Sen Türk istikbalinin evladısın!

Herkesin bir ideali var.

Kiminin ideali, makamdır, mevkidir, paradır. Kiminin ideali ise ülkedir, insandır, imandır. Kimin ne aradığı önemli. Neyin peşinden koştuğu ve ne uğruna yaşadığı önemli.

Tabi ki insan için, para da ihtiyaçtır, yerine göre mevki ve makam da. İhtiyaç başka şey, ideal başka şey.

Mevlana ne güzel demiş;

“Can konağını aramadaysan, cansın; bir lokma ekmek aramadysan, ekmeksin, bir damla su arıyorsan, susun, zulmün peşindeysen zalimsin,gönlün neye kapılmışsa, o'sun sen. Bu nükteyi biliyorsan, işi biliyorsun demektir."

Her meselenin temelidir insan. İnsanı düzeltmedikçe, hiç bir şeyi düzeltemezsiniz. İstediğiniz kadar mükemmel sistemler geliştirin, insan meselesini halletmedikçe, hiç bir meseleyi halledemezsiniz. Bunun denemeleri çok yapıldı.

Sistem kurup, sisteme göre insan yetiştirme mantığı mantalitesi yerle bir oldu. Sosyalizm ve kapitalizm, bu yüzden insanlığı mutlu etmedi. Çünkü öncelik insan değildi. Önce sistem, sonra insan mantığı ve mantalitesi hakimdi.

Meseleye insan temelinde yaklaşımlar olmadı değil oldu ama bu yaklaşımda bulunanlar insanı gerçek manada tanımadıkları için, insana yaklaşamadılar bile. İnsanı bilmek için, fıtratı bilmek gerek.

İnsanı bilmek için, imanı bilmek gerek. İnanmayan için insan, herhangi bir canlıdır. Oysa insan, mahlukatın en şereflisi olan bir varlıktır. İnsan, “Eşref-i Mahluk”tur, Zübde-i Alem’dir.

Şeyh Galip şöyle der;

Hoşça bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen

Merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen.”

Ey gönül! Neden bu makamda gam dolusun sen. Gerçi virane isen de tılsımlı bir definesin sen. Meleklere secde etmeleri buyurulan saygıdeğer bir varlıksın sen.

İnsan, Allah’ın kendine verdiği değerin farkında olsa, utancından secdeye kapanır, bir daha başını kaldırmaz.

İnsan deyip geçme!

Bu sebeple, üstadımız Prof. Dr. Haydar Baş’ın davasının temeli “iman ve insan”, çatısı ise Bağımsız Türkiye olmuştur. İdeal insan olmada Hünkar Hacı Bektaş öğretisi, Bağımsız Türkiye olmada ise Atatürk gerçeği, olmazsa olmaz örnek teşkil etmiştir.

 Bu toprağın insan hamuru, Hacıbektaş teknesinde yoğruldu. Bu insanı koruma projesi ise “Kemal” bir akılla hayat buldu. Merhum Baş’ımız bizlere öyle bir miras bıraktı ki, kıyamet sabahına kadar, bizlere yeter.

 Yeter ki, bir ve beraber olalım. O’nun bütün ideali, örnek Türk gençleri yetiştirmekti. İnsanı kafa ve gönül olarak, Türk yapmaktı. 

Merhum Oktay Sinanoğlu’nun sıkça yaptığı “gönül” vurgusu ve “gönül terbiyesi”  gibi kavramlar, bu gezegende sadece Türk’e ait kavramlardır.

İnsanımız ne yazık ki, büyük bir çıkmazda. Özellikle gençlerimiz, büyük bir boşluk içindeler. Küresel güçlerin kaynaklarımıza, kukla hükümetlerce çökmeleri, işsiz ve aşsız bırakmaları, onlarda umut bırakmadı.

Kültür köklerinden koparıldı, inancından soğutuldular. Ajanların, misyonerlerin çalışmalarıyla milli kimliklerinden uzaklaştırıldılar. Şekilci anlayışların dayatılmasıyla, özden koptular.

Merhum liderimiz Haydar Baş’ın hitabıyla:

"Ayağa kalk, Türk milleti!

Türk Milleti, Ayağa kalk!"

Kaynaklarınla ayağa kalk, kültürün ve inancınla ayağa kalk!

Atatürk’le ayağa kalk!

Hünkar Hacıbektaş ile ayağa kalk!

Akıl ve gönülle ayağa kalk!

Akıl ve gönülle ayağa kalkarsan, bir daha düşmezsin!

Sizi kimse düşüremez!

İster “kuzeyden” sert rüzgarlar ezsin, ister güneyden “kavurucu sıcaklar” gelsin… 

Sen, Türk’sün!

Sen, Türk oğlusun!

Sen, Türk istikbalinin evladısın!

Yeter ki akıl ve gönülle yürü…

 İnancım ve kanaatim odur ki, Hüseyin Baş, Atatürk’ün gençliğe hitabesindeki “Türk istikbalinin evladı”dır. 

Bu böyle biline!

Babası, lideri, Prof. Dr. Haydar Baş’ın, “Ey Genç sen, beklediğim emelsin” dediği emel, “şu yıkık harabeyi kaldıracak tek elsin” dediği eldir.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş Beyefendi, Türk’ün yeniden dirilme mirasını omuzlamış, Türkiye’nin en genç lideridir. 

O’nun yüküne omuz vermek, liderimiz Haydar Baş’a sadakatin gereğidir. Bağımsız Türkiye idealinin gereğidir. Özelde “önce insan”, genelde “önce vatan” önceliklerinin, gereğidir. Bu gerek, yerine getirilecektir.

Biz olsak da getirilecek, olmasak da.

Ama biz olacağız, bir olacağız.

Her türlü, istihbarat oyunları boşa çıkacaktır. Bizler, nerde baksan otuz yıl, hepimiz aynı çeşmeden içtik. Asla, birliğimizden, bütünlüğümüzden, taviz vermeyeceğiz. Bunun yolu, Sayın Hüseyin Baş’la bir ve beraber olmaktan geçer.

Hüseyini yola ve duruşa, can feda…

Sen Türk istikbalinin evladısın!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön