Türkiye'nin NATO'ya girmesiyle, 1919'da başlayan 'bağımsızlık' yürüyüşü, tamamen sonlandırılmış oldu. Türk kafa, oldu NATO kafa!
İnsanımız, NATO standartlarında düşünmeye başladı. Dini bile NATO standartlarında anlamaya ve yaşamaya başladı. İçimiz, dışımız NATO oldu. Hatta NATO standartlarında beslenmeye başladı.
Anadolu'nun asırlardır beslenme alışkanlığı, tereyağı veya zeytinyağı-et eksenli iken, margarin ve ot eksenli olmaya başladı. "Zeytinyağı yiyemem aman" diye türküler bile söylendi. Yedik mi margarini, süt tozunu!
Sonra da, birbirimizi yedik! Beslenme bozulunca, biz de bozulduk! Ayrıca, et yiyenlerin, otyiyenlere hükmedecekleri, bir hakikatti.
Sağcılık-solculuk bir NATO ayrıştırmasıdır, malum. "Solcular dinsiz" anlayışı, "sağcının" kafasına bir güzel yerleştirildi sonra. Artık "solcu" ne dese, "sağcı" onun tersini yaptı.
Solcu ,"Amerika def ol!" dedi. Sağcı, döndü gemisine “namaz” kıldı. Solcu “Amerika kahrolsun!” dedi. Sağcı “Amerika’sız olmaz” dedi. Tabi şimdi Sağ da “Amerika” diyor, Sol da, dinci de. Ayrı konu…
O günün gerçek Sol’undan söz ediyoruz. “AB, NATO” diyen bir Sol ve Sağ var şimdi. Baştan beri “Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye” diyen bir de Haydar Hoca var tabi. Geleceğiz bu konuya…
Biz, eskiden söz ediyoruz;
Kafalar ikiye bölündü, gönüller bölündü. Rüyalar bölündü, hayaller ve hayatlar bölündü. Aileler ve ülke bölündü. Sonra, ne kadar düşünen insan varsa, üzerinden "darbeler" tank gibi geçti. Ezdi ve attı.
Maraş ve Çorum katliamları… Yakın tarihimizde Madimak katliamı… Ardından Başbağlar katliamı… Alevilerin evlerine çarpılar atılması vs… Hepsi, NATO'nun içimizdeki "elleriyle" gerçekleştirilen büyün oyunlar.
Halen NATO'nun "derin" işlerine hevesli, soysuz tipler içimizdedir, haberiniz olsun.
Neyse!
Geldik bu günlere…
Bakın halen o bölünmüş kafalar, iş görebiliyor. Bugün ülke, 1980'lerde daha az bölünmüş değil. Neredeyse kan çıkacak, kıytırık bir belediye seçimleri uğruna. Bir taraf kendini "kurtuluş" adresi gösterirken, öbür tarafı "zillet" ve "illet" gösterebiliyor.
İçimizden bir insan, NATO'nun oluşturduğu yapay fay hatlarını bir bir yok ediyor. Oluşturulan boşlukları, yarıkları, Müslüman Türk sevgisi ile bir bir dolduruyor. Solcu'yu, Sağcı'ya sevdiriyor, Sağcı'yı, Solcu'ya… Alevi'yi Sünni'ye, Sünni'yi Alevi'ye sevdiriyor.
Biliyorsunuz, o ismi: Haydar Baş Bey…
Hayatından, geçmişten örnek vererek, en iyi dostlarının "Sol"dan çıktığını gururla anlatıyor. O’nun Sağ'ı da Türk, Sol'u da… Sünni bir aileden gelen biri olarak, Alevileri anlatıyor. Sağ cenahtan gelen biri olarak, Sol'u anlatıyor. "Sol'dan ne güzel insanlar çıktı" diyor.
Yaşanmış gerçek hayattan bahsediyor. İsimler veriyor, adres veriyor. Beyler, bu insan, hikaye anlatmıyor. Atlantik'in açtığı ve açmaya devam ettiği “fay hatlarını” yok ediyor.
Ben 30 yıl önce, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla ilgili Baş Hoca’mın söylediklerini, bu köşede onlarca defa yazdım. 30 yıl önce söylediklerini, Ankara'da önceki gün tekrarladı. Bu işin, Sol'u, Sağ'ı yok.
Yeni haçlı seferlerinin birinci hedefiyiz!
Prof. Dr. Haydar Baş Bey, neye hazırlıyor milleti, siz, ne sanıyorsunuz? Gelecek yakın tehlikeden haberimiz ne kadar var? Bu insanın ortaya koyduğu tezler, Türk’ün yeni bin yılının stratejik savunma tezleridir, bilginiz olsun.
Bakın, birileri nihayet “Türk demek, Müslüman demektir” dedi. “Atatürk” demeleri de yakın, bekliyorum. “Atatürk Vatandır” Haydar Baş tespitinde ve ülke müdafaasında hepimiz, bir olmaya mecbur ve de memuruz.
Şunu da belirteyim ki; Türkiye’de, Haydarizm iktidar olacak. Ben size bir yıl diyeyim, siz iki yıl anlayın! Türkiye’nin başka çaresi kalmadı. Başka çözümü yok bu ülkenin.
Tencerelerde taş kaynatma noktasına gelindi. Çocuklar avutulamıyor, açlıktan uyumuyorlar. İnsanlar çöplerden ekmek arıyor, kör müsünüz?
Tencere, kapitalist iktidarları devirecek, bütün kapitalist partileri kaynatıp yok edecek. Türkiye’de İş ve Aş iktidar olacak… Dünyada iktidar olan Baş tez, şimdi ülkemizde iktidar olacak.
Bu kadar birleştirici bir gönül, bu kadar kucaklayıcı bir kafa, artık bir dirençle karşılaşmayacak. Türk’ün kafası ve gönlü, Türk’ün kadim vatanında, yeniden Hacıbektaş ve Atatürk gerçeğini yeşertecek.
İnsanımız mutlu olacak. Zengin olacak. Asla kavga etmeyecek. Erperyalizm bu defa savaşsız bu toprakları, terk edecek. Bir daha gelmemek üzere, çıktığı deliğe, geri dönecek.
Baş Hoca, keşke yaşıtı olduğu Deniz’lerle o zaman tanışsaydılar. Emin olun, Deniz ve Karadeniz birleşince, Atlatik kururdu. Neyse bu da kaderdir herhalde, biz de bundan sonra birleşir, kuruturuz Anlatik’i…
Tencere kapitalist iktidarları devirecek