Türkiye, 31 Mart’taki seçimlere kilitlendi. ABD ile 'papaz' olmuştuk. ABD
Türkiye’ye ekonomik darbe vuruyordu. Dolar 7 liralara çıkmıştı!
Sonra ne oldu?
Papaz gitti!
Darbe bitti!
ABD ile 'dost' olduk!
ABD, güçlü ekonomimize düşmanlık etmekten vazgeçti!
Ya ıslah olmuştur ya da korkmuştur!
Türkiye, ABD’ye karşı ekonomi alanında büyük bir 'savunma' yapıyordu, bu da sona erdi!
“Ekonomik alanda kurtuluş savaşı veriyorduk” ya, demek Papaz gidene kadarmış.
Papaz gitti, savaş bitti!
Keşke şu Papaz, daha erken gitseydi!
Nasıl akıl edemedik, tüh!..
ABD, bizi düşünüp, Papaz’ı aldı da, ekonomi çarkları yeniden dönmeye başladı. Baksanıza, dolar düştü, ekonomi fıstık gibi!
Yahu Trump, iyi ki bastırdı aldı şu Papaz’ı!
Papaz’ı aldığı için, ABD’ye teşekkür mü etsek!
Uğursuz Papaz yüzünden neler yaşamıştık oysa!..
Papazın başından ABD çekti, ayaklarından Türkiye… Karşı taraf güçlü çekince, elimizde yüzde 50 zamlar kaldı. Dolar düştü ama zamlar düşmedi. Artarak devam etti. Öyle ki, zamlar yetmiyor, artık gece bekçilerine bile iş düştü.
Gece sokakta hırsız yerine araba kovalıyorlar. Cadde ve sokaklardaki araçlara cezalar yağıyor. Araçlar, eğer park yeriniz yoksa ya yatak odalarına veya salonlara çıkarılmalı, başka kurtuluş yok!
Acaba ABD’ye bir Papaz daha versek, bu sefer zamlar düşmez mi?
Papaz’dan bolu ne ülkede!
Memlekette Müslüman kıtlığı var!
Gülen’in “üç hak din” hikâyesine inanan, o kadar yığınlar var ki, Papaz’dan ne çıkar.
Papaz, ellerine su dökemez. Papaz sadece Hıristiyanlığa inanır, bunlar daha yetişmiş 'gavur', 'üç din'e inanırlar. İslam üzerine hiç tezi olmayan, ilahiyatçılar var.
Yani ABD’ye verilecek çok Papaz var. “Ver Papaz’ı, al Papaz’ı” oyununa da, daha girmeye gerek yok. Belli ki biz zararlı çıkıyoruz, bu oyundan. Papaz’ı verirken zamları biz alıyoruz. O yüzden, Papaz onlarda kalsın. Bizdekileri verelim, belki zamlar düşer!
Bu arada, soğan operasyonlarına devam edilmeli!
Böylesi bir operasyon, ekonomik alanda böylesi bir kurtuluş savaşı, insanın gerçekten gözlerini yaşartıyor. Bak, gözlerim yaşardı!
Sanmayın soyulan soğandan!
“Bir soğan soyuluyor yaşarıyor gözler
Bir devlet soyuluyor aldırmıyor öküzler.”
Sözlerinin sahibi, Şair Eşref’i filan da, hatırlamadım ha, öncelikle öküzlere duyurulur.
Neyse… Hiciv bir yana, durumlar iyi değil.
Gerçi kimin umurunda ki!..
Önemli olan seçimler!
Önemli olan ittifaklar!
Ülke kaynakları elden çıkmış, emek ve üretimler küresel tefecilere akmış, kimin umurunda… Dolar bozmuşlar, ekonomi bozmuşlar, düzen bozmuşlar, huzur bozmuşlar, ahlak bozmuşlar, inanç bozmuşlar, ne önemi var!
Önemli olan yerel seçimlerde şehirler almak, ülke gitmiş önemli mi!
ABD Papaz’ı mı almış, ülkeyi mi?
Bunun bir önemi yok ki!
Şu kış günü aldığın kara kömürlerle, ısınmana bak!
Evine inen makarnalarla karnını doyur. Sobada yaktığın kömür mü yoksa çocuklarının geleceği mi, ülken mi, sakın ola bunu düşünme!
Şeker fabrikalarını kapatanlara, yine tulum çıkart!
Fındık fabrikanı kapatanı, bir daha sevindir!
Çay devini ABD’ye satanlara, git yine destek ver!
Sana “kaynak” hatırlatanı, dünyaya “Milli Para” dedirteni, ABD’nin dolarına “Milli
Paralarla Ticaret” darbesi indireni, cezalandır, ABD’yi sevindir!
ABD’yi yere serene “senin gücün yok” de, ABD’yi sırtında taşıyanların da sandıklarını doldur!
“Altın, bor, toryum” diye kaynaklardan söz edene, “Lozan’da verilmiş” de, sırıt!
Olmadı, Atatürk’e suç at!
Böyle bir seçmen kitlesine, Atatürk olsa, nafile…
Atatürk seçime girsin Damat Ferit kazanır!
Tablo bu… Hal bu… Gerçekler bu… Çok acı ama ne yazık ki böyle…
Kimseyi suçlamıyorum, hele iktidarı, hiç!
Tarla da orta da, ürün de…
Bu tarla ne zaman zehirlendi, ürünler ne zamandır GDO’lu, varın siz düşünün.
Yalnız şu kadarını söyleyeyim:
ABD seçimlerde yine iktidar tarafında, bilmiş olun. Seçimden sonra artık papaz değil, ülke istenecek. Yeni açılımlar gelecek. Şekil ve boyut değiştirmiş olarak…
“Memleketin âli menfaatleri” için, Türkiye’yi IMF’ye sokacaklar.
Bunu şuan, gizli tutuyorlar.
Suriye’nin kuzeyi, unutturulacak. Tıpkı Kuzey Irak gibi, zaman içinde Türkiye’nin kollarında büyütülecek. Türkiye, içine girdiği yoksulluk sarmalından çıkamayacak ve küresel aktörlerin dedikleri dışında hareket edemeyecek.
Kıbrıs’ı kaybedeceğiz, Ege’de Yunanistan’ın şartlarına uyacağız, Akdeniz’den kovulacağız. İçimizle uğraşmaktan, dışımızı göremeyeceğiz. Makarna ve kömür demokrasisi, ülke gemisini, işte böyle bir meçhule götürdü.