CIA'nın beyin takımı sayılan Henri Bakey, " Menbiç Erdoğan için seçimler yüzünden önemliydi. ABD, Erdoğan'a bir hediye verdi. Erdoğan ikinci turda kazanır" dedi. Bu ABD'nin Erdoğan'a, seçim desteği demektir.
ABD, Erdoğan'ın tekrar kazanmasını istiyor. Daha seçim kararı verilmezden evvel, "AKP, ABD ile anlaştı" diye yazmıştım. Yani meydanlarda "Ey ABD!" denilirken, "Atı alan Üsküdar'ı geçmiş"ti. Hep söylerim, AKP'nin sözlerine değil, icraatlarına bakın diye.
ABD, Erdoğan'ı istiyor, İngiltere Erdoğan'ı istiyor.
Geriye kim kaldı?
İsrail.
İsrail dünden razı? Yenikapı'da Ak'ların "İsrail kahrolsun" çektiği Pazar gününün ertesi, İsrail'e petrol akıttı AKP iktidarı. Ve dün Sayın Erdoğan "İsrail'e ihtiyacımız var" dedi. Yani mevcut iktidar, ABD, İngiltere ve İsrail'den, milim kopmadı.
Münbiç konusunda ABD ile anlaştılar, içinden neler çıkacak, yaşayarak göreceğiz. Fakat anlaşmanın bir konusunun S-400 olduğu, kesin. Demiştim değil mi "Türkiye, S-400'ü alamayacak" diye. "Alsa bile asla kullanamayacak" diye?
Ve şimdi duyuyoruz ki, Türkiye S-400'ü alıyor ama kullanmayacak sözü vermiş. Radarsız alıyor. "Alın ama kullanmayın" teklifi ABD'den gelmiş ve sonra, bir orta yol bulunmuş. "S-400, NATO'yu rahatsız etmeyecek", garantisi verilmiş.
Bunun anlamı şu: S-400'müz olacak ama üzeri dantelli desenli örtülerle örtülüp saklanacak. S-400 iptal de edilmiyor. Çünkü bu defa Rusya kafa kaldıracak.
ABD, AKP'yi yeniden istiyorsa, İngiltere, seçimden sonra gerekli "yasal düzenlemelerle" Türkiye ekonomisine "kayyum" atamak şartıyla, kredi musluğunu yeniden açmışsa, bu iş bitmiştir. Ekonominin başına İngiltere vatandaşı Şimşek'e ek olarak, Babacan da gelirse, ne demek istediğim sanırım anlaşılır.
Yani Türkiye seçim derdinde iken, ülke yağmaya devam ediliyor. Büyük güçlere "rüşvet" vererek, günü kurtarma, koltuğu kurtarma, elimizde öyle patlayacak ki, her şeyimizi kaybedeceğiz. Zaten kaybettik ama artık bu kayıplar, kanlı olacak.
Yani savaşlar bizi bulacak.
Türkiye, ekonomisi İngiltere'ye, dış siyaseti ABD'ye, iç siyaseti AB'ye teslim edilmiş bir ülkedir. Bu yeni değil. Ancak AKP ile bağımlılık artarak, tam bir teslim oluşa dönüşmüştür. Ve Türkiye'yi bu durumdan kurtaracak, yerli ve milli projelerin çok uzağındayız.
AKP böyle de, yerine gelmek isteyen muhalefet farklı mı? Ne yazık ki değil. Küresel güçler tercihini "AKP'den yana koymuşken" muhalefet ise bu tercihi bozacak adımları, özellikle atmadı. Bu, "küresel güçlerden korktular" veya "görevliler" hiç fark etmez.
ABD ve İngiltere'nin Erdoğan'a "hediyeler" vermeleri yetmiyor, bir de içerden, muhalefet hediye veriyor. Bakın, Muharrem İnce, ince ince doğruyor iktidarı, çok güzel.
Peki, çözümü ne?
Türkiye ekonomik bağımlılıktan kurtaracak, projesi ne?
Saray'ı yaptın okul, ya sonrası ne olacak?
