Ekonomi resmen çöküyor.
AKP'nin yapabileceği hiçbir şey yok? Yapabileceği şey seçime gitmekti, onu da yaptı. Daha ellerinden hiçbir şey gelmez. Bu bir sonuçtur. Kimse olaya bir "dış" kılıf aramasın. 2003'ten beri dışarıdan 600 milyar doların üzerinde, ülkeye para girişi oldu.
Şimdi de çıkıyor.
Gelirken iyiydi de, çıkarken niye kötü oluyor. Gelen para, kendilerinin sandılar. Elin parasıyla hava attı durdular. "Hazinede yüzlerce milyar dolarımız var" dedi kasıldılar.
"IMF'ye borç veriyoruz" dediler. Küresel tefeciler, Türkiye'de faizden ayda kazandıkları parayı, kendi ülkelerinde yılda kazanmıyorlar. Niye para girmesin. Şimdi de "Türkiye güvensiz" diye, gidiyor. "Türkiye iflas ediyor" diyorlar.
Peki, gerçek böyle mi?
Evet, ne yazık ki böyle?
Kumar masasında kalkınan bir ülke olur mu? Ülkeyi büyük bir kumar masasına çevirdiler. Faiz-borsa-döviz üçkâğıdı ile oynadılar. Paralarına para kattılar. Kapitalizmin üç saç ayağı. Şeytan üçgeni.
Prof. Dr. Haydar Baş, Türkiye'de ekonomi ile alakalı tek konuşan insan. Kimsenin umurunda değildi. 15 yıldır "Türkiye'ye batıracaklar" demekten, dilinden tüy bitti. Kimseye sesini duyuramadı.
Rusya'sı, Çin'i duydu. Hindistan'ı, Brezilya'sı duydu. Putin'i, Le Pen'i duydu, Çin komünisti Şii duydu, bu beyler duymadı.
Türkiye'ye sokulan "sıcak para" herkesimi gevşetmiş, "Ne diyor bu Haydar Hoca" diyorlardı. Bilmem şimdi anladılar mı, Baş Hoca'nın ne demek istediğini?
Kimse olaya bir "dış" kılıf aramasın. Yabancı para yabancı asker gibidir, yabancı paraları "sermaye" diye çekersin, sonra "dış mihraklar" dersin. Dış mihraklara kapıyı açan kim? Ülkeye sokan kim? "Türkiye'ye yatırım yapın!" diye, olayı masum gösteren kim?
16 yılda ülkeyi batıranlar, şimdi "dış mihraklar" diye olayı saptırıp tekrar, karşımıza çıkmışlar. İnsan utanır bari!..
Kapıları açarsın, düşman içeri girer, sonra verdikleri zarardan sıyırmak için "dış güçler yapıyor" dersin. Ülkeyi ecnebilere soydurdunuz. Vatandaşın birikimlerini, doları doldurmada kullandınız. Allah, sizleri bildiği gibi yapsın!
Ve Haydar Baş'ı dinlemeyip, yalancılara, soygunculara inananlar, sakın ola sonuçtan dolayı zıplayıp durmayın. İktidar kadar, hepiniz suçusunuz!..
Akıl var mantık var kardeşim: Bir ülkede saman dahi ithal ediliyorsa, öküzler ithal samanla besleniyorsa, o ülke betonla nasıl kalkınır. Özel şirketlere hazine garantili borçlanma yetkisi vermek, ülkeyi soymak değil mi? Ülkede gelir getiren her şeyi sattılar. Devletin geliri bir tek vatandaştan vergi almak veya vatandaşa cezalar kesmek.
Bu köşede yüzlerce defa seslendik. Yalvardık, yakardık, "Haydar Baş'ı dinleyin" diye. Baş Hoca "tarım stratejiktir" diyerek, köyleri gezdi yıllarca. Çiftçileri uyardı. "Topraklarınızı satmayın?" dedi. Vatandaş AKP'ye uydu, her şeyi sattı.
"Silahsız savaşırsın ama buğdaysız savaşamazsınız" diyen Haydar Hoca, halen uyarmaya devam ediyor. Hafta sonu Bursa'da, onlarca yıldır yaptığı uyarıları tekrarlayacak. "Tarım" diyecek, "ekonomi" diyecek "milli para" diyecek.
Dünyaya sesini duyurdu ama bu millete duyuramadı. Çünkü ABD çuvalı milletin başına geçirilmiş, Haydar Hoca'yı duymayacak bir izolasyona tabi tutuldu. İttifakları alınmadı, çözümleri duyulur diye, görüyorsunuz.
Her şey o kadar açık ki, Türkiye her yıl borcu borç ile kapatıyordu. Artık borçta alamıyor. Moratoryum ilan etmekten başka çaresi yoktur.
Yeni para vermeleri için Kıbrıs'ı vereceksin, Güneydoğu'yu vereceksin İzmir'i vereceksin. Borç isteyen sensin, borca karşılık her şeyi satanda sensin. Hastasınız doktora gidersiniz. Doktor tahlil yapar, ateşinizi ölçer ve derdin şudur der.
Ekonomi de böyle. Hasta olmuş, her şeye alerjisi var. En ufak bir şeyde tansiyon, şeker, ateş, hepsi yükseliyor. Bünye zayıf düşmüş, üstelik kanser. Kapitalizm kanser etti ekonomiyi.
Türkiye yepyeni bir modele geçmek zorunda? Kendi kaynaklarına, kendi parasına, dönmek zorunda? Bitirdiği tarımı yeniden diriltmek zorunda? Her şeyden önce iyi bir doktor bulmak zorunda? Haydar Baş'tan başkası asla kurtaramaz.
Çünkü o kapitalizmi tedavi etmiyor, cerrahtır kesip atıyor, illeti.
Herkesin sorduğu soru: Doları kim durduracak?
Nerde o biz uyardıkça, "yol, köprü" diyenler. Şimdi onları asfalt yemeye davet ediyorum!
Ekonomiden daha etkili bir silah yoktur dünyada. KKTC'den bir açıklama geldi, duydunuz mu? "TL'den çıkacağız" diye. Bu ne demektir, biraz düşünün!
Asker ile elde edilemeyen, işte böyle iktidar ve ekonomi ile elde edilir. KKTC'de Lira'dan çıkması demek, KKTC'de başka bayrağın dalgalanması demektir.
Demek ki borç yiğidin kamçısı değilmiş!
Borç geldiği gibi durmuyormuş, yüz yıllık birikimleri alıp götürüyor. Sattıkları 70 milyar dolar tuttu. 220 milyar dolar borç, 1 trilyon dolara çıktı. Borç düşmediği gibi buna rağmen 4 katına çıktı.
Allah akıl fikir versin!