Vahiy düşmanını 'vahiy kâtibi' yaptılar

Kuran'da "sahabe" yok ama peygamberin evlatları var. Kuran'da Ehli Sünnet yok ama Ehl-i Beyt var. Kuran'da Ömer Osman yok ama Ali var. Bunları niye mi söylüyorum? Kuran'da olmayan bir yol, Kuran'ın bile üzerine çıkarılırken, var olan görmezden geliniyor.

Muaviye'ye de "hazret" diyor, Ali'ye de. Olacak şey mi? Biri batılı temsil ederken, diğeri hakkı temsil ediyor. Biri Kuran'ı mızrak ucuna takıp hile yaparken, diğeri Kuran'ın canlı örneği olarak önümüzde duruyor.

Muaviye'nin gerçek yüzünü görmeyen, asla İslam'a kurulan tarihi tuzağı göremez. Muaviye, İslam'a alternatif bir din, icat etmiş ve ne yazık ki, başarmış. Muaviye gibi birine "hazret" diyen sarıklı cübbeli tiplerin videolarına rastladım da, yazmasam içimde kalacak.

Muaviye, halife Ömer tarafından Şam'a vali tayin edildi. "Vahiy kâtibi" dedikleri bu adam, vahiy düşmanı, bir kişidir. İslam'a ve peygamberine karşı savaşan Ebu Süfyan ordusunda, komutan olmuş biridir.

Ebusüfyan, babası olur. Anası da Hz. Hamza'nın katili Hint'tir. Hamza'yı şehit ettirdikten sonra, ciğerini söküp dişlemiş bir dişi canavardır. Şimdi sen, böyle bir ananın babanın evladına "hazret" dersen, kesinlikle oğlu Yezit'in cürmüne bu asırda bile ortaksın.

Ali, 7 yaşında Müslüman olmuş, yüzü hiç puta dönmemiş, peygamberin hanesinde büyümüş, vahyin kokusunu almış, Ali'yi sevmek ayet ile emrolmuş ve ama Muaviye ile eşit!

Biri sülalece peygamber düşmanı, diğeri peygamber evladı? Bir karşılaştırma veya kıyas yapmıyoruz. İslam'a kurulmuş tuzaktan söz ediyoruz. İslam'a paralel bir "dinden" bahsediyoruz. Ve bugün, bu Muaviye arkasında durarak, "Ehl-i Sünnet" çizgisinden söz etmek, sunilikten başka bir şey değil.

Muaviye'nin hayatı İslam'a düşmanlık ve Müslüman öldürmekle geçti. İslam'a girmeden önce zaten savaşıyordu, girdiğini iddia ettikten sonra da, savaştı ama bu sefer içerde savaştı. Müslüman elbisesi giyerek, Müslümanlar içinde Ebu Süfyan ordusu kurdu.

Muaviye, dayısı Osman halife iken,  "bu dayım yaşlı bir adam, zaten ölecek. Eğer normal ölürse, Ali Halife olur ve Muaviye ailesi tarih olur" diye düşündü, şeytanca bir plan ortaya koydu. İktidar uğruna öz dayısını öldürdü.

Osman'ın evi sarılırken, önceden hazırladığı kuvveti, Medine dışında tuttu ve dayısını korumaya gelmedi. Çünkü isyan çıkartıp dayıyı öldürten de kendisi. İmam Ali ise Osman'ı korumak için oğulları Hasan ve Hüseyin'i görevlendirdi.

Sonrası malum.

Muaviye, Hz. Ali'nin hilafetini kabul etmeyi Osman'ın katillerini bulması şartına bağlayarak, isyan etti. Talha ve Zübeyir gibi isimleri devreye koyarak, Hz. Ayşe validemizi işin içine soktu. Ve tabi her şey planladığı gitti.

Ali'ye Sııfin'de yenilince yeni sinsi planını devreye sokup, kılıçlar ucuna Kuran taktırıp, Müslümanları içine şüphe soktu. "Hükmü Kuran versin" sloganı ile Muaviye hükmüne "İslam" kılıfı giydirdiler.

 İmam Ali,  "hakem tezgâhını" reddetmesine rağmen, işin içine mızrak ucundaki Kuran girince, canlı Kuran Ali, dinlenilmedi. Ve Müslümanlar iki yönetimli, iki halifeli oldular. Muaviye durmadı, sırada Ali'yi ortadan kaldırmak vardı.

Onu da, İbni Mülcem diye bir katile şehit ettirdi hem de namazda savunmasız olduğu bir halde. Yetmedi, İmam Ali yerine geçen oğlu Hasan 'ı anlaşmaya zorladı ve kendi hilafetinden sonra Hilafeti Hasan'a vermek şartıyla tek yönetimde anlaşma yoluna gidildi.

Sonrada Hasan'ı zehirleterek şehit etti. Oğlu Yezit'i yerine halife seçmek için, insanları paraya boğdu ve nihayet, hayvanlara dahi tecavüz eden, bu aşağılık mahlûku, kendinden sonra halife seçmek üzere "varis"  ilan etti.

İslam'a, saltanatı soktu. "Sahabe" kavramını, Ehl-i Beyt'in seçilmişliğinin karşısına koyan, "onların gökteki yıldızlar" oldukları hakikatine örtü yapanlar, Muaviye'nin katlettiği onca sahabe konusunda yorum yapmamaları çok manidar.

14 asır önce yaşanmış bu olayları, neden yazdığımızı bize sorunlar, bugün aynı zihniyetin "İslam yolu" diye anlatılmasını görmüyorlarsa, ne diyelim. 14 asır önce kan akıtan zihniyeti, bugün ABD, kullanıyorsa, bir mezhep savaşı tezgâhlıyorsa, ne yapmak lazım?

Vahiy düşmanını vahiy kâtibi yapanlar, acaba İslam düşmanı, ciğer yiyici bir kadının oğlunu, bir hilebazı, "vahiy kâtibi" diye yutturmaları, peygambere hakaret değil mi? Bir peygamber hâşâ, ileride evlatlarını katledecek bir insanı göremeyecek kadar, mucize yoksunu mu?

"Hadislerimi sadece sen yaz" dediği Ali dururken, Ebu Süfyan'ın oğluna niye desin. Allah'ın ayet ile Peygamberine vazife verdiği(maide-67), Gadir Hum'da yüz binlerce Müslüman huzurunda Ali'yi halife ilan etmesi, nasıl görmezden gelindi?

Allah'a, Peygamberine rağmen "ver elini sana biat edeyim" katagullesine, istediğimiz kadar, sünnet kılıfı geçirelim, olay sırıtıyor. Ve sonra Muaviye- Yezit doğuyor. Sakife'de, Peygamber ile Müslümanlar arasına girildi.

İlk çatlaktan, Muaviye büyük bir yarık açtı. Bugün o yarıktan, ABD yararlanıyor. Büyük İsrail kuruluyor. Müslümanları Ehl-i Beyt gerçeğinde, bir bilek bir yürek yapmaya çalışan, Baş Hoca'ya selam olsun. Her türlü yarık ve çatlaklara, Ehl-i Beyt sevgisi iyi gelir. Üstelik bu sevgi ayet ile farz kılınmış.

Herkes akıllı Müslüman olsun.

Vahiy düşmanını 'vahiy kâtibi' yaptılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön