ABD Türkiye için birinci tehdit!

Türkiye bağımsız bir ülke değil mi?
En azından öyle biliyoruz.
İster Rusya'dan silah alır, ister Çin'den… Rusya'dan alınacak S-400 için sürekli tehdit ediliyoruz. Sırf ABD memnun olsun diye "Patriot bile alalım" dedik. ABD, yine tehdit etmeye devam ediyor.
"Yaptırım gelebilir" diyor.
"F-35'leri vermeyiz" diyor.
İyi de ABD, bu cesareti nereden alıyor? ABD ile yapılan ikili veya çoklu gizli anlaşmalar, ne yazık ki, ABD'ye bu cesareti veriyor. Sadece cesaret değil, ABD'ye, Türkiye'yi işgal izni bile verilmiş.
Menderes hükümeti 5 Mart 1959'da ABD'ye Türkiye'ye silahlı müdahale hakkı veren bir anlaşma imzaladı. 
Anlaşma "Türkiye'ye doğrudan ya da dolaylı olarak; tecavüz, sızma, yıkıcı faaliyet ya da sivil saldırıya uğraması durumunda ABD'ye askeri müdahale hakkı tanıyordu." Bu kavramların ne manaya geldiğini ve hangi durumlarda oluşacağına da ABD karar veriyor.
ABD, 1974 yılında "haşhaş ekiminin yasaklanmaması durumunda İstanbul'un bombalanacağını" açıklamıştı. Beğenmedikleri Ecevit, rest çekmişti ABD'ye…
Türkiye, ABD'nin bugün S-400 konusundaki tehditlerine boyun eğerek, ABD ile arasını düzeltemeyeceği gibi zaten yerlerde olan itibarını daha da kötü edecektir. ABD, "Türkiye'nin ekonomisini mahvedeceği" tehdidinde bulundu.
ABD, Türkiye için birinci tehdit!
“Müttefik” filan ağızlarını artık bırakalım. Atatürk’ün ölümünden hemen sonra Türkiye, ABD’ye ne yazık ki teslim edildi. Ardından Menderes ile bu teslimiyet tescillendi. Özal ile Türkiye ABD’nin bir eyaleti haline geldi.
24 Ocak kararları uygulansın diye darbe yaptırıp, ülkenin başına Dünya Bankası çalışanı Özal getirildi, hatırlayın.
AKP ile ne hale geldiğini, zaten görüyorsunuz. 1 Mart tezkeresi, ABD’nin Türkiye’yi işgal tezkeresiydi. Tezkere çıkmayınca, ABD karşıtı subaylar, Silivri’ye tıkıldı, içimizdeki ABD ile.
Neyse, konudan kopmayalım.
ABD, içimizde…
ABD, Türkiye’de; nasıl bir Atatürkçülük, nasıl bir milliyetçilik meselesinden tutun da, nasıl bir “İslam” meselesine kadar olayı dizayn etmiş, planlamış, kurumsallaştırmıştır.
İçimizdeki ABD’yi çıkarmak, neredeyse imkânsız hale gelmiş. “Türkiye NATO’dan çıksın” diyenlere, “NATO, Türkiye’den çıkmalı” görüşümü yeniliyorum. ABD’nin, NATO’nun Türkiye’den çıkması için ne yapılmalı?
Asıl mesele şu ki Türkiye, ABD tarafından işgal edildiğinin, “izinli işgal” yetkisini elinde tutan ülke olduğunu halen bilmiyor. NATO’ya ‘defol’ diyenler, bu ülkede şeytanı taşlar gibi taşlandı. ‘Terörist’ ilan edildiler. 
Türkiye’nin işgal altında olduğu, okullarda ders olarak okutulmalı. Ama nasıl? 
Halen ABD ile yapılmış eğitim anlaşmaları müfredatı devam ediyor. ABD ile eninde sonunda savaşacağız. Daha doğrusu ABD ile savaş halindeyiz aslında. 
ABD, Suriye’de sınır komşumuz ve bu komşuluk AKP’nin eseridir. Suriye ile ABD ve İsrail için kötü olduk. Bu söylediklerimiz, kuru kuru bir ABD karşıtlığı değil. Atatürk’ün bağımsızlık ruhu ile yeniden karşılarına dikilmemiz şart.
Emperyalist akıl unutmaz, Atatürk’e yenildiler ama bunu bir türlü hazmedemediler. Atatürk’ü içimizdeki ajanlarına zehirletip, ülkeye çöktüler. 1936’larda uçak satan Türkiye, geldiğimiz bu noktada domates bile satamıyor.
Her türlü ideolojileri bir kenara bırakıp, ülke gerçeklerine dönelim. ABD, S-400 alıyoruz diye bizi tehdit ediyor. Hep söylerim, S-400’leri Türkiye alsa bile üstünü dantelli örtülerle örter. Atatürk’ün uçaklarını Türkiye toprağa gömmedi mi?
Uçak fabrikasını ABD için kapatmadı mı?
Ve bugün mevcut iktidar, şeker pancarı ve tütünü ABD için yasaklamadı mı? Erdoğan “Kenevir ekmeliyiz” demişti. Tamam da önce pancar ve tütünde kotayı kaldırsak, olmaz mı?
Mercimek, nohut, buğday, pirinç üretimini desteklesek, öldürdüğümüz tarımı yeniden diriltsek olmaz mı?
ABD ne zaman tehdit olmaktan çıkar?
“Atatürk Vatandır” gerçeğinde birleştiğimiz zaman. 5 Amerikan doları, 1 Türk Lirası ettiği zaman. Ticareti milli parlarla yaptığımız zaman. Yani Haydar Baş’ı, ülkenin başı yaptığımız zaman.
ABD Türkiye için birinci tehdit!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön