Panik yok.
'Gemi'de kavga, ancak batışımızı hızlandırır.
Türk parası, her gün daha da eriyor. Konu bilimsel değerlendirilmeli ve çözümler seslendirilmeli. Yükselen dolara mı üzülelim, yükselen cehalete mi!..
Biz çocukken ay tutulmasına karşı, silah sıkılır, gürültü çıkartılır, bağırılır, çağırılırdı. Şimdi yapılan aynen böyle?
Ay tutuldu, biz teneke çalıyoruz!
Yapılması gereken çok basit?
Dünya, ABD dolarına karşı, Haydar Baş tezlerine sarılıp, "Milli Para" derken, "Milli Paralarla Ticaret" derken, hatta Türkiye dahi, bunu telaffuz etmeye başlarken, bu inat neden?
ABD'ye yalvaracağımıza, "NATO müttefikiyiz" diye ağıtlar yakacağımıza, kriz ve çöküşü, küllerimizden yeniden doğmaya dönüştürebiliriz.
Devletlerin başvurduğu ekonomi tezini, neden Rusya ve Çin, zikrettiği için biz de "milli para" diye sadece konuşuyoruz. Tezin sahibi Prof. Dr. Haydar Baş, "Türkiye'nin milli parası yok" diyor.
"Biran evvel sabit kura geçin" demişti, sorulmadığı halde söyledi.
Vatan sevgisi bu insanda, yaşama nedeni olmuş çünkü.
Allah'tan ki, bir tarih noteri var da, her şeyi kayıt altına alıyor. "Milli Para" kavramının, dünya gündemine 2005'te Milli Ekonomi Modeli kitabı ile çıktığı kayıt altında.
Duma'da Rus parlamenterlere beş saat MEM'in atlatılması kayıt altında.
"Milli Paralarla Ticaret" diye, onlarca kez, Rus bilim adamlarının gelip dinlediği, Uluslararası Milli Ekonomi Modeli kongreleri hepsi, tarihin kaydı altında.
Almanya'nın bağrında, Avrupa ve ABD ekonomi otoritelerinin katıldığı, bilim kongreleri dünyanın gözü önünde gerçekleşti.
Dünyaya duyurdukta, tezin çıktığı ülkeye bunu duyuramadık. Sorun bizde değil. Sorun, bizi duymaya kapatılmış kulaklarda. Türkiye bugünkü kitlenmişlikte, anahtarı iki defa çevirmekle kurtulur.
Birincisi, sabit kura geçmek, ikincisi; yastık altındaki birikimleri, yağdan kıl çeker gibi vatandaşı memnun ederek, hatta kazandırarak, devletin kasasına aktarmak.
Bunun nasıl olacağını, gidip sahibinden dinleyin!
Ben anlatmam!
Dikkat ederseniz, zaten onun tezlere yönelmiş durumdayız. Şartlar bize, Baş'a doğru mecburi istikamet verdi.
Bu günler için yazılmış, bir tez, bizi bekliyor. Derhal bütün parti genel başkanları bir araya gelmeli, meclis içi ve meclis dışı? Kimin ne önerisi varsa, masaya konsun, konuşulsun.
Görülecek ki, Türkiye için önceden yazılmış bir tez, kendisine dönmemizi bekliyor. Ne ABD'ye bağıralım, ne tehdit dili kullanalım, ne "savaşa hazırız" diyelim.
Bir savaşa hazır olmadığımızı, düşmanlarımız görüyor.
Savaşa hazırlık, üretimle olur, borç almamak, alınmış borçları azaltmakla olur, yerli ve milli çözümler aramakla olur. Ama bunları yapmadık. Hangi ülkeye gittiysek, oradan ya borç istedik, ya bir şeyler satın aldık.
Hata ve yanlışları konuşmaya gerek yok, bizim ki durum tespiti. Biz bu krizi atlatırız. Hem de, ABD'yi dolarıyla bu topraklardan kovalım. Üsleri ve askerleriyle def edelim.
Ekonomik tezleri özellikle gizlenip, şahsi bir davasının yalan ve iftiralarının basında yer alması, ABD saldırısının, ekonomimizle birlikte, yönelme ihtimalimizin olduğu Haydar Baş adresine olması, tesadüf mü?
İşte bu sebeple diyorum ki, gelin şeytanın gözünü çıkaralım!
ABD'yi ava giderken, avlayalım!
Gerçek milli paraya geçelim. Emek ve üretimin karşılığında, senyorajı devreye koyalım. Milli kaynaklarımızı işletip, küresel tefecileri değil, ülke insanını doyuralım.
Adımızı tarihe, yeniden yazdıralım. Ülkemizi cehenneme çevirmek isteyenlere inat, bu ülkeyi cennete çevirelim. İnanın bunu başarmak, elimizde ve bize Trabzon kadar yakın.
Baş Hoca ne derdi: "Dünyaya elimi öptürdüm, milletin elini dünyaya öptürmek istiyorum, VAR MISINIZ?"
Milliyetçilik bu işte!
Milletin elini dünyaya öptürmek, Rus vekillere dahi, "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedirtmektir, milliyetçilik.
Kıymetli dostlar!
Sayın Cumhurbaşkanımız, "Türkiye ekonomik savaş veriyor" dedi. Çok doğru ama Türkiye savunma savaşı dahi veremiyor. Savunma silahla olur, hani nerde silah.
Rusya-Çin dahi Haydar Baş silahına sarılmışken, Türkiye teneke çalıyor!
Olmaz.
Haydar Baş Ekonomi Savunma Hattına girelim, ABD'ye gerekli dersi verelim. Onun bütün projelerini çökertelim, bizde bu güç var. Onu, Fırat'ın Doğusu'ndan, Atlantik'e kadar kovalım.
Ekonomi böyle bir şey? Ona sahip olan, her oyunu bozar. Ona sahip olmayan, her oyunda kayıp eder. Vatandaşlık Maaşı, Türkiye'yi Ortadoğu'nun süper gücü yapar.
O kadar cazibesi olur. Etnik kimliğinden korktuğun bir vatandaşın olmaz. Herkes, "Ne Mutlu Türküm Diyene" der. Hem de kalpten, gönülden?
Ben umudumu, inancımı ve hayalimi yazdım.
Bekliyoruz.