ABD'siz, NATO'suz bal gibi olur

Türkiye, ABD ve Rusya arasında mekik dokurken ve hatta Çin ile? NATO fay hatlarında da bazı hareketlenmelere neden oluyor.

Bilmem, farkında mısınız?

Acemice yapılan "Rusya ile stratejik ortağız" açıklaması, nasılda hoplattı bazılarını. İktidarın,  16 yıldır "ABD bizim stratejik ortağımız" açıklamasına gıkı çıkmayanların, "Rusya bizim stratejik ortağımız" açıklamasına verdikleri hızlı tepki, çok dikkatimi çekti.

"NATO üyesi bir ülke, Rusya ile stratejik ortak olamaz" açıklaması bir tespit olsa, eyvallah ama bir tepki olunca, hayli düşündürücü. Tabi ki, "Stratejik ortak" öyle kolay bir şey değil. Ve liderlerin bir lokantada buluşmasıyla olacak şey değil.

Ayrıca tabi ki ülkelerin ilişkileri, bir başka ülkeyi kıskandırmak için geliştirilmez. Bu kadar "duygusal" düzeyde ülke ilişkileri mi olur. "ABD kıskansın" diye Rusya ile ilişki geliştirmek, halen aklımızın ABD'de olduğunu gösterir.

Çok ince hesaplar üzerine, karlı ilişki becerisi sergileyen Rusya karşısında, çocukça davranmak, Türk'ün ne kültürüne, ne tarihine ve ne de inancına yakışır.  "Stratejik Ortak" olmaya bu kadar hevesli olmaya da gerek yok.

Büyük ülkelerle "stratejik ortaklık" zayıfı kullanmak üzerine bina edilir. Ne Rusya ile ne de ABD ile "stratejik ortak" olmamıza gerek yok.  Biz stratejik güç olmalıyız. Bunu, "Milli Ekonomi" ve "Milli Devlet" anlayışı içinde başarırız.

Bölgesel ortaklıklar kurulabilir. Mesela, İran- Türkiye bölgesel ittifakı olmalı. Irak ve Suriye'yi de içine alan bir pakt kurulabilir. Atatürk'ün kurduğu Sadabat Paktı'na bir bakın lütfen.  8 Temmuz 1937'de Türkiye, İran, Irak ve Afganistan arasında kuruldu.

Ne kadar anlamlı ve ne kadar stratejik?

Meşru Suriye yönetimine düşmanlığın, Irak işgaline destek vermenin bize getirdiği ağır faturayı gördükten sonra, İran ile olması gereken doğru ilişkiler, eski hataları da telafi edebilir. Türkiye ve İran'ın birlikte hareket etmesi, işte gerçekten düşman kıskandırır.

Esad ile el sıkışmak hele düşman çatlatır. 

Buyurun, çatlatın düşmanları.! "Yanlış Suriye politikasından" dönün, ne IŞİD kalır, ne PYD? Ayrıca Türkiye'nin komşularla doğru ve çıkarlara dayalı ilişkileri, büyük devletlerle olan ilişkilerde de elini güçlü kılar.

Eskiden bir Müslüman ülkeye selam verseniz "laiklik" elden giderdi. İsrail ile her türlü ilişki de hiçbir şey elden gitmezdi(!), çok ilginç. Şimdi İran'a selam verince "Sünnilik" elden gidiyor. Çin'e selam verirsen, Uygur Türkleri elden gidiyor!

Rusya'ya yakınlaş, Kırım elden gidiyor!

 Bilmeyen de sanır ki Kırım, Türkiye'nin toprağı?  Kırım elimizden çıkalı, 200 yıl oldu. Türkiye'nin olmadıktan sonra, ha Ukrayna'nın, ha Rusya'nın fark ne?

BBC'nin haberine bakıyorum,  "Türkiye-Çin ilişkileri Uygur Türklerini tedirgin ediyor"  diye yazmış. Ne kadar da benziyor, bizim bazı "milliyetçi" ağızlara.

 İçimizdeki ABD'yi görün diye bunları söylüyorum. Hep ifade ederim, içimizdeki NATO milliyetçilerini, NATO dindarlarını, NATO Sünnilerini iyi tanıyın. Hatta NATO Atatürkçülerini?

"NATO şemsiyesi altında" Türkiye'nin "iyi olacağını" söyleyenlere sakın inanmayın. "ABD'siz olmaz" diyenlere asla inanmayın. ABD'siz bal gibi olur. AB'ye "sağdan, "soldan", yandan, alttan, üsten, girenlerin tümünü birden reddedin.

AB'ye "dik" girenlere inanmayın, AB'ye asla "dik" girilmez. Bakın şimdi, " Türkiye'yi AB'ye, parça parça almaktan" söz ediliyor. Yani AB kılıfıyla, İstanbul'u almak istiyorlar. KKTC,  AB kılıfıyla tasfiye eşiğinde, alıştılar bu yola.

17 yıl sonra, Türkiye'nin "beka" sorunu olduğunu görenler, 17 yıl önce AB'ye ve ABD'ye neden karşı olduğunu, bugün yaşanan gelişmeleri, ta o günlerden haber vererek, bizi uyaran Prof. Dr. Haydar Baş'ı dinlemek durumundalar.

"Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" söylemini, bir inanç ve imana dönüştüren, "bir yılda Avrupa'yı, iki yılda ABD'yi geçmeyi",  proje ve tezlerle somutlaştıran, bir Baş'ı dinlemeliydik. O zaman bizim hiçbir "kucağa" ihtiyacımız olmadığını görürdük.

Rusya'yı, Çin'i,  tezleriyle kendine bağlayan bir insan, her türlü "kucağı" reddeder. Her türlü "şemsiyeyi", her türlü "gölgeyi" zül sayar. Bu yüzden Sayın Baş'ı tanıyan Rus vekiller dahi, "Ne Mutlu Türküm Diyene" dediler.

ABD'siz de olur, NATO'suz da olur, yeter ki, Haydar Baş'sız olmayın. 

Türk, bağımsız olur. Türk, Atatürk gibi olur. Atatürk gibi olmak zorundayız. Bunun örneği içimizde mevcut, gözler açılsın yeter.

ABD'siz, NATO'suz bal gibi olur

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön