Türkiye günlerini boş tartışmalarla geçirirken, küresel projeler bir bir işlemeye devam ediyor. Biz Ayasofya'da "kılıç" gösterileri izlerken, Türkiye'nin güneyinde ABD "devlet" kurdu.
Kurduğu terör devletiyle bir de anlaşma yaptı. ABD'nin anlaşma yaptığı elbette ki terör örgütü ama verilen mesaj önemli. Anlaşmalar devletler arasında yapılır.
Ali Erbaş, kılıcı sağ eline mi aldı, sol eline mi!
İyi seyirler!
Allah’ım, bu ülke ne zaman tımarhane oldu!
Türkler, İstanbul'u kuşatırken, Ayasofya'da insanlar toplanmış meleklerin dişi mi erkek mi olduklarını tartışıyorlardı. Aradan asırlar geçti, Ayasofya'da bizler şimdi aynı durumdayız.
Ülkenin etrafı sarılmış, Bulgar parası bile bizim paradan 4 kat kıymetli hale gelmiş, ülke iflasın eşiğinde, biz Osmanlı kostümlü “kılıç-kalkan” oyunu izliyoruz.
"Zafer" elde etmişiz, kutluyoruz!
Kendi topraklarımız içinde, bize ait tarihi bir yapının müzeden "ibadete" açılmasını, kime karşı kazanılmış bir zafer sayıyoruz?
"Lanet" okunduktan sonra anladık, "zafer" imasında neyin kastedildiğini. "Atatürk kastedilmedi" açıklamalarına nedense kimse inanmadı. Atatürk düşmanı adamın ayağına, Diyanet kıyafetiyle giden birinin açıklaması, tabi ki inandırıcı gelmedi.
Her şeye rağmen, beyanı doğru kabul edip, dışarıdaki tehlikeleri görelim.
NAVTEX ilanından sonra, geri adım attı Türkiye. ABD'nin ikazıyla, hakkı olan mavi sularda, kendi egemenlik alanında petrol aramaktan vazgeçti. Bu, Akdeniz’de verilmiş çok önemli bir taviz. Bir metre geri adım attıysan, bir kilometre kovalanırsın.
İkinci korkunç gelişme, PYD ile ABD'nin yaptığı petrol anlaşması.
Kuzey Irak, malum…
Şimdi, Kuzey Suriye…
Geriye ne lazım: Kuzey Suriye'nin, Kuzey Irak’laşması…
Kuzey Suriye'ye koruyucu aile aranıyor!
Kuzey Irak'ın koruyucu ailesi hangi iktidardı?
Yaklaşın, kulağınıza söyleyeyim!
Malum, yerin kulağı var!
İşte, gelişen olaylara "küresel proje" çerçevesinden bakarsak eğer, mesele anlaşılmış olur. Özal'la başlayan Kuzey Irak'a Türkiye'yi koruyucu aile yapma işinde, son yıllarda arıza çıktı. Gerçi, arıza çıksa da maksat hasıl olmuş, "gayrimeşru çocuk" büyümüş, kazık kadar olmuş artık.
Sıra, Suriye'deki gayrimeşru çocuğun büyütülmesinde!
ABD, petrol anlaşmasıyla Kuzey Suriye'yi “küveze” koydu. Ona bakacak, koruyacak, bir “aile” aranıyor. Mevcut iktidar, yoruldu!
Bu "bakım" için "uygun" görülmüyor!
Zapsu bile istemiyor Erdoğan'ı!
Bu yüzden, Ayasofya ve sonunda gelişen olayları, bu gözle değerlendirmek gerekir. Sayın Erdoğan'ın onca yanlışına rağmen, bunlara yenilmesini istemem.
İstanbul Sözleşmesi, niye ellerinde patladı?
Neden biranda, "Halifelik isteriz!" naraları atıldı?
İktidar, kendi döşediği mayınlar üzerinde, mecburi istikamete tabi tutuluyor. Şantajlar, tehditler kol geziyor. Denize düştüğünün farkında, çaresizce yılana sarılıyor. Ne demek istediğimi, Saray'da kaç kişi anlar bilemem.
ABD'nin YPG ile anlaşma yapmasında rahatsız olan Şam, onunla da diyalogta değiliz. Şam yerine YPG ile diyaloga geçecek, iktidarın gelmesini mi bekliyoruz!
Irak'ta, Bağdat yerine Barzani ile diyalog, ne sonuçlar doğurdu ortada. Suriye'de de aynı şey mi olsun istiyoruz!
Büyük İsrail'in parçalarına bakın, monte edilmeyi bekliyor: Kuzey Irak ve Kuzey Suriye… Türkiye'yi yanlış yönetenlerin katkılarına bakın, en başta Özal'ı görün!
30 yılda, Irak parçalandı.
10 yılda Suriye parçalandı.
Geçen süre üçte bir…
Allah korusun, dilim demeye varmıyor ama sizce Türkiye kaç yılda parçalanır?
Söyleyeyim: 5 yılda parça pincik oluruz!
Eğer böyle devam ederse…
Irak’ı ve Suriye’yi Türkiye’yi parçalamak için parçaladılar. Irak ve Suriye, Türkiye’nin iki ayağıydı, kırdılar. Türk dünyası ile bağı koparılan Türkiye’nin, şimdi Müslüman dünya ile bağı koparılıyor. Sınırımızda ABD ve Rusya bayrakları var.
Lafın tamamı deliye söylenir!
Suriye’de Rusya var ama ABD, Suriye’de YPG ile anlaşma yapıyor. Petrol kuyularını aralarında paylaştılar, Suriyelileri de Türkiye’ye verdiler.
Güzel mi!
Şu diyeceğimi bir yere not edin:
Salih Müslim’in ağabeyi Nurcu.
Sait Nursi hayranı…
Ayrıca “halifeci” ve “Osmanlıcı” biridir.
Konsepte uygunluğu, tesadüf mü?
Davutoğlu, Salih Müslim’i Ankara’da çok misafir etmişti. Abi Müslim ile de güçlü bağları var. Gül’ün tekrar CB seçilmesi durumunda, sizce Kuzey Suriye’ye de, Türkiye koruyucu aile yapılır mı yapılmaz mı?
Bal gibi yapılır.
Varın bu isimleri bir araya getiren adresi, siz düşünün.
Çakma halifelik ile Büyük İsrail parçalarının bakım ve onarım işleri, Türkiye’ye verilecek. Vakti geldiğinde İsrail’e monte edilmesi sorun olmamalı. Hakkımızda ne kadar da hayırlı rüya görüyorlar değil mi!