Türkiye, hangi enflasyonu konuşacağını şaşırdı. Patates, soğan, biber patlıcan enflasyonunu mu konuşsun, ülkenin sapık enflasyonunu mu!
4 yaşında bir yavrumuz, geçen gün, İstanbul'da tecavüze uğradı ve öldü. Gün yok ki, bir sapık haberi duymayalım. Demek ki, verilen cezalar caydırıcı değil.
Böylesine bir sapıklık için ne ceza verilmesi lazım diye sorsam, herkes "idam" der. Ama gelgör ki, iş uygulamaya geldi mi, kırk dereden su getirilir. Sapık, meydanda asılsın, bakın bakayım bir daha tezahür eder mi?
Etti bir daha as!
Emin olun, üçü geçmez!
Sapıklık neden artıyor, iyi irdelemek gerekir. Memlekette İslam var ama iman yok. Vallahi abartmıyorum. Ahlakın olmadığı bir toplumda, İslam olabilir ama kesinlikle iman yok. Görünüşte, acayip bir "İslam" var.
Şu kadar Kur'an kursu var.
Şu kadar İmam-Hatip var.
Şu kadar cami var.
5 vakit ezan var.
Ama kardeşim kızmayın bana, bütün bunlar var da, niye bu kadar sapık var ülkede. Bakıyorsunuz, Kur'an kurslarında bile bu sapıklıklar var.
Söyleyeyim;
Öyle bir Müslüman ki, haram yiyor. Haram yerse tabi ki, sapıtır. Haram yiyen bir nesil, her şeyi yapar. Binlerce insan, hiç belediyeye uğramadan yıllarca, maaş almış, duymuyor muyuz hergün.
Bu kadar haramın sonu, tabi ki sapıklık olur.
Ülke Lut kavmini aratmıyor!
Hz. Lut, kavminin elinden çok çekmiş. Kur'an hikaye anlatmıyor, beyler!
İbret alınsın diye, ilk emri "oku" olan kitap, hikaye anlatmıyor. Haram yiyen topluma, Baş Hoca da olsa, bir şey anlatamaz. Peygamber bir şey anlatamıyor, haramzadelere!
Karısı dahi, Lut'a inanmamış. Eksiklik Lut'ta değil. Ululazim bir peygamber. "İsmail'i, Elyasa'yı, Yunus'u ve Lut'u da (hidayete eriştirdik). Onların hepsini alemlere üstün kıldık." (Enam Süresi-86).
Allah, Lut'u üstün kıldı ama kavim sakat!
İlahiyatçı değilim ama beni çok etkileyen şu diyaloğu, ayetlerle gözleriniz önüne sereceğim:
"Elçilerimiz Lut'a geldiği zaman, onlardan dolayı kaygılandı, göğsünü bir sıkıntı bastı ve: "Bu, zorlu bir gün" dedi." Hud Suresi, 77.
"Kavmi ona doğru koşarak geldi; onlar daha önceden kötülükler işlemekteydiler. "Ey kavmim" dedi. "İşte benim kızlarım, bunlar sizler için daha temizdir. Artık Allah'tan korkun ve beni misafirim önünde küçük düşürmeyin. İçinizde hiç aklı başında olan (reşid) bir adam yok mu?" Hud Suresi, 78.
Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun." Hud Suresi, 78.
Dedi ki: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." Hud Suresi, 80.
(Elçiler) Dediler ki: "Ey Lut, biz Rabbinin elçileriyiz. Onlar sana kesin olarak ulaşamazlar. Gecenin bir parçasında ailenle birlikte yürü (yola çık). Sakın, hiçbiriniz dönüp arkasına bakmasın; fakat senin karın başka. Çünkü onlara isabet edecek olan, ona da isabet edecektir. Onlara va'dolunan (azap) sabah vaktidir. Sabah da yakın değil mi?" Hud Suresi, 81. ayet:
Böylece emrimiz geldiği zaman, üstünü altına çevirdik ve üzerlerine balçıktan pişirilmiş, istif edilmiş taşlar yağdırdık; Hud Suresi, 82.
Kıymetli dostlar!
Özetliyeyim;
Lut kavmi erkeklerle zina eden bir kavim. Lut'a misafirler geliyor. Lut'un kavmi, bu misafirleri Lut'tan istiyor. Lut ise misafirlerine kötülük gelecek diye korkuyor ve oldukça mahçup oluyor.
Lut, çaresizlik içinde… Hele de, peygamber olan bir zatın, düştüğü duruma bakar mısınız!
"Sözün bittiği yer" denir ya, işte aynen öyle. Lut, o çok acıklı sözü o zaman söylüyor: "Size yetecek gücüm olsaydı veya sağlam bir yere sığınabilseydim." diye. Gelen misafirler, "biz Allah'ın elçileriyiz, rahat ol" mesajı verirler.
Sonra, Lut kendine inanan üç beş kişi ile orada çıkar. Burası çok ilginç, "sen ve ailen buradan uzaklaş ve arkanıza bakmayın" diyor, Allah'ın melekleri… "Ama karın hariç" diyorlar. Neden? Çünkü karısı iman etmemiş Lut'a…
Ayetten anlıyoruz ki, insanın esas ailesi demek ki, "inananlar" oluyor. Melekler, hem "ailen ile buradan uzaklaş" diyor, hem de "karını götürme" diyor. Şu imtihana bakar mısınız?
Ne kadar zor.
Ne kadar sırlarla dolu…
Şimdi gelelim "bizim" kavme!
İçimizdeki sapıklar yüzünden Allah, bizleri helak eder mi? Eder kardeşim. Halimiz iyi değil. Zina toplumu olduk adeta. Allah, önce yoksulluk verir, o topluma. Bereketini kaldırır. Başlarına, çapsız idareciler verir.
Hepsini yaşıyoruz.
Olaya biraz da bu açıdan bakalım. Millet neden doğru ve güzel olanı seçmiyor. İnsan, Adem'den beri aynı. Hiç değişmedi. Değişen sadece eşya… İhtiyaçları da aynı, ihtirasları da… Beladan gözümüz açılmıyor.
Tarih, sapıtmış kavimlerin başlarına gele belalar ve onları uyarmakla görevli, uyarıcıların çektikleriyle dolu. Peygamberler veya veliler, fark etmiyor. Kaderleri çok benzer, birbirlerine… Eski zaman, yeni zaman, hiç fark etmez.
Ülke Lut kavmini aratmıyor!