Nedim 'Hoş Geldin Atatürk'e sırıtmış!

Ergenekon'dan içeri girip, sonra çıkmak için bir sürü insana iftira atan, şu Nedim var ya, Şener? Çıkınca soluğu ABD elçiliğinden alan oğlan? Ha o işte, kendince bir şeyler zırvalayıp duruyor. Kapak attığı köşesinden?

Eski ABD elçisi Francis Ricciardone ile resimler çektirdi, FETÖ'nün yanlış anlamasını gidermek için. Bu elçi , "açılım" günlerinin önemli figüranlardandı. Güneydoğu'yu gezmiş karşılaştığı vatandaşlara elini öptürmüştü.

 Nedim el öptü mü bilmiyorum ama o resim, el öpmeden fazlasını anlatıyor.

Almış ABD'yi arkasına, konuşuyor Nedim Bey!

Bey dediysem, sözün gelişi!  "Niye bana 'bey' dedin" diye kızıyor bir de.

Bak Nedim!

Prof. Dr. Haydar Baş, bir partinin genel başkanı, ayrıca işadamıdır. Görüşleri, düşünceleri, ABD'yi rahatsız etmiş olabilir.  

 Senin rahatsızlığını da anlıyorum!

Ama Haydar Baş, Türk'tür.

Türk Milleti için yazdı, Türk milleti için konuştu. Yıllar önce ilkokulda, kızına, öğretmeni  "dinimiz nedir?" sorusu yönelttiğinde, çocuğunun verdiği cevap "Türk'tür" olmuş. Böyle çoluk çocuk, hepsi Türk olan bir aile?

 O Türk milletinin refahı için Milli Ekonomi Modeli'ni yazdı. Orada, ABD'yi hedef almadı. Olması gerektiği gibi devletlerin "milli parlarla ticaret" yapmaları, devlet olmalarının gereğidir.

ABD'nin "dolar ile bugün dövdüğü Türkiye, ancak bu model ile kurtulur. Sen sizinkilere söyle, bu bizim iç meselemiz, ABD'yi ilgilendiren bir durum değil. Dolar ile dövüldüğümüz bu günlerde, doların dolaşımına takoz olan tez sahibine düşmanlığın, bir "mühendislik" olduğu bilincindeyiz.

Nedim, ben ne diyim!

Hoş Geldin Atatürk kitabını arkadaşlar, nezaket buyurmuş, sana da göndermişler. Kitabın layığı değilsin, biliyorum.

Sen Atatürk değil, Fuller kitabı okursun. Fakat yine de kitaba bak, o kitapta Ricciardone'yi, Grham Fuller'i üzen çok şey var. Kitap sana geldiğinde sırıttığını söylüyorsun, oysa o kitabı okuyup ağlayan yüz binler oldu.

Sen sırıtmaya devam et!

Sen, Atatürk ile olan Rıfat Börekçi'leri, Sütçü İmam'ları anlayacak adam değilsin. İskilipli Atıf ile Rıfat Börekçi'yi, Elmalılı Hamdi Yazır'ı aynı kefeye koyan, bir hadsizsin.  "O da hoca, o da hoca" diyen bir basiretsizsin.

Bunu da, cehaletinde değil, görevinden dolayı yapıyorsun.

 Lozan'ı kabul etmeyen ABD'ye güvenmeniz normal. İşte sırıtıp okumadığın o kitapta, Atatürk'ün mandacılara karşı verdiği mücadeleler de anlatılıyor. 

Hoş Geldin Atatürk'te "ABD himayesine girelim" diyenlere karşı, "Ya İstiklal, ya ölüm" diyen bir iman adamını görürsünüz. Tabi bunu görecek göz lazım. Sıkışınca ABD elçiliğine kaçan biri, Ancak Trump'ı görür.

Güç ne tarafta, Nedim orda!

1986'da Haydar Baş Bey bana ne anlattı biliyor musun?

Hoş Geldin Atatürk'ü.

Hoş Geldin Atatürk yeni çıktı doğru. Çünkü Hoş Geldin Atatürk, Baş Hoca'nın hayatı. Biz o kitapta yazılanları, onlarca yıldır ondan dinledik. 

Sen sırıtmaya devam et Nedim!

Yıl 1997?

Gülen'in hâşâ "peygamber" gibi el üstünde tutulduğu günler. Türkiye'de milyonların ona "Hocaefendi" dediği günler. Yediği nanalere "hizmet" dediği günler.  Başörtüsüne "teferruat" dediğinin ilk günleri? 

Prof. Dr. Haydar Baş, onu ikaz eden bir mektup yazdı.

Söylediklerinin İslam akaidi açısından "tehlikeli" olduğunu, insanı imandan ve İslam'dan çıkaracağını ikaz eden mektup, Yeni Mesaj'dan yayınlandı. Sonra Gülen Vatikan'a gitti. "Bizi anlamayan marjinal bir grup" diye, Papa'ya şikayet etti.

Ondan sonra da, zaten Gülen misyonunun ülke için tehdit olduğu gerçeğini, bütün bir Türkiye'ye anlattık. Partilere, derneklere ve bütün bir kamuoyuna? Hükümet imkânlarıyla Gülen, bize resmen savaş aştı.

ABD kucağındaki Gülen, iktidar imkânlarıyla bizleri, kevgire çevirdi adeta. 

Ne oldu sonra?

Gülen, Allah'ından buldu!

Biz vatanı, müdafaaya devam ediyoruz. ABD'ye ve kucağındakilere karşı? Graham Fuller'in  "Türkiye Atatürk'ten kurtulmalı" FETÖ-NATO tezine karşı "Hoş Geldin Atatürk" dedik. Nedim de pis pis sırıtıyor.

Nedim, Allah inancın var mı bilmiyorum. Bir Amerikan inancın olduğunu biliyorum. Allah'ın gücü karşısında, sığındığın o Amerikan elçiliği, örümcek ağı mesabesinde. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ABD'ye ve uşaklarına rağmen, ilelebet ayakta duracaktır.

Gülen'in bir numaralı düşmanının, Haydar Baş olduğu, 2003 Milli Güvenlik raporlarına girmişti. 1999'un Nokta Nokta dergisi Baş'ın Gülen ile savaşını kapak yapmıştı. Kimilerinin olayı, "cemaat-tarikat savaşı" diye kasıtlı ve maksatlı vermelerine rağmen, o savaş ilk ABD-Türkiye savaşıydı.

Ülke içindeki ilk Haç-Hilal kapışmasıydı.

Sayın Cumhurbaşkanı'mız Erdoğan'da dâhil, Türkiye'de, Gülen konusunda Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarmadığı kimse kalmamıştır. Buna, merhum Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu da dahil? Hatta Sayın Devlet Bahçeli Bey'de?

Prof. Dr. Haydar Baş'ın durduğu yeri, dost düşman herkes bilir. Tabi, Nedim gibiler ABD elçiliğinde baktığı için,  karşısında görür. Bu çok normal?

Görüyorsunuz ABD elçiliğinde, ezik bir halde, elleri bağlamış göbeğinde, Sanki hâşâ Allah'ın huzurunda duruyor. 

Normal bir alacak-verecek davasını, bir algı operasyonuna çevirenler, AKP kontrolünde bir "28 Şubat" özlemi içindeler. İktidarın bu oyunu gördüğünden, eminim. İktidarın yanlışlarını eleştirmiş, doğrularını savunmuş birisi olarak söyleyeyim: 

İktidar da hedefte, ülke de?

Nedim 'Hoş Geldin Atatürk'e sırıtmış!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön