüman'ın ağlamasını, "şirk" sayarlar. Vahhabilik böyle bir şey işte.
Allah'ın seçtiklerine değil ama ABD'nin seçtiklerine, acayip itaatkârdırlar.
2008'de hac nasip oldu. Kâbe'ye yakın yerde, Peygamberimizin doğduğu ev olarak anılan bir evi, anneme göstermiş, "efendimizin evi işte bu yerde imiş" dedim. Annem evin önüne geldi, ağlamaya başladı. "Kurban olurum ben onun doğduğu yere de, eve de?" dedi.
Biraz sonra polisler geldi, uzaklaştırdı bizi. Annem, "ne oluyor, bunlar niye kızıyor" dediğinde, "anacığım peygamberimizin evi Ebuleheb'in çocuklarınca sarılmış, gel gidelim" dedim. "Yatağında yatan bir Ali, elbet bırakmıştır" dediğimi hatırlıyorum.
Polis kendine hakaret ettiğimi anladı, İranlı sandı sanırım ve ancak Türk kimliğimi görünce beni bıraktı.
Kıymetli dostlar!
Hakikat bu!
Peygamberimizin evi, kutsal beldeler, ne yazık ki ABD ve İsrail'in elinde. Suud ailesinin Yahudi bir aile olduğu hususunu, kıymetli kalem Mehmet Emin Koç yazmıştı. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Aile Arap olsa ne olur, Trump'ın çocukları gibi hareket ettikten sonra.
Trump, Prens kadar saygılı ve itaatkar bir "oğul" görmemiştir. Ne istese alıyor. Bu "ılımlı İslam" böyle işte, kim ne istere alır!
Dün yazmıştık, İsrailli komutan "Suud âlimlerini dinleyin" diye Filistinlilere anonslar yaptılar. Durum Suud'ta böyle de, Türkiye'de farklı mı?
İsrail'in memnun olduğu "âlimler" bir tek Suud'ta mı bulunuyor? En fazla Türkiye' de bulunuyor.
Emin olun böyle!
Atatürk'e "deccal" diyenlerden, İngiliz, İsrail ve ABD, hepsi birden çok memnunlar. Suriye'ye "Şii" diye, ABD ve İsrail'in yanında yer alan, ne kadar "alim" kılıklı zalim varsa, hepsinden İsrail çok memnun.
İran'a "Şii" diye kıvıran, Suud'a her zaman toz kondurmayan ne "zalimler var, af edersiniz "alimler" dedim!