"Sussan olmuyor, konuşsan olmuyor!" derler ya?
Aynen böyle? Sussan için rahat değil, yazsan kafan?
Türkiye, 15 Temmuz'da bir felaket yaşadı. Bütün bir yazımız, zehir oldu. 249 vatan evladı, hakkın rahmetine kavuştu. Allah rahmet eylesin, yakınlarına sabırlar versin.
"İçimizdeki beyinsizler yüzünden, sen bizi helak etme" diye, çok dua ettik. Ancak, olacak oluyor işte. Kafa ve gönülleriyle ABD'ye askerlik yapan "nursuzlar", asker elbiseleri giymiş olarak, bir ihanete kalkıştılar, 15 Temmuz'da.
Onların "abileri", daha daha büyük "abileri" ilk kalkışmayı İslam'a yapmışlardı. Peygamberin mübarek sözlerine "Paralel" SÖZLER, Allah'ın kitabına "Paralel", "risale" adında kitaplar ve hatta Allah'ın dinine "paralel" bir din,(ılımlı İslam) icat etmiştiler.
ABD'sini, İngiltere'sini, NATO'sunu, CIA'nı, hep arkalarına aldılar.
İşin "paralel" asker boyutu, dağıtıldı belki ama sürekli yeni FETÖ'ler üretecek bataklık, halen kurutulmadı, "nurculuk" olarak yeşertilmeye devam ediliyor.
Gülen, Nursi peşinde olduğu için bir darbe girişiminde bulundu. Çünkü baş darbeci Nursi'dir. Her dönemin önce adamı olup, sonra düşmanı olmak gibi bir kaypaklık, Nursi işidir.
Şimdi üç beş hainin giydiği asker elbisesiyle, askeri "darbeci" veya "nurcu" göstermek, sadece askere değil, hepimize hakarettir. Bin bir tehlikenin sınırlarımızı sardığı şu günlerde, daha dikkatli olmak zorundayız.
Eğer 15 Temmuz'da asker, bu "Darbe Girişimi"ni kendi içinde durdurmasaydı, bugün çok farklı bir Türkiye olabilirdi. Ve milletimiz sokaklara çıkıp asker ile polis arasına girmeseydi, çok kan dökülebilirdi.
Milleti yücelteyim derken, askeri yerin dibine sokmayın!
Bu millete de, askere de kötülüktür. Millet-Asker el ele olmalı. Nitekim, 15 Temmuz'da böyle oldu. Birkaç ajan ve hainin, provakatif eylemlerini saymazsak?
Düşünün Yunan ile savaş çıktı ve askerde emir-komuta yok. Astlar üstlerini dinlemiyor. Bu suç değil mi?
Yunan'a karşı savaşacağız ama astlar "darbe" olacak diye verilen emri dinlemiyor, bir düşünün!
Ne olur o zaman?
Vatana ihanetle yargılanmaz mı, bu suçu işleyenler. Yani askerlik dediğinde akla ilk gelen şey: Üstün emrini dinlemektir. Üstün emrini dinlemek suç oluyorsa, bu ülkede askerlik bitmiş demektir.
İktidar, askerliğin görev tanımını, "üstlerinin verdikleri emirleri yapar" diye değiştirmişti zaten.
Asıl suçlu, bu işe kalkışan yüksek rütbeli hainler ve bu hainlere o makamları verenlerdir. Onları, terfi ettirenlerdir. Bunları es geçip, sıradan er ve askeri öğrenciden "darbeci" diye söz etmek, olayı sulandırmaktır.
15 Temmuz olayında halkı yüceltmek için, askeri küçültmek gerekmez. Bibortlara asılan resimlerde, asker küçültülüyor, "darbeci" gösteriliyor. Bu ülkede aynı bilbortlara asılan Sait Nursi resmi ile FETÖ'nün doğum evi "nurculuk" yüceltilirken, ağlayan asker resimleri ile askerlik küçültülmüştür.
Hele de iddialar doğruysa, 1991 Körfez Savaşı'ndaki ABD'nin "ağlayan asker" resmi, hangi akılla 15 Temmuz'a girdi, sormak lazım?
Ağlayan Gülen resmi koysalar anlarımda, ağlayan asker resmini hem de ağlayan ABD askerini, anlamak mümkün değil?
15 Temmuz günü ağlayan askerimiz vardıysa, buda bizim için züldür. ABD yaptığı darbe girişimi ile askerlerimizi ağlatmış olur ki, bu bile çok kötü.
Yani olayı neresinden tutsanız, elinizde kalıyor.
"Her Türk, asker doğar" ama sonra bazıları, "NATO" ve "CIA" eliyle düşmana "askerlik" yaparlar. Türkiye'deki bütün darbeler, sonuçları itibariyle ABD'ye askerlik ürünüdür.
ABD'ye askerlik için asker olmakta gerekmiyor, "hoca" da olsa, ABD'ye ve NATO'ya askerlik söz konusudur, biliyorsunuz. Geçmişte, Yunan'a, İngiliz'e askerlik yapan az mı hoca kılıklı, herif vardı.
Nursi bunların en başından geliyor işte. "Yunan'a dokunmayın!.. İngilizleri kızdırmayın!" diyen ve Kuvva'yı "küfür" ile itham eden Nursi değil miydi?
Şimdi bazılarının asker elbiseleriyle, Yunan'a sığınmaları, çok şaşılacak bir şey değil.
Sözün özü şu: Millet ve ordu, el ele "FETÖ" kod adlı NATO darbesine karşı birlikteydiler. "Kandırılarak" devleti FETÖ'ye teslim edenler, ayıktılarsa, şu milletin evlatlarını bundan sonra Nursi'den uzak tutsunlar, yeter!
Milleti koruyacak ve kollayacak asker iken, milleti yüceltme adına gözbebeği ordusunu, ağlayan Amerikan askeri resmi ile küçültmek yerine, gelmiş geçmiş en büyük askeri Atatürk ile yüceltin tekrar.
Ağlayan asker resmi ile mutlu olanlar, sonunda ağlayan millet resmi görürler. Bugün Irak'ta, Suriye'de, Libya'da, toplumlar veya halklar ağlıyor.
Sizler arif insanlarsınız. "Lafın tamamı deliye söylenir", biz zır deliye söylenecekleri bile söyledik!