KKTC’yi NATO ipiyle boğacaklar!

İkinci Viyana bozgunu, Türklerin Avrupa coğrafyasında, Batı karşısında gerileme sürecinin başlangıcı olarak kabul edilir. 
1683'teki Viyana bozgunu ile başlayan geri çekilme ve savunma anlayışı, tam 238 yıl sonra, Eylül 1921'de Sakarya cephesinde sona ermiştir. Diyebiliriz ki, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ise Türklerin 291 yıl sonra, Batı'ya karşı ilk ileri harekatıdır.
 
Bu yüzden, "Kıbrıs Barış Harekatı" deyip geçmemek lazım. "KKTC" deyip geçilmez. "Kıbrıs yüktür!" anlayışı, asla kabul edilemez. Bu sözlerle ancak düşmana hizmet edilir.
Bu laflar geçmişte edildi ne yazık ki…
"Yes be anam"cılar üretildi, türetildi. Türk'ün askerle, kanla, kendine ait toprakları geri alması, Batı'ya öyle bir koydu ki, bir türlü unutamıyorlar. "AB'ye sokacağız" kılıfı ile elimizden alınmak istendi.
"Annan Planı" gibi, bir sürü planlar devreye girdi.
Neredeyse KKTC'nin kurucucu merhum Denktaş, bir Türk devleti kurdu diye içeri atılacaktı.
Neyse, niyetim geçmişi ve hataları yazmak değil.
Kıbrıs'ta garantör ülke Türkiye, onay vermeseydi Kıbrıs Rum tarafı AB'ye giremiyordu. Aslında, Türkiye buna onay vererek, kendi ayağına sıktı. KKTC'yi idam sehbasına çıkardı. O dönemler AKP'yi kim "kandırdıysa!", Ada'daki Türklere "EVET"  dedirtti.
Rumların aç gözlülüğü sayesinde  Kıbrıs'ta "HAYIR" çıktı da, KKTC idam sehbası  üzerinde iken boynuna dolanmış düştü sadece.  KKTC şimdi, NATO ipiyle boğulmak isteniyor.
AB ipinden kurtuldu , NATO ipi hazırlandı!

 

ABD, Kıbrıs'ı NATO'ya alarak, Türkiye'yi Kıbrıs bağıyla da ilelebet NATO'da tutmak istiyor. Bir taşla, bir kaç kuş… 
Kıbrıs, hem BOP'un  kapsama alanı içinde, hem de, Batı'nın, Yunanistan üzerinden hedefi arasında. Yani Kıbrıs'a akbalar üşüşüyor. Kıbrıs, kurtlar sofrasında, sırtlanların kuşatmasında.
 
Hedef, Türkleri Kıbrıstan ve hatta Akdeniz'den atmak.

Yani bir yandan körfez ülkelerini arkasına alan İsrail, bir yandan AB ve ABD'yi arakasına alan Yunanistan, bunlar yetmedi, az geldi, bir de üyesi olduğumuz NATO çıktı ortaya.

 Atlantic Council adlı düşünce kuruluşu uzmanlarından Damon Wilson, Kıbrıs'ı "NATO bünyesine almaktan" söz etti. Wilson'a göre bu, Kıbrıs sorununu çözebilirmiş. Adamlara göre Kıbrıs'ta "sorun" var.
"Kıbrıs Sorunu" diye söze başlayan ülkemizde ne kadar yerli(!) Wilson var, biliyorsunuz. AB ve ABD için Kıbrıs'ta bir "sorun" olabilir ama Türkiye için Kıbrıs'ta sorun yok, vatan var. 

 

Wilson, bakın ne diyor:
"Kıbrıs çevresindeki suların silahlanma, organize suç, terör, insan kaçakçılığı ve sığınmacı akınları gibi tehditlerin merkezi haline geldiğini ve bölünmüş durumdaki adanın kötü niyetli aktörler için çeşitli kırılganlıklar sunabilecek…"
Anladınız mı?
Kıbrıs'ı karıştırmak istiyorlar!
 NATO kılıfıyla da, Avrupa'nın bir parçası yapmak istiyorlar. Ada çevresinde ve  Doğu Akdeniz'de bir yandan kaynaklara çökecekler, öbür taraftan Ada'yı İsrail'e  "güvenlik kulubesi" yapacaklar.
"Kıbrıs'taki garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere'nin bugüne dek NATO üyesi olmasına rağmen böyle bir çözüm önermediğini belirten" Wilson, "bunu gerçekleştirmenin vaktinin gelmiş olabileceğini" söyledi
 
Başka ne dedi; 
"Yeniden birleşmiş adanın NATO'ya üye olması, alternatif mekanizmalara gerek olmadan, adanın tamamında Yunan-Türk-İngiliz müşterek güvenlik garantisini, İttifak'ın taahhüdü altında kendiliğinden devreye sokar
Wilson sonunda, ağzından baklayı çıkartıyor : "Türk askerine de Ada'da gerek kalmaz" diyor.
ABD'de düşünce kuruluşu demek, "derin ABD" demektir. Bunu, uluslararası arenada çok etkili olan  Atlantic Council dillendiriyorsa, iki defa düşüneceksiniz.
İçerden ekonomik olarak çöken Türkiye, IMF kapısına tıpış tıpış koşma arifesinde iken, her gün  bir "S-400" tehdit ve şantajı yerken, sizce ne yapmalı?
İç cepheyi sağlam tutmalı ve ekonomiyi bilen bir insana teslim etmeli. Şimdi bazıları suçu Berat'a atarak işin kolayına kaçıyorlar. Neymiş, "bakanı değiştirin!"… 
Bakanı değil, kafayı değiştirin!

 

"Kaynaklar Sınırlı" diyen kapitalizmi, "Kaynaklar Sınırsız" diyen Haydarizmle değiştirin. Yoksa bakanı da değiştirseniz, iktidarı da değiştirseniz, bu iş çözülmez.
Bir başka husus; ABD, Yunanistan'ı üzerimize salıyor. Geçmişte, Yunanları İngiltere kullandı, şimdi de ABD kullanıyor. Yunanistan,  "çok kullanışlı, küresel eşek" özelliğini koruyor, ne yazık ki… Atatürk'ün Balkan Paktı, ne kadar da stratejik ve önemliymiş. Böylesine küçük bir ülke, küresel güçlerin tetikçisi, ancak bu şekilde olmaz.
İngiltere, Rum tarafındaki üslerine, tam 128 adet savaş uçağı konuşlandırdı. Bir savaş hazırlığı var da, biz mi bilmiyoruz? Kesinlikle, Akdeniz'de bir savaş hazırlığı var. 
Peki, kime karşı dersiniz!
Ortadoğu'da hemen her konuda, İngiltere'yi arayacaksınız, nerede duruyor diye, bakacaksınız.
Şu sıra, içimizde Gül'ler açtırabilirler.
Bahar ya, ondan dedim!
KKTC’yi NATO ipiyle boğacaklar!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön