Emperyalizme kuş olmamak elimizde

Belgesel seyretmenizi tavsiye ederim. Hayvanların avlanma teknikleri, ibretlerle dolu? Strateji uzmanları, hayvanların avlanma tekniklerine çok büyük önem verirler. Savaş taktiklerinin çoğu, doğada hayvanların avlanma tekniklerinden alınmıştır.

Aslan, kurt, tilki, çakal, ? Aklınıza ne gelirse, her birinin hayatta kalma mücadelesi bir beceriye, bir tekniğe bağlıdır. Hayvan, hayvan iken hayatta kalma tekniklerine sahip olduğu halde, milletler ve devletler, ilelebet var olma stratejilerine, nasıl sahip olmazlar.

Korelilerin çakal avlama tekniği var mesela: Keskin bir kılıca, tavuk kanı sürülür. Çakal, tavuk kanı sürülmüş keskin kılıcı yalamaya başlar. Yaladıkça dili kesilip kanar ama tavuk kanı zannederek, kendi kanını emer. 

Vücutta tüm kan çekilince, oracıkta ölür.

Çok ilginç değil mi?

Küresel tefeciler "paracı" iktidarları iş başına getirip, "sıcak para"  ile kendilerine bağlarlar, sıcak paraya alışan toplum veya yöneticiler, alıştıkları "sıcak para" ile kendi kanlarının emildiğini öğrenemeden, küresel tuzakların içine  "çakal" gibi yığılıp kalırlar.

Aklınıza çok örnekler gelebilir. Şuanda İran, sıkıştırılıyor mesela. İçerden ekonomisi kötü durumda, ambargolar kapıda? Onca doğalgaz ve petrolün sahibi oldukları halde, batmanın eşiğine gelmiş durumda.

Türkiye için İran, çok önemli. Suriye düşünce, Irak düşünce ne haldeyiz, görüyorsunuz, bir de İran'ın düştüğünü düşünün? Allah korusun. Müslüman komşu bir ülke? Türkiye'nin, "ABD'nin petrol almayın talebi, bizi bağlamaz" açıklaması, çok yerinde. Ancak sözünün arkasında durabilirlerse?

İran'ın bu durumunu, hangi avlanma tekniği ile açıklayabiliriz: Bir köpek tarafından sürekli kovalanan, tavşan düşünün. Artık yorulan ve dermansız kalan tavşanın, zalim avcıya itaat eden köpeğin pençelerine düşmesi, an meselesi olur.

İran, haklı olarak kendine yönelik tehditleri Yemen'de karşıladı. Suriye'de ve Lübnan'da, hatta Irak'ta karşıladı. O kadar ekonomik olarak dağılıp saçıldı ki, halkı aç ve yoksul kaldı.  Artık koşacak takati kalmadı.

Şimdi düşmanın eline, büyük bir fırsat verdi.

İran ne yapsa başarılı olurdu?

Rusya'nın yaptığını yapsaydı. Yani Prof. Dr. Haydar Baş'a sorsaydı. Rusya sordu, doğal kaynaklarını devletleştirdi. Tarımını "millileştirdi" şimdi Rusya'ya, domates satamıyoruz. Neden çünkü adamlar süper domates yetiştiriyorlar.

Şu hale bakar mısınız? Türkiye, Suriye'de patates ithal ediyor. Neyse, biz İran'ı konuşalım. Farklı değiliz çünkü.

 Bir yönetim hem kapitalizm hem İslam olmaz. Dükkânına "İslam" adını koyup, akşama kadar bankaların faiz kıskacında olan bir esnaf, dükkânına istediği kadar "İslami" desin. O dükkân kapitalist bürosudur. 

İsrail için, ABD'nin hedef yaptığı İran'a, bir Müslüman olarak eleştiri getirmiyor, sonuna kadar yanındayız. Kukla politikacılara inat ülkemizin yanında olduğumuz gibi.

 İran'ın dinsizini, Atlatik'in  "hocaefendisine" değişmem? Bunlar, ayrı konular ama Müslüman ülkeler olarak açığımızı, gediğimizi bilmemiz gerek.

Müslümanların Batı-İsrail ittifakı önünde "saman çöpü"  gibi olmalarının temel nedeni, ekonomidir. Ekonomik sistemin ne ise sen osun! İstediğin kadar sistemine cübbe giydirip sarık sar!..

Müslüman ülkelerin hemen hepsi, ABD'nin hedefindedir. Özellikle İran ve Türkiye? İsrail'in güvenliğini ve enerji kaynaklarının kontrolünü, dış politika önceliği haline getirmiş ABD karşısına, plan, proje ile çıkmayan, avlanır.

Türkiye'nin bir planı ve projesi olmadığı, saman ithal etmesinden belli? "Soğan ve patates kuru" ile mücadelesinden belli? Ve ne yazık ki, İran'ın da yok. Açlıktan ve yoksulluktan daha büyük bir tehdit olamaz.

İran, belli konularda Türkiye'den daha iyi olsa da, Batı karşısında ne yazık ki çok dermansız ve savunmasızdır. Sabit kuru geçmesi, doğru bir adımdı ve bu Baş Hoca'nın tezidir ki, seçim öncesi bizim hükümete de tavsiye etti. 

Ekonomik olarak savunmasızsanız,  yıkılmak için bir düşmana ihtiyacınız yok. Size düşman olarak kapitalizm yeter. Emek ve üretiminiz sürekli olarak, elin dolarını doldurmaya gider, damarda çekilmiş kan ne ise sömürülmekte böyle bir şey.  

Sürekli kan kaybına uğramış bir aslanı, çakal dahi yer.

Ülkelerin milli paraları, damarlarda dolaşan kan gibidir. O kan yoksa fil dahi olsanız, karıncalara yem olursunuz. Ülkeleri dermansız bırakan, kaynakları sömüren, kurda kuşa yem eden, kapitalizmden kurtulmadan,  asla olmaz.

"Bir ulusun para tedarikinin denetimini bana verin, kanunlarını kimin yaptığı umurumda değil" diyen M.A.Rorthschild ne demek istedi acaba? Merkez bankalarınızı kim yönetiyorsa, sizi onlar yönetiyor demek istedi.

Günümüz savaşları madem ekonomi ile oluyor, devletlerin ekonomilere müdahale etmesi gerekir. İşte kapitalizm ne der: Devletler ekonomilere müdahale edemez.

O yüzden AKP, merkez bankasını "bağımsız"  yapmıştı. Yani merkez bankası, Türkiye cumhuriyetinden bağımsız? Sayın Erdoğan, sürekli şikâyetçi oldu, kendisini dinlemediği için. İyi de, sizi dinlemesin diye, MB bağımsız yaptınız.

Samimiyseniz bağlayın kendinize! 

Bağlarsa İngiltere'den kredi gelmez. "Faizleri indirin" diyen zat, kredi alabilmek için faizleri artırmadı mı? Yani kapitalizm, abdestli adamı bile "faiz lobisi" yapar. İstediğin kadar abdestten şüphe etme, içine yapılmış ekonomide, abdest kalmaz!

Ayrıca, kapitalizme abdest geçmez!

"Dünya batsın, biz dünyayı kurtarırız" diyen Haydar Hoca'yı,  İran'da dinlemeli, Türkiye'de? Onun tekniği, onun taktiği, onun tezi ve modeli, Müslüman'ı emperyalizme karşı aslan yapar.

Emperyalizm, Müslümanları kuş gibi avlıyor, ne yazık ki.

Emperyalizme kuş olmamak elimizde?

Emperyalizme kuş olmamak elimizde

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön