Erdoğan’ın müjdesi, neden heyecan yaratmadı. Çünkü müjdelik bir durum yok. Türkiye’nin zengin kaynaklara sahip olduğunu, 20 yıl boyunca, merhum liderimiz Prof. Dr. Haydar Baş, anlattı durdu. Türkiye’nin neyi var, neyi yok, ortaya koydu.
“Türkiye’nin 3 katrilyon dolar kaynağı var. Bu ne demek siz bilir misiniz? Türkiye bir kasa yapılsa, içi dolarla doldurulsa, yine de sığmaz...” derdi.
Başka ne derdi: “Gümüşhane altınlarıyla 100 milyonluk Türkiye’ye, 100 yıl bakılır”
Altın madeninde dünya ikinci, Bor madeninde dünya birincisiyiz. Dünya Bor rezervinin yüzde 70’i, bizde…
Bütün enerji ihtiyacımızı, Toryum karşılar.
Engin Arık merhum, “Türkiye’nin yıllık enerji ihtiyacını, 50 ton toryumla karşılarız” dedikten kısa bir süre sonra, bilim heyeti arkadaşlarıyla birlikte Isparta’da düşen/düşürülen uçakta kaybettik.
Alman basını, “Türkiye’nin doğalgaza yıllık 40 milyar dolar para ödediğini” yazdı. Ülkenin bütün emeklilerinin paraları, 6 ay boyunca doğalgaza gidiyor. Anlayacağınız, Türkiye soyuluyor.
Enerjide soyuluyor, uçmadığı havaalanında, geçmediği köprüde, yatmadığı hastanede, hemen her yerde soyuluyor.
Geçenler de Balıkesir’e gittim, Osmangazi köprüsünden geçmediğim halde, gidiş dönüş otoyol parası 200 lira… Yolu haramiler tutsa, daha insaflı olurdu!
Küresel haramiler ülkeye çökmüş!
Hükümetler, bunların hizmetinde. AKP için konuşmuyorum, dikkat edin. Meclisteki isimleri, renkleri farklı, birbirlerinin aynı olan bütün partileri için, durum aynı.
Şu kadarını söyleyeyim; bu ülkeye bir daha Haydar Hoca gelmez. Treni çoktan kaçırdık. Artık her Cuma, bir “müjde” hikayesi duyarız. Gelecek Cuma, Cengiz’lerin çıkardığı altınlar için “müjdeler olsun, altın bulduk!” derler artık.
Yapacak bir şey yok!
Sorun kaynak olmaması değil, sorun Türkiye’nin bağımsız olmaması. Bu ihtiyaçtan, Bağımsız Türkiye doğdu.
Türkiye, bağımlı.
Türkiye’yi bağımlı hale getiren, bağımlı siyasetidir. Türkiye’nin iktidar ve muhalefetini, millet seçmiyor. Seçti sanıyor ama seçtiriliyor. Bunu, bu milletin anlaması için Bağımsız Türkiye yolunda, kaç lider ömür tüketir, ben şahsen bilmiyorum.
Türkiye’de ilk defa bir lider, ülkenin sahip olduğu kaynakları çıkardı, bunun üzerinden, bir Bağımsız Türkiye siyaseti üretti. Her kaynağı projelendirdi. Öyle ki; Allah’ın rüzgarını, güneşini, denizini, bile “enerji” olarak ayağımızın altına serdi.
‘Ampul ’e üşüşmekten güneşi görmedik!
Her anneye “Ev Hanımı Maaşı”, her vatandaşa “Vatandaşlık Maaşı”, doğan her çocuğa “Doğum İkramiyesi” vererek, 3 katrilyon dolar kaynak, yine de kıyamete kadar bitmeyecekti.
Haydar Baş bunları vaat etmedi, taahhüt etti. Hem de noterden…
Demek ki, kendine o kadar güveniyordu. Demek ki, kaynakların varlığı, bu kadar gerçekti. Acı gerçek, iktidar artık yolun sonunu görüyor.
Bir sabah uyansak ki, Karadeniz petrole kesmiş, yine de en pahalı petrolü biz kullanırız.
Bu ülke, sahip olduğun kaynaklardan dolayı tehdit altında.
Akdeniz’deki tehdidi görüyorsunuz. Peki Mavi Vatan tehlike altında da, kırmızı vatan tehlike altında değil mi?
Sadece Bor için bu ülke, on defa işgal edilir.
“Müjde” kimler için verildi!
Petrol Yasası kimler için çıktıysa, onlar için verildi.
Maden Yasası, kimler için çıktıysa, onlar için verildi.
Toprağımızda çıkan kaynaklarda ülke olarak payımızı, yüzde 2’ye indirenlerin verdikleri “müjde”ler, ancak seçim gazı olabilir.
Türkiye bir petrol ülkesi, bunu kaç kişi bunu biliyor. Güneydoğu’daki petrol rezervleri Karadeniz’de olsaydı, Pontus terör örgütü kurulmuş olurdu. Türkiye’nin kaynakları ancak Bağımsız Türkiye ile bağımsızlığına kavuşur.
Türkiye Baş ’sız.
Sayın Hüseyin Baş’ı Türkiye’nin Baş’ı olarak müjdelersek, bütün zenginliklerimiz bizim olur. Prof. Dr. Haydar Baş, evladı ile birlikte güçlü bir kadro bıraktı. Bunu değerlendirmeden, her müjde “gaz” olup, uçar.
Şekil A’da olduğu gibi!