Siyahî bir vatandaşın, beyaz bir polis tarafından boğularak öldürülmesi, ülkeyi cehenneme çevirdi. ABD iç savaşın eşiğinde mi, bence henüz değil.
Neden değil?
Çünkü karışıklıkların ana nedeni, bir zencinin öldürülmesi değil. ABD’deki karışıklık, devletin içinden sokağa taşan bir kavga… İki ABD var ve bunlar savaş halindeler. Sokakta gördüğümüz kavga, buzdağının görünen kısmı.
ABD’ye “ayar” veriliyor!
Dünyaya “ayar” veren ABD’ye kim ayar veriyor.
İşte bütün mesele bu!
ABD’de siyah veya beyazın değil, insanın değeri yok.
ABD’deki kavga, polisin uyguladığı şiddet gibi görünse de, bu işin içinde devletler var. Çin ve İngiltere var. Korona sonrası dünya savaşı çıkabilir diye yazmıştım, hatırlarsanız eğer. İşin içinde Korona var, DSÖ var.
ABD, Korona ile dünyayı arkasına almaya çalıştı. Dünya liderliği yarışında Çin’i durdurmak istiyor. “Virüs, Çin’deki bir laboratuarda üretildi” denerek, ülkelerin Çin’e alacak davası açmasını istedi. Çin lideri Şi, buna karşılık “savaşa hazır olun!” emri verdi.
Yani tehdide tehditle cevap verdi.
İngiltere, dünya liderliğini ABD’den almak için Çin’i kullanıyor. ABD içinde, İngiltere ile ABD çatışması var. ABD’nin içinde biraz İngiltere var, İngiltere içinde de, biraz ABD var. Nasıl anlatalım, ABD’yi ABD yapan aileler bölündü.
Doların sahipleriyle, ABD yönetimi veya ABD’nin sahipleri çatışma içinde. Yani olay, bir zencinin öldürülmesi kadar basit değil. Eğer öyle olsa, kameralar önünde bir siyah polise, bir beyaz öldürtürler, ödeşirler.
Öküz öldü ortaklık bitti denir ya kaba tabirle, dolar öldü, birleşik ABD dağılacak. Olay tam anlamıyla bu… Başka hesaplarda var tabi. İngiltere, dünya liderliğini ABD’den istiyor. ABD, buna direndiği için İngiltere Çin’i ABD’ye karşı kullanıyor.
Dolar, “milli paralarla ticaret” darbesi yiyince, birbirine düştüler. ABD’nin makyajı aktı, gerçek yüzü ortaya çıktı. Prof. Dr. Haydar Baş, hayatta iken “ABD’yi yıktım” demişti.
Hakikat bu…
AB, ortak paraya geçince, “15 yıl içinde dağılacaklar” dedi. Ve gerçekten dağılıyorlar. Türkiye’yi bölmek isteyen iki büyük güç, dağılıyor. Bunun Türkiye için anlamı ne demek, bir düşünelim. Türkiye, Haydar Baş gerçeğini görmeli.
Merhum liderimize sahip çıkılmadı, bari evladına sahip çıkılsın. Baş tezler, bizi bir bilek bir yürek yapacak, tek tezdir. Türkiye, doğru bir politika izlerse, dünya liderliğini göğüsleyebilir. ABD-Çin çatışırsa, ikisi de dağılır.
İngiltere de büyük darbe alır.
Yalnız dikkat ederseniz, iktidar üçe bölündü. Hiç düşündük mü, bu insanlar niye ayrılıyorlar. Birlikte 18 yıl Türkiye’yi idare ettiler ama şimdi, ayrı parti kuruyorlar. Vekil transferleri an meselesi… İktidar partisi içinde iki ABD, bir İngiltere grubu var.
Dikkat edin görürsünüz!
AKP’nin bütün yanlışlarını Erdoğan’ın boynuna asıp sıvışmak istiyorlar. ABD’den değil, asıl İngiltere’den korkun derim!
İngiltere, ABD’yi tekrar kolonileştiriyor. Eğer anlaşma olmazsa… Siyahînin öldürülmesiyle başlayan olaylar bir ikazdır, bir ayardır. ABD, Çin’den kölelik istedi Çin reddetti. Çin’e kestiği “korona” faturası, 100 trilyon dolar.
Virüs Çin’in mi, ABD’nin mi, daha bu belli değilken ABD, hükmünü verdi. Bir buçuk milyar Çinli ABD’ye köle olmaktansa savaşır. Restler çekildi, ipler koptu. Türkiye, çok uyanık olmalı. Uygur Türklerini ABD Çin’e karşı kullanmak istiyor.
Pompeo, sürekli Rabia Kadir’le oturup kalkıyor. Baba Pompeo, 89 yaşında hasta bir insandı, 30 Nisan’da öldü. Ölümü normal sanılıyordu meğer çok özel bir zehirle öldürülmüş. 4 defa otopsi yapıldı, sonuç aynı.
ABD, Çin’in üzerine attı.
Çin yapmış olabilir mi, mümkün.
Çinli Büyükelçiyi de ABD’nin öldürmüş olabileceği, düşünülüyor. Yani devletlerarası savaş, aileleri bile hedef aldı. Dünya çok tehlikeli bir süreçten geçiyor. “Korona’dan sonra dünya savaşı çıkabilir”, diye 2 ay önce yazmıştım.
ABD yanarsa dünyayı yakabilir!