ABD projeleri bitmiyor maalesef. Biri bitiyor, diğeri başlıyor. Ilımlı İslam, Siyasal ve Radikal İslam projeleri, yer yer birlikte yer yer ayrı olarak devreye sokulunca, Müslüman olan halklar ile İslam arasında bir boşluk oluştu.
Biraz açacak olursak eğer;
Gülen’in “misyon şefi” olarak seçildiği Ilımlı İslam veya Dinlerarası Diyalog misyonu, Türkiye’de İslam olmayan CIA İslam’ı olarak yürürlükteydi. Gitmeyelim o günlere, sonuçta 15 Temmuz olarak ağır bir fatura ödetti.
Siyasal İslam ise malum!
Erbakan ile başlayıp, kendinden olmayanları “patates dininden” kabul eden anlayıştı. Ilımlı ve Siyasal İslam birleşip, AKP oldu ve bu günlere geldik.
Bir başka İslam olmayan CIA İslam’ı da “Radikal İslam” dediğimiz, dünyanın dört bir yanından CIA eliyle Suriye’ye getirtilen “kafa kesmekle” ünlü anlayış.
Neyse, içerikleri veya ne oldukları konumuz değil. Konumuz, bunların sonucunda doğan boşluğun ne olduğu ve ne ile doldurulmak istendiği konusu…
İnsanımız İslam’dan koptu.
Değil Ayasofya’yı, Kabe’yi getirseniz boş!
Gençlerimiz “Deist” ve “Atesit” oluyorlar.
Doğan boşluk, ABD’nin başka bir tuzağı ile dolduruluyor. En azından Türkiye için böyle. Diğer ülkeler için ayrıca değerlendirmeler yaparız. Sözde “tarikat ve cemaatlerden” kurtulmanın yolu, deizim ve ateizm olarak pompalanıyor.
Oysa bir yanlıştan kurtulmanın yolu, doğrusunu ikame etmekten geçer. Bir yanlış, başka bir yanlış ile yok edilemez. Bir yanlış üstüne bir yanlış, iki yanlış eder. İki yanlış en az bir doğruyu götürür, haberiniz olsun!
ABD’nin bir tuzağından, diğerine düşüyoruz. ABD derken, siz bunu emperyalist akıl olarak anlayın. Deist veya ateistlere sözüm yok, onları deist veya ateist yapan etkenler var.
Yanlış yapanlar var diye, Türk’ün milli dini İslam’dan uzaklaşmak, emperyalist tuzağa kurban olmaktan başka bir şey değil.
Türk demek, Müslüman demek değilmiş!
Sen istediğin kadar bu kimlikten kaç!
Senin düşmanların seni, “Türk” görüyor.
Müslümansan Türk’sün. Türk’sen Müslümansın!
Gagavuz Türkleri var, Müslüman değil!
Değilse değil, sen Müslüman ol!
Gagavuz Türk’ü Hıristiyan diye, biz Müslüman olmaktan vaz mı geçelim!
Onlar da ırkdaşımız, benimle aynı dili konuşuyor. Gün gelir aynı dine inanırız, bunda problem yok. İnanmasalar da mesele yok. Sizler ABD adına işe su katmayın!
ABD’nin yeni projesine elaman olmayın!
Müslüman’ı Müslüman ile savaştırmak süreci BOP’tan, Türk’ü Türk ile savaştırma süreci başka bir BOP’a sokuluyoruz!
Gülen, deizmi savundu zaten. “Din ve elçi önemli değil, önemli olan tanrıya inanmak!” değil mi deistlik. Gülen’in tam olarak söylediği de bu. İsa, Musa, fark etmez veya kitaplar, İncil Tevrat Kur’an!
Önemli olan, yaratıcıyı bilmek!
Deizmin temeli, bu düşüncelerle atıldı.
İslam’ın “son hak din” olduğu, “tek hak din” olduğu, peygamberin “son elçi” olduğu filan, hiç önemli değil, bunlar için. Hepsinin üstü çizildi, “hoşgörü” adı altında.
Şimdi güya bunlara tepki gösteriyor ama aynı havuzda yüzüyorlar.
Türk’ü İslamsızlaştırma projesi devrede!
“ABD’nin ‘yeşil Kuşağı’nda İslamcılar kullanıldı” diye, Ilımlı, radikal ve siyasal İslam projelerinde “dinciler” kullanıldı diye, İslam’dan vazgeçmek, ateist olmak, deist olmak gerekmez. Atatürk’ü de kullananlar var, ne yapalım, Atatürk’ten vaz mı geçelim!
Dinci Atatürk için “dinsiz” diyor, sözde Türkçü de “Atatürk Müslüman değil!” diyor. Aynı değirmene su taşıdıklarının farkında değil. Eğer farkındaysa, bu daha kötü, o zaman “görevli”.
Türkçü-İslamcı değil, Türk olalım!
Devlet Müslüman da olmaz, kafir de olmaz, devlet devlettir. Başarırsa, laik olabilir.
Durup dururken, niye mi bu konulara girdim:
Türk’ü İslam’dan koparma projesi devrede. Temeli Emevi anlayış olan, CIA sürümü, İslam olmayan İslam’lar, Türk’ü özün kopardı. Bugün Türk genci, büyük bir boşluk içinde.
Sözde cemaat ve tarikatlardan haklı olarak şikayetçi olanlar, eğer misyonerlik ve masonik örgütlenmelerden şikayetçi değillerse, başka bir oyunun parçasıdırlar.
CHP bahanesiyle Atatürk düşmanlığı yapanlarla, AKP bahanesiyle İslam düşmanlığı yapanlar , aynı değirmene su taşıyorlar. Birinin hedefi Atatürk iken, diğerinin hedefi İslam. Bu oyunlarının farkındayız.
Bizler, merhum liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş’ın “dini bütünlüğümüz milli bütünlük, milli bütünlüğümüz dini bütünlük” tez ve görüşü doğrultusunda, Türk’e ait olan her şeye sahip çıkacağız. Yesevi gönlü Atatürk aklı, bizde bir arada.