"Maşallah" diyelim!
Dememiş miydim, "Mustafa Kemal Paşa" dediler, yakında "Atatürk" diyecekler diye. Dediler işte bakın!..
Her yere, "10 Kasım'da Anıtkabir'deyiz" yazıları asmışlar. Daha geçen yıl, neler yazdılar. Kim ne söyledi, ne yazdı, hepsi kayıt altında. Tarih en büyük noterdir. Yandaşı, candaşı ne söyledi, iktidarı ne dedi, herkes biliyor.
"9'u 5 geçe kenefe gidin" mi demediler. Atatürk'e "sarhoş" mu demediler. Mübarek anasına mı sövmediler. "Soyu belli değil!" mi demediler. İftira ve hakaret edenler daha geçen sessiz sedasız salı mı verilmediler.
Nurcu nursuzlar "deccal" mı demediler. Bütün bu iftiralara Prof. Dr. Haydar Baş, yıllardır karşı durdu. Soyuna laf eden soysuzlara "Atatürk'ün soy ağacı"nı çıkarıp gösterdi. Kadrolarını şehir şehir dolaştırdı son on yıldır.
Halkta çok güzel bir karşılık buldu. Zübeyde Ana'mızın, vasiyetini, Türk milleti Haydar Hoca'dan öğrendi. Bu kadar mükemmel bir vasiyet, hakikaten ancak bir âlim kişi tarafından yazılabilirdi. Ve öğrendik ki, Zübeyde Ana'ya "molla Zübeyde" deniyor. Ayrıca soyundan çok büyük mürşitler, alimler çıkmış bir insan.
Yıllarca kandırdıkları bu halk, öğrendi ki Atatürk, ne CHP'nin dediğine benziyor, ne AKP'nin dediğine ve iktidar harekete geçti. Her yere "10 Kasım'da Anıtkabir'deyiz" yazdı. Atatürk'ü adeta yeni duydular.
O kadar da pişkinler.
Beygir dolabı gibi "dönmeye" alışmış iktidar, bu konuda elbette samimi değil. Bir anda hidayete gelmediler ya.
Öyle ise olay, ne?
Ne oldu da iktidarı bir "Atatürk sevdası" bastı!
Cübbeli dahi "Atatürk" demeye başladı.
Ne oldu bu İslamcılara?
Çünkü Haydar Hoca "Hoş Geldin Atatürk" kitabını yazdı. Bunlar Haydar Hoca'yı mı dinliyorlar, hayır. Dinleselerdi zaten, Baş Hoca'yı 30 yıldır dinlerlerdi. Baş Hoca'nın Atatürk kitabı öyle hakikatler içeriyor ki, bunlar attıkları iftiralar alınlarına yapışacak.
Bir de, Sayın Baş ile gelen Atatürk dip dalgasının, yönünü değiştirmek istiyor iktidar.
Her şeye bedava konma, her değeri bozuk para gibi harcamaya alışmışlar ya. Kur'an kaldırıp kandırdılar, bayrak kandırıp kandırdılar, şimdi Atatürk posteri kaldırıp kandırmak istiyorlar ama, yemezler!
Bugün Hoş Geldin Atatürk Kitabı Ankara'da bir programla tanıtılacak ve Prof. Baş'ın imza günü. "Türkiye'de yeni bir dönem başladı" diye, yazmıştım. Daha kitap çıkmadan Atatürk'e dönüş başladı bile.
İktidarın dönüşü, şeytani olabilir. Siyasi olabilir ancak değil mi ki, tükürdüklerini yalıyorlar, Atatürk yeniden kazandı kardeşim!
Türkiye, Atatürk'e dönüyor!
Türk Milleti Atatürk ile bütünleşiyor.
Sağcısı, solcusu, Alevisi, Sünnisi, dincisi, "Atatürk" diyor. Bahçeli bile sustu sustu, Atatürk'e iftira edenleri yeni duymuş gibi ilk defa cevap verdi. Vermek zorunda kaldı. Haydar Baş, ezberleri bozdu. Bütün kesimlerin, "Atatürk" demesini sağladı.
İktidar veya muhalefet işe siyasi yaklaşsa da, vatandaş yepyeni bir Atatürk ile, gerçek Atatürk'le buluşuyor. Elbette bazı şeyleri, hemen anlamak ve kavramak bazıları için zor olacaktır.
Türkiye'de Haydar Baş'ın dediğine gelmek, bir gelenek oldu artık. Haydar Baş zihinlerde devrim yapan bir lider. Anlayışları değiştiren, kalıpları dağıtan bir insan.
Şunu kimse inkâr edemez:
Bu ülkede çok az da olsa, din ile sorunu olanlar var. Yani İslam ile problemi olanlar var. Din istismarcısı bir parti ile bu tiplerin, sorunları kangrenleşti. Kimse bunlara özel bir İslam, üretemez. Kimse kimseye din de dayatamaz. Bu laikliğe aykırı ayrıca dinde zorlama yoktur. Bu bir.
İkincisi, bu ülkede Atatürk ile sorunu olanlar var. Bunlar iki kesimden oluşur. Bir kesim Atatürk'e "dinsiz" diyen kesim, ikinci kesim de, "Dinsiz" Atatürk'te memnun olan kesim. Bu iki kesiminde foyası çıktı ortaya, "Hoş Geldin Atatürk" kitabıyla.
Bunlar çok az bir kesimdirler.
Ne bunlara göre bir İslam bulabiliriz, ne de bunlara göre bir Atatürk. Artık bu ülkede, Atatürk arakasına gizlenip, bir İslam karşıtlığı da yapılamayacak, İslam arkasına gizlenip, bir Atatürk düşmanlığı da, yapılamayacak.
İngiliz oyunu bozuldu, Baş Hoca tarafından.
İngiliz Atatürk'ü de, İngiliz İslam'ı da, bitti.
Prof. Dr. Haydar Baş'a sonsuz teşekkürler.
Oyunları bozan Haydar Baş'tır.
Milleti bir bilek bir yürek yapma yolunda, çektiği cefalar, yaptığı fedakarlıklar, tarihin kaydı altındadır. Daha da önemlisi "siyasete son nefes için yapıyorum" dediği ve Allah için yaptığı, yüce kudretin şahitliği huzurundadır.