Ayasofya Heybeliada için yem miydi!

Yazılara ara verince, konular da birikiyor. O yüzden bir yazıda, bir kaç konuya değinmek zorunda kalıyoruz. 

Sırayla değinmeye çalışalım…

Nahcivan’a asker gönderdik. Türkiye, kardeş Azerbaycan’ın yanında olduğunu, tatbikat yaparak gösteriyor. Bu, dosta düşmana  verilmiş çok önemli bir mesajdır. 

Ermenistan-Türkiye sınırında, bir sınır taşında TC yazar. Yazı yanına bir hançer ve hançere sarılmış zeytin dalı resmedilmiş.

Mesaj çok net: Eğer dost olursan, ben de dostum. Yok eğer düşman olursan, bu hançeri yersin!

Ermenistan’ın, Tovuz’a saldırısı, son derece stratejik. Tovuz aslında, Oğuz demek. O bölgeye yerleşen Oğuz Türkeri’nden dolayı bu ad ile anılmış.

Türkiye’ye ulaşım buradan sağlanır. Buraya saldırı, Türklerin boğazını sıkmaktır. Ayrıca doğalgaz boru hatları buradan geçer. Ermenilerden buraya saldırmalarını, ABD mi istedi, Rusya mı? 

Ermenistan’a silah yardımının Sırbistan’dan gelmesi de işin bir başka boyutu. Saldırıyı Rusya’nın istemesi için aklını peynir ekmekle yemesi lazım. Rusya’nın, Türkiye ile Suriye’de, Libya’da çekişmesi var ama bunun Kafkaslara yayılmasını Rusya asla istemez. 

Ermenistan, Türkiye ile Türk devletleri arasına saplanmış bir hançerdir. Bu hançerin saplandığı yerden çıkmasını, tabi ki Rusya istemez ayrı konu. Ancak Türkiye ve Rusya’nın arasının bozulması, mevcut şartlarda bu iki ülke için, istenmeyecek bir şeydir.

Bizler, Ayasofya’ya “namaza” gönderilirken, çok önemli bir gelişme daha gözümüzden kaçırıldı. Türkiye NAVTEX ilan ettiği alanda sismik arama yapmaktan vazgeçti. Güya, Almanya devreye girmiş, Türkiye-Yunanistan savaşını önlemiş!

Rodos ve Meis arasındaki alan, Türkiye’nin kendine ait bir deniz alanıdır. Yunanistan iki ada için, anakara sahibi Türkiye’yi yok sayıyor. Uluslararası deniz hukukuna göre de, bu alan Türkiye’nindir. 

Kendine ait alanı NAVTEX ilan et, sonra ABD “hayır” dedi diye vazgeç. Ya ilan etmeyecekti veya etti, sonucu ne olursa olsun geri adım atmayacaktı.

Meselelere belediye kafasıyla bakmaktan hiç vazgeçmediler. Sanki İstanbul’un iki ilçesi arasındaki yetki alanı veya sınır anlaşmazlığı!

Fransa ve Yunanistan, Akdeniz’de havada ve denizde “ittifak” kararı aldılar. ABD, Türkiye’yi NAVTEX ilanından vazgeçirip, Dedeğaç’a yerleşti. Yunanistan, Lozan’a göre silahsız ve askersiz olması gereken Dedeağaç’ı, ABD’ye üs olarak verdi.

Bunlar, Türkiye için çok ölümcül gelişmelerdir.

Neyse, siz Ayasofya’ya bakın!

Bu konudaki samimiyetsizliğin halen kimse farkında değil. 18 yılda, on binlerce kilise evi açmış bir iktidar, ahir ömrünün sonunda ne oldu da Ayasofya’yı ibadete açtı?

Ayasofya’nın ardından eğer, Sümela ayine açılıyorsa, FETÖ geri döndü demektir. 

“Gitmedi ki!” diyeceksiniz!

Haklısınız.

Son söyleyeceğimi, ilk söyleyecek olursam eğer;

Heybeliada Ruhban okulu açılırsa, Ayasofya’nın “ibadete” açılması tepkileri minimize etmek için atılmış yemden başka bir şey değil. Amaç, Heybeliada’yı açmak. ABD’nin AB’nin, Vatikan’ın tepkisizliği başından beri beni şüphelendiriyordu zaten.

Turpun büyüğü Heybe’de!

İstanbul’la ilgili projelerin küresel boyutu olduğunu yazmıştık.

İstanbul’un projeleri, Boğaz’ından daha “derin”. Merhum liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş, 2002 yılında siyasete girdiğinde, AB’ye ve ABD’ye neden karşı olduklarını anlatırken, bütün bu uyarıları yapmıştı. 

“İstanbul sur içinde devlet kurmak istiyorlar, buna ben karşıyım, siz de karşı mısınız!” sözü halen kulaklarımızda çınlıyor. Duydum ki, “Haydar Hoca yok artık, Dinlerarası Diyalog geri geldi” diye sevinç çığlıkları atanlar varmış.

Erken sevinmeyin, daha ölmedik!

Yüz binlerce Haydar Baş var.

Dinlerarası Diyalog’a karşı durmak, devlet politikası oldu. Devlet artık, düşmanın “din” üzerinden gelenini de fark etmeyi öğrendi. Sadece hudutları gözlemiyor, sarığın cübbenin içine de bakıyor, koyunlarda saklanan haçı da arıyor.

Kimsenin dini bizi ilgilendirmez ama bu topraklar, Türk’ün. Ve son Türk’e kadar, savunmasız kalmayacak. Türk’ün haçlı alerjisi, “diyalog” fısfısıyla da, yok olacak bir şey değil. 

Liderimizin olmadığı, ikinci buruk bayramı yaşıyoruz. Hepinizin bayramını kutlar, ülkemiz için “Bağımsız” bir gelecek dilerim. Yaşasın, tam Bağımsız Türkiye!

Ayasofya Heybeliada için yem miydi!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön