YSK'nın İstanbul seçimlerini iptal etmesi, Batı'nın işini kolaylaştırdı. "Türkiye'de diktatörlük var" diyorlardı ama altı boştu. Bu iddianın altını, YSK doldurdu. Koro halinde, "Türkiye'de demokrasi yoktur" demeye devam ederler artık.
Suriye'ye saldırı öncesi ne diyorlardı: Esad diktatör!
Irak'a işgal öncesi ne diyorlardı: Saddam diktatör!
Libya liderine ne diyorlardı: Kaddafi diktaör!
Şuan Türkiye'ye ne diyorlar, dilim varmadığı için söylemeyeyim. Peki bu tuzağa, Türkiye nasıl düştü. Sayın Erdoğan bu tuzağa, kendi ayaklarıyla yürüdü.
30 Aralık 2016 tarihli yazımda, "Sayın Erdoğan bu tuzağa düşmemeli" diye yazmıştım. İsteyenler okuyabilirler. "Türk Tipi" dedikleri "başkanlık" sistemi, Erdoğan için "tuzak" diye yazmıştım.
Sonrasında ise "Bahçeli bizi kandırdı!" diyeceklerini de yazmıştım. Erdoğan o kadar danışmana, sanırım kendisini tuzağa düşürsün diye para ödüyor!
Batı, Türkiye'yi, tıpkı Irak gibi yemek istiyor. Türkiye'yi parçalamak istiyor. Bunun için her yol deneniyor. Bu yollardan birisi de, Türkiye'yi Irak'laştırmak, liderini Saddam'laştırmak…
Türkiye'de Atatürk'ün kurduğu parlementer sistem vardı. Türkiye'nin Irak olması için, Türkiye önce bu sistemden çıkmalıydı. Ne oldu, çıktı mı?
Çıktı.
24 Haziran seçimleri, Türkiye'nin rejimini değiştirme seçimiydi, değişti mi kardeşim? Değişti. Vatandaş, halen 24 Haziran'da neye oy verdiğini bilmiyor. Senin rejimin değişti, ey vatandaş!
Rejimin, işte bugün bir adamın, iki dudağı arasına teslim edildi. Bundan şikayetçi olmana hiç ama hiç hakkın yok, çünkü sen oy verdin. Ben parlementer sistemi istemiyor, "tek adam" sistemi istiyorum, dedin!
Şimdi dır dır etme!
Tuzağa sadece Erdoğan düşmedi, sen de düştün. Birlikte Türkiye'yi düşürdünüz!
Bu oyuna Türkiye'de, bir tek kişi düşmedi: "Türkiye'nin rejim değişikliğinin yapılacağı bir oylamada, ben yokum" diyen BTP lideri, Prof. Dr. Haydar Baş.
Özellikle, Erdoğan nefereti ile gözleri kör olanlara sesleniyorum: Oyuna gelmeyin, hedef Erdoğan gibi görünse de, hedef Türkiye!..
Türkiye'ye saldırmak için, önce rejimini değiştiridiler. Sonra da, "Türkiye'de diktaörlük var" diyorlar. Türkiye bu tuzağa, lideri ve halkıyla düşürüldü. Bu arada, Sayın Bahçeli'nin, "mübarek" rolünü de, herkes görmüş oluyor.
Bitmedi!
YSK, verdiği bu kararla, bırakın Batı'nın "Türkiye'de diktatörlük var!" demesini, Türkiye'de AKP'lilerin bile demesini sağladı. Bakın, AKP içindeki İngiliz fay hatları harekete geçti bile.
11 yıl Erdoğan'ın noteri gibi çalışan Gül, şimdi başımıza "demokrasi havarisi" kesiliyor. Niye durdu, durdu da, şimdi konuşuyorlar. Çünkü Türkiye'nin Irak'laştırma süreci başladı.
