Ata’nın heykelini diktiler kendini gizlediler

Türkiye'nin yeni kurtuluş adresi, Prof. Dr. Haydar Baş'ın Bağımsız Türkiye adresidir. Bu hamaset filan değil, hakikat…
24 Şubat Pazar günü, İstanbul'da yapılan salon proğramı,  bunu bir kez daha gösterdi. Katılımcılar, sol ve alevi ağırlıklı insanlardı. Herkesin ortak noktası, Atatürk'tü.
Rahmetli Attila İlhan'ın yıllar önce "ulusal duruşun kalesi, Haydar Baş olacak" tespiti, geçen  Pazar, "kale" gösterisine sahne oldu. Merhum İlhan'ın "Hangi Atatürk?" sorusunun cevabı, Hoş Geldin Atatürk'te cevap buldu çünkü.
Türkiye, devrimlere sahne oldu. Hoş Geldin Atatürk eseri, milli değerlerle dini değerleri birleştirdi. Atatürk kimdir sorusuna, "Hz. Ali'nin torunudur" cevabı, tam bir devrimdir. Kim ne derse desin…
Gerçekten de Atatürk, Hz. Ali torunu olmazsa, Atatürk'te  "Ali tüyü" olmazsa, bu kadar korkusuz, bu kadar savaşçı olabilir mi?  O "tüy", Atatürk'te olmazsa, hiç savaş kaybetmeyen asker, olabilir miydi?
Ona, "soyu belli değil" iftirası atan soyszular, eğer bilselerdi, Atatürk'ün soyu araştırlacak ve peygambere çıktığı görülecek, asla o iftiraları atmazlardı.  Bilselerdi, Ata'nın soyunu araştıran bir Baş Hoca çıkacak, o iftiraları atmazlardı.
İftira ile küçülteceklerini sandılar, Hoş Geldin Atatürk ile  O, Türk milletinin kalbinden yeniden doğdu. Tabi ki bu da, eserin sahibine karşı bir sevgi seline dönüştü.
ABD ile  27 Aralık 1949'da yapılan Fulbright anlaşmasında hedef, Atatürk'tü aslında. Atatürk'süz bir eğitim planladılar. Atatürk'ün heykelleri dikilerek görüşleri, tezleri ve kimliği sürekli gizlendi. ABD'nin çerçevesini çizdiği bir Atatürk'ü tanıttılar bize.
Hepimiz, bu eğitim anlaşmalarının yetiştirdiği çocuklarız. "Atatürk,1881'de doğdu- 1938'de öldü. Çocukken karga kovaladı, büyüdü, düşman kovaladı…"
Anlattıkları ve milletin çocuklarına papağan gibi ezberlettikleri Atatürk özet olarak buydu.
Atatürk'ün yaşamı yok!
Atatürk'ün inancı yok!
Atatürk'ün soyu, sopu yok!
Atatürk'ün Batı ile alakalı görüşleri, hiç yok. Batı ile savaşmış Aatürk, tam bir "Batıcı" oluvermişti, okutulan kitaplarda.
Kültürel birikimi veya 5 binin üzerinde eser okuduğu gerçeği yok. Geometri kitabı yazacak kadar, önemli bir matematikçi olduğu hakikatinden, söz eden bile yok.
İktisat kongreleri düzenleyecek kadar ekonomiden anlayan, milli tarımın temelini atan, milli sanayii kuran veya uçak fabrikaları kurup dünyaya uçak satan, bir Atatürk, ancak rüyada görürdük  heralde.
Bir el, Atatürk'ü getirip dinin karşısında oturttu. Dini de , Atatürk'ün karşısına…  Üstelik bu insan, Diyanet'i kurdu. Tefsir yazdırdı, parasını cebinde ödedi. Bugün halen Türkiye'de, böyle bir tefsir yazılmış değil. 
Ve bu adam dinsiz!
Üstadımızın, milyonlarca defa tıklanan, o meşhur videosundaki gibi "HAYIR!!!" diyoruz. Şimdi insanlar niye, Haydar Baş'tan, Atatürk'ü dinlemesin ki… "Atatürk'e kutsallaştırmayın!" diyen bazı hanzolar  var. 
Onlara cevabım: Atatürk, zaten kutsal bir kişilik…
Vatan kutsal değil mi?
Ömrünü bu kutsala haracayan, biri neden kutsal olmasın.
Kutsal vatanı kurtaran, nasıl kutsal olmaz?
Namus kutsal değil mi?
Aatürk, bir ülkenin namusunu kurtardı.
Önce "kutsal" nedir, bunu öğrensinler!
Bizi anlayan anladı. 
Sosyal medya üzerinden Prof. Dr. Haydar Baş'ın videolarını izleyip, paylaşan, Atatürk gönüllü  insanların, katıldıkları o yemek toplantısı, Türkiye'nin kurtulacağını bir kez daha, umudunu kaybeden herkese gösterdi.
Türkiye kurtulur. 
Ama milli ve dini değerleri cem eden bir adreste. Aleviyi-Sünniyi bir "can" bilen, Kürt'ü kardeş gören, 80 milyonu bir bilek bir yürek yapan Bağımsız Türkiye adresiyle kurtulur.  Türkiye'yi kurtarırsa, Haydar Baş kurtarır. Çünkü kimse onun baktığı yerden bakmıyor. 
Çünkü o "solcuya" değer veriyor, Kürt'e, Alevi'ye değer veriyor. Onun meseleye bakışında, "insan gönüldür" gerçeği var. O, her bir insanı "gönül" olarak görüyor. "Önce insan" diyor. 
Bunlar çok önemli şeyler. Dünyaca ünlü ekonomistler, Sayın Baş'ın ekonomi kitabını okuyor, ya Müslüman oluyor veya "Ne Mutlu Türküm Diyene" diyorlar.
Çünkü bunlar, insanı merkeze koyan bir model ile ilk defa karşılaşıyorlar. Diğer bütün ekonomi modelleri, merkeze sistemini koyuyor. Onlar sisteme göre insan hedeflerken, Baş Hoca, insana göre sistem diyor.
Tabiki tüm bu gerçekler görülmeye başlandı. Bütün bir izalasyona rağmen, yok saymaya görmezden gelmeye rağmen, Baş Hoca söke söke geliyor!
Ata’nın heykelini diktiler kendini gizlediler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön