Bayramdan sonra, tekrar merhaba!
Bayramı, "et" ve "tatil" olarak görenlere inat, tadında bir bayram geçirmeye çalıştık. Bayram, farklı görüşlerde insanları bir araya getiriyor ister istemez. Bu da, farklı kesimden insanların olaylara bakışını ele verir.
Sokaktaki insanlar ne düşünüyor, bayramda daha iyi okursunuz.
Bu bayram, herkesin "Haydar Başçı" olduğunu gördüm. Hepsinin dilinde "Milli Para"? Ekonominin düzelmesini, "Milli Paralarla Ticaret"te görüyorlar. Tez ve görüşlerimizle gurur duydum. Bazıları detaylı bilgi istedi.
Bir kaç günde, dolar düşmanı olmuş bazıları.
Dolarlarını, 7 liradan dahi bozmayıp, 10 lirada bozmayı bekleyen, ultra milliyetçilere de rastladım. Öyle ya, 3 liradan alıp, 7 lirada bozduran "milliyetçi" oluyorsa, 10 lirada bozduran daha büyük "milliyetçi" olur!
Ülkeyi yakan görüşlere sahip bazı tiplerin, dolar yakma gösterileri, etkilemiş bazılarını.
"ABD'den dolar gelirse yakacak mısınız" dedim, ses yok. "Dolar, Katar'dan gelirse ne yapacaksınız" dedim, yine ses yok. Çin'den dolar gelirse, almayacak mıyız, dedim, konu ses hızında değişti. 'Kaçan danalar'a geldi ne hikmetse!..
Evet, danalar kaçar her bayramda olduğu gibi fakat boyunlarındaki ip, onları sahiplerinin birer "kurbanı" yapar sonunda. İstediğin kadar kasap bıçağı yala, sonuç değişmez.
Neyse!
Bu bayram, bir gerçeği daha net gördüm: Prof. Dr. Haydar Baş'ın Bağımsız Türkiye'si için "gücü yok" yalan ve komplosuna sarılanların, şimdi ABD'nin dolar komplosuna karşı, Haydar Baş tezine sarılmaları, beni gerçekten umutlandırdı.
Başka ne gördüm:
Baş Hoca'nın, Milli Ekonomi Modeli'ni önce Ruslara anlatmasındaki, hikmeti ve isabeti gördüm. Yani ABD'nin dolarıyla sadece Türkiye'nin, oynadığını düşünün? Hem de, 1 trilyon dolar borcu olduğu halde?
Rusya ve Çin'in bu olaya öncülük etmesi, yanlarına Hindistan'ı ve İran'ı almaları, sonra BRICS'i kurmaları "Milli Parlarla Ticaret" tezi etrafında bir blok oluşturmaları, ABD'yi zıplattı.
Zaten, "Papaz", işin bahanesi? O yüzden, gelin şu 'Papaz' konusuna takılmayın. Telefon kırmaktan, dolar yakmaktan, işi sulandırmaktan vazgeçin. ABD'yi, "Türk tipi" protesto etmek yerine, Atatürk tipi bir milli duruş içine girelim.
2005'ten beri, Türkiye'yi bekleyen, Baş Model'i tüm yönleriyle uygulayalım. Sayın Baş'ın "Benim gücüm, ABD'nin gücünün üzerindedir" sözünün ispatı, dünyanın "Milli Paralarla Ticaret" görüşüne sarılmasıdır.
Putin "ABD yaptırımları bize sökmez" diyor, neye güveniyor acaba? Elindeki, Haydar Baş tezine? ABD, dolarının arkasına ordularını koymuş bir ülkedir, şakası yok. Pentagon'un birinci görevi, doları korumaktır.
Ne oldu peki?
Öyle bir Türk tokadı yedi ki, feleği şaştı. "İkinci dünya savaşından sonra geçerli olan kürsel para sistemi çökebilir" diye, ABD'nin "derin" aileleri itirafta bulunuyorlar.
Bugün bu olayda, Rusya-Çin yerine, başı Türkiye çekseydi, emin olun ABD tarafından işgal edilirdi. Prof. Baş'ın 2005'te kitap haline getirdiği ve "otuz yılımı verdim" dediği, Milli Ekonomi Modeli, devletlerin gözlerini açtı, kulaklarına kar suyu kaçırdı.
"Yerli para" söylemi bir tsunamiye dönüştü ve ABD'yi altına alması uzak ihtimal değil. Yani Sayın Baş'ın, "Milli Para" konusunda önce Rusya'yı ikna etmesi, en az onun tezi kadar, stratejik ve de dâhiyanedir.
Dünya "yerli para" söylemi içinde iken, Türkiye, alt yapısını ve gereklerini yerine getirmediği halde "Milli Para" söylemi içine girmesi, yine de "çıkmamış candan ümit kesilmez" dedirtiyor.
Kısır çekişmeleri bir kenara bırakarak, modeli ülkemizde uygulayalım.
Papaz'la, Trump'la meşgul olmak yerine, ABD'nin bölge ve ülkemiz üzerindeki hesaplarını görelim. ABD, politikalarının başkanlara göre değişmediğini, artık anlasak iyi olur. En azından kim gelirse gelsin, bu ülkenin Türkiye politikaları değişmez.
"Elimdeki tezle, bir yılda Avrupa'yı, iki yılda, Amerika'yı geçmezsem namert olayım" diyen insana kulak vermek, milli güvenlik meselesi oldu. "Tarım stratejiktir. Silahsız savaşabiliriz ama buğdaysız savaşamayız" diyen insanı, bekamız için dinleyelim.
İktidar bu tezi, neden Rusya ve Çin'den duydu?
Akçaabat, Rusya ve Çin'den de mi uzak!
Rusya ve Çin'e yakın olan, bize neden uzak? Suçlu aramıyor, düşünmeye davet ediyorum. Türkiye'nin bir ekonomik mucizeye ihtiyacı var. "24 saatte krizi aştıracak" ekonomik atılıma ihtiyaç var.
Bakın çok özet bir şey söyleyeceğim:
Türkiye, Rusya ve Çin'in başını çektiği "yerli para kullanımı" konusunda gerekli adımları atarak, parasının değerini hemen koruyamaz. Yani Türkiye şuan, boş konuşuyor. "Türkiye'nin milli parası yok" diyen Baş Hoca, ne demek istedi?
Dövizdeki yükseliş kesinlikle devam edecek. Yani paramız pul olmaya devam edecek. Çünkü cari açığın var. Çünkü çok büyük borçların var. ABD, sana henüz ambargo koymadan, Trump bir tivit ile "güçlü ekonomini" dağıttı.
Bizi, daha çok kötü günler bekliyor. Kavga etmek, düşmana yarar. Suçlu aramak, zaman kaybı. Atatürk, sadece ülkeyi kurtarmaya odaklanmıştı. Baş Hoca, iktidarı eleştirmiyor, sürekli yapılması gerekenleri hatırlatıyor.
Ekonomik kaos sonunda, iç savaş planlıyorlar.
Düşman, altın vuruş peşinde!
Ne kadar güzel konuşursak konuşalım, ne kadar şiirler okursak okuyalım, ekonomi düzelmez. Karanlıkta ıslık çalmayı bırakalım. Kendimizi kandırmayalım, felaketin ortasındayuız.
"Dünya batsa, onu kurtarmaya müktediriz" diyen adam, içimizde yaşıyor. Ne AB, Ne ABD, tek çözüm Bağımsız Türkiye…