Bundan sonra süreç nasıl işler:
YSK kararından sonra, Türkiye'de demokrasi olmadığını, 82 milyona yaşatmaları lazım. Bunun için, Sayın Erdoğan'ın üst üste yeni hatalar yapmasını bekliyorlar. Ülkenin arka planı, "Türkiye İttifakı" istedi ki, içerden bir kaos çıkmasın.
Erdoğan, buna ikna olmuştu ki, Çubuk'ta Kılıçdaroğlu hadisesi yaşandı. Yani Türkiye İttifakı, "yumruk" yedi, provakasyona uğradı. "Bize cumhur ittifakı yeter" diye, Bahçeli resti çekti.
Bundan sonra, İstanbul için seçimin yenileneceğine, ben inanmıyorum. Çünkü işi bu noktaya getirenler, İmamoğlu'na ikinci bir zafer tattırmak istemezler. İstanbul'u bir türlü vermek istemeyen Erdoğan'ın bu zaafı kullanılarak, üçüncü büyük hatayı işlemesi sağlanacak.
İstanbul'u bir atanmış yönetecek. Böylece sokakların ateşi hiç sönmeyecek, içerde kazan hep kaynayacak. Seçimlerden umudunu kesen vatandaş, çareyi ABD'nin "demokrasi getirmesinde!" arayacak.
ABD askerlerini silahla değil de, gül ile karşılayacak toplum haline getirilmemiz sağlanacak. Irak'ta olduğu gibi. Gül'ümüz bile hazır!
Kimse olmaz öyle şey demesin, hepsi olacak. Neye olmaz dediysek olmadı mı?
Batı cephesinde değişen bir şey yok, anlayacağınız. Irak'ta uygulanan film, Türkiye'de gösterime girecek. Irak'a ABD dışardan girmeye çalıştı, bu AKP, tezkereye rağmen hava üslerini açtı.
ABD, Türkiye'nin zaten içinde. İncirlik'teki nükleer silahlar, buradan götürüldü. Ve ısrarla S-400 almamıza karşı çıkıyor, neden? Çünkü Türkiye hedef ülke, çünkü Türkiye, düşman ülke…
S-400 konuşlandığı zaman ABD'nin "F" seri uçakları Türkiye üzerinden uçamayacak. Bu şu demek; Türkiye'yi bombalayamayacak. S-400 kurulduğunda, Türk uçakları da uçamayacak. Bu nedenle Türkiye, Rusya'dan hem S-400, hem de SU-57 almak istiyor.
Şu akadarını söyleyeyim, Türkiye gelecek ay, çok başka şeyler konuşacak. Yunanistan ile savaşı konuşabiliriz mesela.
Başka bir şey; ekonomik çöküşün çıkaracağı kaosta, asker ve polisi kullanarak kan dökülmesi sağlanabilir. Araya giren ajanlar, bu işi halleder. Bu, Türkiye'nin intiharı demektir. En çok arzuladıkları, bir iç savaş…
Bugüne kadar Haydar Hoca dinlenseydi, Türkiye böyle bir sürece girmezdi. Parlementer sistemde kalır, ekonomisini düzeltir, düşmana aradığı fırsatı vermezdi. Türkiye, bugün Akdeniz'de böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalmazdı.
Suriye sağlam kalsaydı, Akdeniz'de bu tehlike, olmazdı. Suriye'yi korumak, Türkiye'yi korumaktı. Ama Suriye ateşine iktidar, ABD istiyor diye odun taşıdı. Vatandaş hükümete sürekli oy taşıdı, hükümet ise ABD'ye sürekli odun taşıdı.
Şimdi gözleri açılsa ne olur.
Mazlumun ahı, indirir şahı, demişler. Vatandaşta ah aldı, iktidar da… Allah, içimizdekiler yüzünden bizi helak etmesin. Ülkemizi, korusun. Vatanımızı muahafaza etsin.
Batı Saddamlaştırma süreci başlattı