Ortada seçim bile olsa hiç bir şartta İstanbul'u vermek istemeyen iktidarın ne hallere girdiği, gerçekten ibretlik. İbretlik olduğu kadar, geleceğimiz adına oldukça korkutucu ve ürkütücü.
YSK'dan tutun TSK'ya kadar, devlete ait ne kadar kurum, kuruluş varsa, neredeyse parti kurumlarına dönüştürülmüşken, CHP İstanbul'da oyları çalmış!
Valla eğer bu CHP, bunca AKP'li görevli, bunca asker ve polis, bunca yargı mensubu içinde oy çalarak İmamoğlu'nu 30 bine yakın bir oy farkı ile kazandırmışsa, helal olsun!
Yanlız, madem bu kadar "oy çalmada" mahirler, ne diye 25 yıldır çalmamışlar, esasen CHP'ye bunun hesabını sormak lazım!
İmamoğlu için AKP'den, "adam kazandı" diyecek bir İnce düşünceli neden çıkmaz. Yandaş yazarlardan cılız da olsa, diyenler oldu. Ama AKP içinden "adam kazandı" diyecek biri çıkmazsa eğer, Türkiye kötü gelişmelere gebe…
Adam gerçekten kazandı!
AKP "atanmışlar/seçilmişler" edebiyatı ile gelmedi mi? Seçilmiş birine koltuğu teslim etmiyor şimdi.
Peki iktidar ne istiyor?
Yeni bir seçim mi?
Zinhar hayır. "20023'e kadar seçim yok" dedi. Bence artık seçim, hiç olmayacak. Çünkü seçim olursa AKP gidecek, AKP gitmeyeceğine göre seçim niye yapılsın!
Seçimin bir önemi de kalmadı. Vatandaşın oy attığı sandıktan, oyu çıkmıyor. Geçtik oyu, seçtiği başkana "kazandı" denmiyor. YSK ancak " İmamoğlu önde gidiyor" diyebildi.
Sayım sonuçlarının açıklandığı gece, sürekli veri akışı kesildi. Aslında kesilen veri akışı değil, demokrasi akışıydı.
Türkiye'ye demokrasi akışı kesildi!
Tam da düşmanın istediği şey. Bak buradan söylüyorum, birileri üzerine vazife çıkarır, Türkiye'ye demokrasi götürmek ister. Düşmanın eline malzeme vermeyin!
Türkiye, böyle bir yola doğru çekiliyor. Türkiye'ye müdahale etmeden Türkiye'yi bölemezler. Müdahale etmek için, Türkiye oldukça anti-demoktariatik olmalı. Erdoğan, bu oyuna gelmemeli.
Vatandaş seçimin iktidarı değiştirmede işe yaramadığı inancına sahip olursa, bu, düşmanın işine yarar. O vatandaşa birileri, ABD'yi "kurtarıcı" gösterir. Erdoğan, Maduro değil ve olmamalı. Meseleyi olgunlukla karşılamalı.
İmamoğlu'nu yanına çağırıp, kutlayıp, mazbatasını bizzat kendi vermeli. Seçimlerin kazananı da olur, kaybedeni de…25 yıldır, belediyelerde sizlere yönetme hakkı veren vatandaş, şimdi kırmızı kart gösterdi.
Eğer millet ile zıtlaşmaya işi götürürseniz, işler içinden çıkılmaz bir hal alır. Sizler ekonomiyi yönetin, belediyeleri de kazananlar yönetsin. Akşam sabah, dolar 9 liraya çıkacak. Ekonomiden haberiniz var mı?
Seçim havasından çıkın artık!
Fakat mümkün değil, çıkmazlar.
AKP, İstanbul'da yeniden seçim istemeyeceğine göre, sizce ne yapmak istiyor. Ne yapmak istediğini biliyorum da, yazmayacağım. En iyi senaryo, "Binali kazanana kadar oyları sayacaklar" diyeyim.
Saydıkça, Binali'nin oyları artacak, İmamoğlu'nun düşecek. Tavuklar kümeste ama tilkilerde kümeste… Sayım işlemi aylarca sürecek, aylarca sandık başında beklemek hiç bir CHP'li için mümkün değil.
Sonra "Binali kazandı" diye ilan edilecek. Dünya seçim tarihinde, önde gidenin değil de, arkada gelenin kazandığı bir seçim sonucu olacak. Ankara'yı önceki seçimde hile ile almadılar mı? Aynı şey İstanbul'un başına gelecek.
Normal şartlarda İstanbul tekrar seçime gitse, AKP neler olacağını çok iyi bildiği için, asla gitmez.
Ankara'ya karışamazlar, başına "kayyum" da atayamazlar, buna Bahçeli müsaade etmez. Her ne kadar Bahçeli Erdoğan ile birlikte ise de, bu İstanbul için geçerli, Ankara için geçerli olmaz. Çünkü Bahçeli Mansur'u, korur.
MHP'nin "bekası" için korur. Seçimi alan Mansur, hemen Bozkurt işareti yaptı. Bu bir mesajdı. Halbuki Mansur, ortak adaydı. Özellikle de CHP'nin adayı…
İstanbul'da sorunu Bahçeli istese çözer;
Yani İstanbul'da sorunun çözülmesini istemeyen kesinlikle Bahçeli. Sayın Bahçeli "adam kazandı!" dese, iş biter. Her seçim sonrası kritik hamlelerin sahibi Bahçeli, İstanbul'da sorunun tek faili bence.
İstediği kadar sessiz kalma hakkına sahip!
Aslında İstanbul seçimleri konusunda Erdoğan ne yapmak istiyor sorusunun cevabı, Bahçeli ne yapmak istiyor sorusunun cevabında gizli.
Sayın Erdoğan yine oyuna geliyor. Bu oyunun sonunda, en zararlı kendisi çıkacak. "İttifakların" en karlı ortağının Bahçeli olduğunu düşünemeyecek kadar, çaresiz bir Erdoğan görüyorum. Hep Bahçeli'nin çizdiği alanda oynuyor.
"Türk tipi" başkanlık oyununda son kez oynuyor. Erdoğan'ın işi çok zor. Türkiye'nin işi, çok daha zor. Söyle söyle dilimizde tüy bitti.
Türkiye kötü gelişmelere gebe