Ellerinde hiçbir şey yok, tıpkı AKP gibi borçlanma yoluna gidecekler. İngiltere sarayına iktidar besmele ile giderken, bunlar "sol" kapıdan girecekler., fark bu?
Her sorun için "İyi olacak" demek dışında ve de Haydar Baş'tan proje aşırmak dışında, Meral Abla'dan kim ne duydu? "NATO şemsiyesi altında", "iyi olacak" demek, hiç iyi bir şey değil.
Saadet'in Molla'sı, herkesten erken İngiltere "Açılım'ına sarıldı. Barkey, başka ne demişti: Teröristlerle masaya oturdunuz, konuştunuz, onlarla anlaşmalar yaptınız ve aslında bu anlaşmaları uyguladınız".
Oslo'da kurulan o masada, İngiltere olduğunu unutmayın. Neresinden baksanız, olay yeni bir "açılıma" çıkıyor. CHP "açılım" diyen Saadet'e grup kurduracak. "Anadilde eğitim" diye İngiliz damadı Temel, boşuna konuşmaz.
Acı ama gerçek şu:
Türkiye, içerden ele geçirilmiş siyaset(İktidar-muhalefet-yavru veya enik muhalefet) ile Batı tezlerine teslim olmuştur. Seçime gidin, oy kullanın, partilerinize sımsıkı sarılın, bağırın, çağırın!..
Ülkeniz elden çıkıyor, haberiniz olsun.
Türkiye, ABD ve İngiltere eliyle İran'a karşı karakol ülke yapılacak. İran'ın içi karıştırılacak. Bu işte, Türkiye kullanılacak. Suriye bölünecektir.
İran, Suriye'den Rusya'nın oyunuyla, el çektirildi. Yani Rusya, İran'ı Suriye'de sattı. Suriye'de satan, başka yerde de satar.
Türkiye, İran İLE savaşın eşiğine getirilecek. ABD'nin PKK'ya verdiği ağır silahlar bizlere çevrilecek. Ölü "IŞİD" hücreleri harekete geçirilecek. Allah yardımcımız olsun.
İsrail'in önünde, ileride baş ağrısı olacak Türkiye ve İran engeli bir şekilde ortadan kaldırılacak. Borçlu, parçalanmış, iç ve dış güvenliğini kaybetmiş, bir Türkiye amacındalar.
Batı'nın hedefi amacı bu iken, siyasetin hedefi ve amacı, gerçekten çok düşündürücü: İçinde Prof. Dr. Haydar Baş'ın olmadığı, ekonominin konuşulmadığı, Atatürk'ün hiçbir şekilde "merkez" yapılmadığı, Alevi-Sünni kardeşliğinden asla söz edilmediği, bir meclis istediler ve başardılar.
ABD'nin kâğıttan dolar imparatorluğunu, tezleriyle yıkan Haydar Baş istenmedi. ABD bugün gümrük duvarlarıyla kendini, Haydar Baş'ın "Milli Ekonomi Modeli'ne karşı korumaya aldı.
Rusya ve Çin, eskiden de vardı ama ABD'ye karşı ellerinde bir ekonomi modelleri yoktu. Şimdi öyle değil, Milli Paralarla Ticaret tezi, ABD'ye kök söktürüyor. ABD, kendini korumada agresif davranınca, Avrupa ile arası açılıyor.
G7'de ki kavga, neyin kavgası sanıyoruz!
Haydar Baş Hoca, ekonomi teziyle Batı ittifakını dağıttı. Merkel, "Avrupa dağılacak" dedi. Sayın Haydar Baş 15 yıl önce, "AB dağılacak" dedi. Onun hamaset değil, gerçekten bilimsel verilerle bunu söylediğini, dünya iktisatçıları anladı da, şu bizim NATO kafalılar anlamadılar.
Neyse?
Türkiye'nin sadece ölümü öteleniyor.
Seçim öncesi dolar ipiyle bir salladılar, sonra, "sadece rükûda eğileceklerini" iddia edenler, Kraliçe önünde eğildiler.
Kraliçe önünde eğilmek kader değil sonuç.
Kraliçe yerine Prof. Baş'a gitselerdi, birlikte namaz için eğilirlerdi.