Atatürk'ü Samsun'dan, Baş Türk'ü Ankara'da bekleyelim!

Pazar günü 22 Mayıs?

Bağımsız Türkiye günü?

"Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" deme günü?

Manda ve himaye asla kabul edilemez.

Ne ekonomik, ne siyasal?

NATO'ya değil, Atatürk'e bağlı Türkiye?

"Kaynaklar Sınırlı" yalanına değil, "Kaynaklar Sınırsız" gerçeğine, inanan Türkiye?

Kapitalizme değil, Milli Ekonomi'ye inanan Türkiye?

Bağımsızlık, böyle bir Türkiye'yi savunmaktır.

Savunmak yetmez, projelendirmektir.

Somuta indirgeyip, modellere dökmektir. 

Kısacası, Bağımsız Türkiye'nin kitabını yazmaktır. 

Ete kemiğe bürünüp, "Haydar Hoca" olmaktır. 

İlme, irfana, ahlaka, çözüme bürünüp; Prof. Dr. Haydar Baş olmaktır.

Kurduğu Bağımsız Türkiye'nin bağımsız gönüllüsü ve de sevdalısı olmaktır.

12 yıldız dayatmalarına inat, 16 yıldızı savunmaktır.

Pazar günü Ankara'da olmak, hak ve hakikate alkış tutmaktır. 

"Bağımsız Türkiye" diye, yeri göğü inletmektir.

Büyük İsrail'e değil, Bağımsız Türkiye çalışmaktır.

Ülkede her şey sloganlarda kaldı.

Atatürk'ün Partisi'nde, Atatürk yok!

"Milliyetçi" partide, milliyetçilik yok!

TAHKİM, TAHDİT, İKİZ YASALARI var. 

İktidara koltuk değneği, Barzani peşmergesine tezkere destekçisi olmak var!

"İslamcı" partide, İslam yok!

"Mustafa Kemal'in askerleriyiz" demekle Atatürk'ün askeri olunmadığı gibi, "Huzur İslam'da" demekle de, huzur sahibi olunmuyor. 

Baksanıza huzursuzlukları bütün bir milleti ve Müslümanları huzursuz etti.

Milliyetçilik Türk parasını korumakla olur. Madenlere sahip çıkmakla olur. 

Eğer paranızı koruyamazsanız, vatanınızı koruyamazsınız. 

Bayrağa sahip çıkmak, kendi milli paranıza sahip çıkmanızla mümkün? 

Çünkü düşman, savaşı ekonomik olarak veriyor ve siz bunu bilmiyorsunuz.

Ülke sınırları gümrük duvarlarıyla korunur ama siz AB'yi savunuyorsunuz. Soruyorum, bu ülkeyi ve bayrağı koruyabilir misiniz?

Kapitalizm elinize bir bayrak verir, sizi onunla oyalar, emek ve üretiminizi döviz-borsa-faiz üçkâğıdı ile bi güzel aparır. 

Sizde milliyetçilik olarak kala kala bir ülkücü bıyığı, birde kurt işareti kalır.

İslamcılara bir seccade verip, ellerinde tüm kaynakları ve hatta ülkeyi aldıkları gibi?

Müslümanlık, Milliyetçilik, ulusalcılık veya Atatürkçülük, bizde sadece parti tabelalarına veya seçim sloganlarına malzeme indirgenmiş durumda? Ayrıca bu değerler partilerin kapılarına paspas yapılamaz. Savunucularının ağzında sakız olamaz.

İşte Bağımsız Türkiye Partisi ve onun lideri Prof. Dr. Haydar Baş, bütün bu değerleri slogan olmaktan çıkarıp yaşatmayı ve yaşatmayı, modellerle taçlandırmış dünya da tek insandır.

Siz bana ikinci bir insan gösterin ki, hem dindar, hem milliyetçi, hem uslusalcı ve hem de Atatürkçü olsun. Hem Türkiye'nin sağına hitap etsin, hem soluna?

Hem Alevi'sine can olsun, hem Sünni'sine hoca olsun?

Yok.

Kumpaslar içinde; Büyük İsrail için parçalanmak istenen, Şark Hesabına kurban edilen Türkiye, ancak Bağımsız Türkiye ile kurtulur.

Bu bir hamaset değil, gerçeğin haykırılışıdır.

Lütfen, can kulağı ile dinleyelim.

İman gözüyle okuyalım.

Bağımsız kafa ile değerlendirelim.

Atatürk'ü Samsun'dan, Baş Türk'ü Ankara'da bekleyelim!

Atatürk'ü Samsun'dan, Baş Türk'ü Ankara'da bekleyelim!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön