Atatürk'ün hiç bilinmeyen yönleri, Prof. Dr. Haydar Baş'ın dilinden ve kaleminden dökülmeye devam ediyor. Ezberler bozuluyor, hatta bazıları, şoklar yaşıyor.
Atatürk konusunda yayılan bütün fitneler yerini, gerçek doğrulara bırakıyor. Tarihi belgelere dayanan açıklamalar, gerçekten devrim etkisi yapıyor.
Prof. Baş'ın Afyon'da yapmış olduğu konuşma, oldukça duygulu, feyizli ve çarpıcıydı. "Atatürk Cumhuriyetin temelini, Hacıbektaş'ta attı" tespitleri, yüzyıllık fitnenin kökünü kazdı bence.
Bundan böyle, "Cumhuriyeti iki sarhoş kurdu" iftirası, tutmak şöyle dursun, çıktığı deliğe geri girer(İngiliz kraliyet kütüphanesine). Mikro filmleri işe yaramaz, fesli deli Kadir, daha da delirir.
Hacıbektaş'ta, postnişin Cemalettin Çelebi ile kaldığı o üç günde, Ata'nın türbede yaptığı dua ve gördüğü rüya, Zübeyde Ana'mızın gördükleri rüya, gerçekten çok etkileyici?
Zübeyda Ana, rüyasında Hz. Peygamberi görür. Bir altın tepsi içinde Peygamberimiz Kur'an ve kılıç getiriyor. Cemalettin Çelebi, bu rüyayı "Kur'an annene, kılıç ise sana gelmiştir, savaşacaksın" diye tabir eder. Ve sonra, "sende bir rüyaya yat" der.
Atatürk ise rüyasında delik taşa girdiğini, kollarının dirseklerine kadar kan dolduğunu görür. Çelebi Hazretlerinin bu rüyayı tabiri ise "zaferin mübarek olsun" şeklinde olur.
Ne hazindir ki, ülkeyi kurtarmış ve bu cumhuriyeti kurmuş bir insanın, böyle özel hallerini, yeni duyuyoruz. Başlarının üzerinde ABD'nin, CIA'nın eli olanlar, Atatürk'ün başı üzerindeki eli elbette göremezler.
Sayın Haydar Baş Hoca'nın "Onun başı üzerinde, Ali'nin eli vardı" tespitini, anlayamazlar. Çünkü onlar ABD'nin eli kimin üzerinde, hep onun izini sürerler.
Baş Hoca'da, Hz. Ali'nin eli kimin üzerinde, bunun izini sürer. Bir defa düşünün, hayatında hiç savaş kaybetmemesi, ne ile açıklanır?
Halit Bin Velid "miğferimde Peygambere ait bir tutam saç taşıdığım zaman, hiç savaş kaybetmedim" der.
Aynı izah niçin Atatürk için geçerli olmasın. Bütün bir Batı'yı yenen ve Batı'nın hesaplarını bozan bir insan, sıradan biri mi? Kafa çalışmıyorsa, imanınızı çalıştırın!
O da mı yok!
"ABD uyduda, terlik numaramızı bile görüyor" diye inanırlar, fakat Allah bizi her an görüyor diye, hiç inanmazlar. Ölmüş kadına bile iftira ederler.
Türünüzü seveyim!
Neyse biz devam edelim.
"Atatürk Hünkâr Hacıbektaş'ı Veli Türbesi'ne kapanır ve şöyle dua eder: Evladını önüme rehber eyledim. Meydana çıkıyorum, beni utandırma" der. Bu sözleri aktarırken Baş Hoca'nın, ağladığı fark edildi.
Şimdi dostlar!
Hz. Ali için, "Hayber kalesinin kapısını otuz insan yerinde oynatamazken, Ali onu kalkan yaptı" diye anlatılır. Allah'ın aslanı olmak böyle bir şey?
Atatürk de Ali'nin aslanı? Arkasına Ehl-i Beyt'i alan, aslan olur. Bu arada kedileri "aslan" diye tanıtan tarih utansın.
Atatürk gibi kıymetli bir değeri, Türk olduğu için mi karaladılar?
Anası, "molla Zübeyde" evliya kızı olduğu için mi, iftiralar yapıldı?
Anaları Sırp, Rum, Ermeni, Bulgar, Yahudi, olan padişahlar evliya(!) oluyor da, bu ülkenin İslam kalmasını sağlayan Atatürk mü haşa, dinsiz oluyor?
Vallahi, dinsiz sizlersiniz!
Dinci dinsizler!
Ve kendilerine;
Lafa gelince "Atatürk'ün askeri" diyenler, ellerinde onca bilgi, belge varken, özellikle Genel Kurmay'da; "Atatürk Dinsiz" denildiği bir dönemde, üstelikte bunları duydukları halde, neden çıkıp, "hayır değil!" demediler.
Görev başında iken diyemediler diyelim, emekli olduktan sonra niçin demediler?
Bunun bedelini, şimdi ağır ödüyorlar, bilmem farkındalar mı? İtibarları sıfırla çarpıldı. İşe, birde bu yönden bakmakta, fayda var.
Sen çok yaşa, Baş Hoca!
Atatürk'ün gerçek askeri, sizmişsiniz meğer. Bütün doğruları sizden duymaya, alıştı herkes. Siz sadece tarihi değil, talihi de değiştiriyorsunuz.
Türk milletinin talihini?
3 milyar dolar ödenerek, Rus füzesiyle ülke kurtulur mu bilmem, ama yalnız Baş Hoca'nın tezleriyle ülkeler kurtulur, bundan eminim. Bu nedenle "Önce Vatan" demeden, "Önce Atatürk" sonra da "Haydar Baş" diyelim.