Suriye'de her gün, yeni gelişmeler yaşanıyor. Bir ABD hamle yapıyor, bir Rusya.
Türkiye ne yapıyor?
Sadece tırlara yüklenmiş tank görüntüleriyle sınıra turlayıp dönüyor. İktidar siyaset üretemiyor, yanlış Suriye yolunda dolanıp duruyor. Yetkililer Putin ile görüşüyor, "toprak bütünlüğü" vurgusu yapıyor, Trump ile görüşüyor, Esad'a bağırıyor.
Sisli Suriye politikamız bir ABD'ye doğru yalpalıyor, bir Rusya'ya doğru…
Allah, yoluna koya!
Kıymetli Erol Mütercimler'in "Stratejiniz yanlışsa taktik doğrularla zafer kazanılamaz" uyarısı, özellikle de Suriye için büyük önem arz ediyor. Türkiye'nin, Suriye'de kendine ait bir stratejisi yoktur.
Var olan strateji, ABD ve İsrail'in BOP stratejisi…
İktidarın Suriye politikası halen, Davutoğlu Ahmet'e ait. Bu sebeple "stratejik" Suriye saplantısından kurtulamıyor. Arap ülkeleri bile Şam yönetimi ile ilişkileri düzeltme yoluna girerken, Türkiye halen "Esed" demeye devam ediyor.
Suriye'nin yeniden imarı için, herkes pastada "dilim" alma telaşında ama Türkiye, ne ile meşgul. Esad'ın Münbiç'e diktiği bayraktan rahatsız olanlar, Yunanistan'ın adalarımıza diktiği bayrakları konuşmaya bile yanaşmıyorlar.
Meşru bir devlet, teröristlerin ele geçirdiği yerleri tekrar ele geçirip bayrak dikiyorsa, bu ancak alkışlanır. Yani Türkiye'nin, Suriye politikasını anlamak mümkün değil. Üstelik bu kadar kötü sonuçları ortada iken…
Irak'ta ABD'nin, Suriye'de Rusya'nın borusu öter, bu açık. Türkiye, Irak'ta ABD'ye rağmen, Suriye'de Rusya'ya rağmen hiç bir şey yapamaz. Eskiden yapardı ama geçti. Öyle ise Suriye'nin, Rusya'nın kucağına oturmasına, Irak'ın ABD tarafından işgaline engel olmalıydık.
Olamadık madem, bugün bu ülkelerle ilişkileri geliştirip, Rusya ve ABD'ye olan bağlılıklarını azaltmalıyız. Atatürk, "Araplar bizi arkadan vurdu" diyerek, bu ülkelerle ilişkileri kesmek yerine, bunları emperyalistlere karşı örgütleme siyasetine girdi.
Ya bugünkü Türkiye?..
"Esat ile görüşmem" diyerek, hem Suriye'yi dibine kadar Rusya'ya bağlarken, hem de Suriye'nin bölünmesine yol açtığımızı, Türkiye'yi böldükten sonra mı göreceğiz.
Mesela Sayın Bahçeli, "Trump ile görüşmeyiz" dese alkışlarım. "Netanyahu ile görüşmeyiz" dese yine alkışlarım. Fakat Esad ile görüşmeyiz demesini asla kabul edemem. Esad ile görüşmeyen Salih Müslim ile görüşür.
Rusya'ya koşar, Lavrov veya Putin'le görüşür.
Türkiye bir zamanlar ortak bakanlar toplantısı yaptığı Suriye ile bugün Rusya üzerinden görüşüyor. Lavrov ile Suriye'yi konuşmak mı daha kolay, "kardeş Esat"la konuşmak mı?
PYD'ye 20 bin tır silah veren ABD ile görüşmekten kimse rahatsız olmazken, meşru Şam yönetimi ile görüşmek, kimi neden rahatsız eder? Şam, PYD'yi yok edeceği için mi, rahatsızlık duyuluyor!
Trump Suriye'den çekilmekten söz etti, darısı Türkiye'nin başına…
ABD bir de Türkiye'den çekilse!
Suriye bizden daha iyi bir durumda inanın. Çünkü ABD, buradan çekilmekten söz etti. Türkiye'de çekilmenin lafı bile edilmiyor. Kürecik'i veya İncirlik'i kapatmaktan söz eden var mı?
Suriye'de ABD, üç beş noktada mini üslere sahipken, Türkiye'deki üslerini varın siz sayın!
Türkiye'de yüzün üzerinde açık ve gizli üssü var ABD'nin. ABD'nin bu ülkede siyasi üslerini görmek için, partilerin tüzüklerine bakmanız yeterli. Savundukları ekonomilere bakın, yeter. Kaynakları gizlemelerini görün anlarsınız.
NATO, Türkiye'nin sokaklarına kadar hâkim. Biz, Menbiç'i, Fırat'ın doğusunu konuşurken, Mehmetçik Afganistan'da NATO operasyonlarında kullanılacak. Bunun anlaşması yapıldı, imzaları atıldı.
"Ey Trump!" veya "Ey ABD!" filan denildi ama bakın gerçekler çok farklı. Suriye'de IŞİD'i kovmamız isteniyor, Afganistan'da Taliban ile savaşmamız… "ABD, Türkiye'ye ekonomik savaş açtı"dan, nereye savrulduk bakın!
PYD'ye ders vermeye gidecekken, "IŞİD ile savaşmaya", o da olmadı, "Esat ile savaşmaya" gideceğiz.
Kim için, ne için?
Dolar 7 lira iken, indi 5'e?
Ekonomiyi mi düzelttik, niyeti mi düzelttik!
Türkiye'ye kaynağı belirsiz(!) 20 milyar dolar girdi.
Trump mealen ne dedi: "Türkiye ben IŞİD'i bitireceğim sözü verdi. Araplar da bu işi finanse edeceğini söyledi. Ben de biraz çekileyim dedim!"
Biri ABD için "para" sözü verirken, biri "asker" sözü mü verdi?
Böyle mi anlamalıyız?
Nedense aklıma, ABD’li darbe finansörü spekülatör George Soros geldi. 2003'te Türkiye ile Arjantin’i karşılaştırmasını isteyenlere "Türkiye’nin en iyi ihraç ürününün ordusu olduğunu" söylemişti.
Emperyalist ülkelerin ülkemizden beklentisi, her zaman bu oldu. Kore’ye Türk askeri gönderildiği dönemde, zamanın ABD Dışişleri Bakanı Dulles, "Türk askerinin kendilerine maliyetinin sadece '23 sent' olduğunu" söylemişti.
Emperyalistlerin gözünde değerimiz 23 sent!
Türkiye, kapitalizmden çıkmadan ekonomisini, NATO'dan çıkmadan askerini ve vatanını kurtaramaz.
Emperyalistlerin gözünde değerimiz 23 sent!