Toprak deyip geçmeyin efendiler!

Türkiye, inşaat sektörünü kurtarmak için 250 bin dolar değerinde gayrimenkul alan herkesi “vatandaş” yapıyor. Daha önce 2 milyon dolar ödeyenleri vatandaş yapıyorduk. Şimdi bu miktar neredeyse onda bire indi.
Türkiye, 2003’ten beri toprak satıyor. En çok toprağı İngilizler, İsrailliler, Almanlar, Ruslar ve Araplar alıyorlar. Mesela Harran ovasında İsrail çok büyük topraklar aldılar. Enteresandır Iğdır ovasının yarısının İsrailliler tarafından alındığı iddiaları çok korkutucu…
Irak ve Suriye sınırımızdaki illerden İsrail’in ne kadar toprak aldığı, sanırım bugünkü şartlarda ne sorulur ne de öğrenilir. Hatta Barzani ailesini söylemedik bile Mersin ve İskenderun’da çok miktarda arazi kapattıkları biliniyor.
Özellikle iktidar tabanı, yıllarca 2. Abdulhamit’in Yahudilere toprak satmaya engel olduğunu iddia eder dururlardı. Oysa İsrail, Abdülhamit’in sattığı topraklar üzerinde bir çıban gibi bitti. Diyelim doğru, Abdülhamit engel oldu.
Bravo o zaman sizde, Türkiye’den İsrail’e toprak satışını engelleyin de görelim. Toprak satışlarını durdurun ve satılmış olanların tapularını iptal edip devletleştirin. Ama ne gezer!..
Şehit kanlarıyla sulanmış bu topraklar, dönüm dönüm satılıyor. Bakanlığın verdiği bilgilere göre, Türkiye’den emlak alan yabancıların sayısı şöyle: "İngiltere 29 bin 677, Rusya Federasyonu 13 bin 755, Almanya vatandaşı 9 bin 741, Belçika 4 bin 268, Hollanda 4 bin 488, İrlanda 4 bin 654, İsveç 4 bin 12, Kuveyt 4 bin 892.
Bir şey dikkatinizi çekti mi? 
Listede İsrail yok.
Bu ülkede bakan olan bir insan, “biraz parası olan herkes Türkiye’deki şirketleri alır” demişti. Şirket mi dersiniz, toprak mı dersiniz veya daire mi,  para eden her şey satılıyor. Şehit kanlarıyla sulandı ama gavur parasına satılıyor.
Toprak deyip geçmeyin efendiler!
Atatürk, İran’dan kendi parasıyla toprak aldı. Bunu duymuş muydunuz? 
Peki, neden aldığını biliyor muyuz?
1920’lerde Azerbaycan’dan kopuk tek toprak parçası Nahcivan, İran ve Ermenistan arasına sıkışıp kalmışken, Atatürk İran’dan aldığı toprak ile bugünkü Nahcivan ile sınırlarımızı oluşturuyor. 1990’larda Karabağ’ın başına gelenler, Nahcivan’ın başına gelmediyse, Atatürk ve satın aldığı bu toprak sayesindedir.
Iğdır ilimizle sınır komşusu olan Nahcivan ile sınırımız 13 kilometre civarında.  Dilucu Sınır Kapısı, aynı zamanda Türkiye’nin Orta Asya’ya açılan kapısıdır. Böylesine stratejik hamlelerin sahibine, boşuna Atatürk denmedi.
1916 ve 1922 yılları arasında İngiltere başbakanlığı yapan Lloyd George şöyle der:  “İnsanlık tarihi bir kaç yüzyılda bir dahi çıkarır. Şu talihe bakın ki, o dâhiyi Türkler çıkardı Hem de biz karşı. Elden ne gelir ki…
Atatürk, böylesine ileriyi gören bir dehaydı. Toprak deyip geçmemek lazım… Alınan toprak bir ülke de kurtarır, bir ülke de batırır. Ve asla Türkiye, vatandaşlığı parayla satmamalı. Düşmanlarımız bizden, topraklarımızı satmamızı ister ve bekler.
Düşmanı sevindirmeyelim.
İsrail gibi sınırlarını inancının (Arz-u Mev’ud) belirlediği ve Türkiye’nin üçte birinde gözü olan bir devlete karşı çok dikkatli olmak gerekir. Bölgedeki bütün terör grupları ile içli dışlı olan bu ülkenin, küçüklüğü kimseyi aldatmasın.
ABD İsrail’in arkasında demek, İsrail’i tanımamaktır. ABD, İsrail’in içinde demek daha doğru olur. Ortadoğu’da ABD her adımı İsrail için atar. Bunu, aklımızdan asla çıkarmamalıyız. Türkiye, Suriye ile arasındaki mayınlı araziyi, İsrail’e 49 yıllığına kiralasaydı, bugün daha neler olurdu acaba.
Dönemin başbakanı bu anlaşmayı fesh eden, Danıştay’a çok ağır tepki göstermişti. İsrailli şirket alamadığı için çok üzülmüşlerdi ama bakın ne kadar hayırlıymış. O mayınları oraya kim döşemişti? Tabi ki, NATO…
Menderes’in izni ve onayı ile NATO sınırlarımızı korumaya(!) almıştı. 20 bin insanımızı o mayınlardan kaybettik. Bir o kadarını, sakat bıraktı. Ah, Türkiye’m ah, sen ne büyük tuzakların ülkesisin. Bağrında Atatürk gibiler de çıkmış Menderes gibiler de…
Biri toprakla hayat kurtarırken, diğeri aynı toprak üzerinde hayat söndürüyor, aç ve sefil bırakıyor. Ve bu halk, daha ne zamana kadar, hayat kurtaranlarla, hayat karartanları ayırabilecek… Toprak satanla, toprak kurtaranları ayırt edebilecek?
Gayri benim umudum kalmadı!..
Toprak deyip geçmeyin efendiler!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön