Kapitalizmin alası Türkiye'de uygulandı.
Hem de vahşi kapitalizm.
Kapitalizmin uygulandığı bir ülkede sosyal devlet kâğıt üzerinde kalır. Sosyalizmde devlet, gücü elinde tutan bir grup azınlığa hizmet eder. Kapitalizmde devlet, sermaye sahiplerine hizmet eder.
Sosyalizmde insan, gücü elinde tutanların kölesi olur, kapitalizmde ise sermayeyi elinde tutanların kölesi olur. İkisi de kölelik getirir.
Bu iki tezin dışında yok mudur, üçüncü bir tez?
Hem insanın kendine çalıştığı, hem de devletin insana çalıştığı bir sistem, yok mudur?
Sistemler hep insanı, bir gücün kölesi mi yaparlar?
İnsana göre sistem yok mudur?
İnsanlar hep sisteme göre, insan görünümlü robotlar olmaya mahkûmlar mı?
Hiç mi, bir araştıran Allah kulu çıkmadı?
Bir sorgulayan olmadı mı?
"Kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız" yalanını çürüten olmadı mı? Kaynaklar sınırlı ise güçlü olan kaynaklara oturur. Kim söyledi bu yalanı?
Ya Müslümanlar bu yalana nasıl inandılar? İnandıkları kitap, "nimetler sonsuz" diyor, ama inandıkları ekonomi sistemi "kaynaklar sınırlı" diyor.
Bu çelişki, değil mi?
Sosyalizminde, kapitalizminde ikiz kardeş oldukları buradan belli? Hem de, siyam ikizleri!..
İkisi de, "kaynaklar sınırlı, ihtiyaçlar sınırsız" ilkesi üzerine bina edilmiş sistemlerdir. İkisinin de üzerinde durduğu direk, aynı?
"Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı, sınırsız olan ihtiyaçlar değil, ihtiraslardır" diyen bir insan, kapitaliz mi ve sosyalizmi çöpe atmış olmuyor mu?
Bunu söyleyen bir insan, mutlaka Müslüman'dır, çünkü Müslüman dışından hiç kimse ihtiyaç ile ihtirası ayırt edemez. Bu görüşün sahibi mutlaka bir Türk'tür çünkü paylaşımda adaleti ancak bir Türk sağlayabilir.
Bu Türk ancak Haydar Baş olabilir. Adil paylaşım için, "Vatandaşlık Maaşı" dedi. "Ev Hanımı Maaşı" dedi. Bunlar seçim vaatleri değil, sistem gereğince, devletin ekonomiye müdahalesidir. Devletin zayıfa ulaşması, baba devlet vasfını icrasıdır.
İktisadın temelinde, tanımında dahi kapitalizm ve sosyalizmden, yarılan bir tez ve görüş, elbette dünya iktisatçılarının dikkatini çeker. Elbette "biz neden bunu bulmadık" diyerek, Prof. Dr. Haydar Baş, karşısında şapka çıkardırlar.
Elin adamı güngörmüş, günler görmüş, şu bizimkiler gibi cüce kalmamışlar ya? Seçimden seçime görüşleri çalma basitliğine düşmemişler ya? Kitabı eline alan bir insan, iktisatçı olmamasına rağmen vuruluyordu, görüşlerin dünyada ilk olmasına ve sadeliğine, basitliğine?
Yıllarca kapitalizm, çok kapitalist yetiştirdi. İnsanlar ekonomiden anlamasınlar diye(soyulmaları için strateji böyle), ekranlara çıkanlar, ekonomiden bahsedenler, paradan bahsedenler, hep kapitalist bir dil kullandılar.
Kimse bir şey anlamadı. Bambaşka kelimeler, cümleler, kurarak, "ekonomi biz insanların anlayacağı bir şey değil" izlenimi verdiler. Bunlar kapitalizmin robotlarıydılar sadece beyinlerine yüklenenleri tekrar edip durdular.
Prof. Baş, iktisatta bir devrim yaptı, doğru. Ama büyük bir devrim daha yaptı, iktisat ilmini bu robotların ellerinden aldı. İlkokul mezunu da Baş Hoca'nın iktisat kurallarını çok iyi anlıyor, anlatıyor, üniversite mezunu da?
Anlamayanlar kendilerine birer "robot değilim" raporu alsınlar. Şimdi sosyal medya kullanıcılarına "robot olmadığını kanıtla" mesajları gelir. Haydar Baş'ı anlamak, robot olmadığımızın kanıtıdır.
Bundan anlaşılmayacak ne var Allah aşkına:
– "Enflasyon, pahalılık demektir.
– Maliyetli para enflasyon doğurur.
– Tüketim en büyük kaynaktır.
– Faiz bir iktisat hastalığıdır.
-Kaynaklar sınırsız, ihtiyaçlar sınırlı."
Şimdi bu kavramları anlamayan var mı?
Robotlar mı dediniz!
Onlar karşısında bilim çaresiz. Kanlı canlı robotlardan söz ediyorum.
Allah, bütün canlıların rızkına kefil, peki öyle ise insanlar neden açlıktan ölürler? Çünkü rızkın gaspçıları var. Kaynakların küresel eriticileri var, küresel ve yerli götürücüleri var. Kaynakları transfercileri var.
İnsana düşen rızkını sahip çıkması, kendine ait olanı kaptırmaması?
İnsanların emek ve üretimleri, kürsel oligarşilerin boyalı kâğıdına değiştiriliyor. "Döviz yükseldi" algısıyla herkes soyuluyor. Bir gecede insanlar fakirleşiyorlar. Ellerinden kaynakları çıkıyor. 80 milyon çalışıyor, yüz aile yiyor.
Ve milyarlar çalışıyor, binler yiyor.
İçimizden bir insan çıktı.
Bu küresel soygunu durduran bir tez yazdı. "Milli paralarınızla ticaret yapın" dedi. Devletler dinledi, embesiller es geçti. Âlimler dinledi, cahiller güldü. "Gücü nedir?" dediler. Kapitalizmin beyinlere yüklediği gözler, gerçekleri görmüyor.
Onlara göre, hâşâ Allah'ın bile gücü yok, efendileri karşısında. Beş vakit namaz kılar, "Allah en büyük" der, ama yalan der. Ona göre en yük dolar ve avro sahipleri ve onların desteklediği yerli işbirlikçiler.
Başka güçlü tanımaz.
Allah gerçek güçlüyü gözlerine çakacak!
Sürekli neden "Haydar Baş" diyoruz, öyle mi? Sürekli "AB, ABD", değiniz için, "kapitalizm" dediğiniz için. Çünkü "Haydar Baş" demek, "Bağımsız Türkiye" demek, Atatürk demek, Milli Devlet Sosyal Devlet demek, "Milli Ekonomi" demek.
Dünya "Haydar Baş" diyor, baksanıza bizim liderler bile "Haydar Baş" diyor ama önce talebe olmaları gerekir. Çalanlardan talebe de olmaz ama neyse!..