Avrupa'nın Katalon yüzü!

Yıllarca Avrupa'yı allayıp pulladılar. "Medeniyetin merkezi" dediler. "Avrupa'sız olmaz" dediler. Varsa yoksa "AB" dediler. AB'nin her isteği  "emir"  kabul edildi. "Sağ" veya "sol" fark etmiyor, tüm partiler AB'ci oldular.

Kimisi AB'ye "dik" girmekten söz etti, kimisi eğilmeden, bükülmeden gireceklerini iddia etti. Kısacası, hepsinin AB'ye girme tarzı farklıydı. AB ile "Katolik nikahı" bile düşündüler. Hiç ayrılmamak için.

AB'nin talepleri "kriter" oldu. AB'ye girme uğruna, egemenlik de dahil olmak üzere, her şeyi feda etmeye söz verdiler.  AB Bakanlığı kurdular, başına Egemen diye birini geçirdiler, "bir kutu çikolataya" Egemen de gitti. 

Kıbrıs'tan taviz ne demek, Kıbrıs verildi, Rumlar "boşaltında öyle verin" dediler de, henüz elimizde. Ama yara bere içinde!..

Uluslar arası hukuktan doğan haklar, delik deşik oldu.Kendi elimizle Ada'da "işgalci" duruma düşürüldük. Bizim imzamızla Rumlar AB'li oldu. İleride bu ihanet çapında bu gaflet, çok tartışılacak.

 zellikle Güneydoğu konusunda, AB ne istediyse Türkiye verdi. Öyle ki AB'nin dönem başkanı "Türkiye destan yazıyor" dedi. Ahalimizde AB konusuna öyle dalmış, öyle daldırılmıştı ki, onlar AB uğruna ne verildiyse, hazmettiler. 

"Kıbrıs yüktür" dediler, "çözümsüzlük çözüm değildir" diyerek, çözümü, Annan'da buldular. Merhum Denktaş'ı Allah almazsa, Silivri alacaktı.

Kırk yıldır ne kadar "şeriat isteriz" diyen man kafalı varsa, Allah'ı, Peygamberi, AB'ye sattılar. "Zina suç olmaktan çıktı", bunlar "AB'ye giriyoruz olacak o kadar" dediler.  Domuz eti kasaplık et statüsüne girdi, sakalı göbeğinde hacı "olur öyle şeyler AB'ye giriyoruz" dedi.

AB'ye giremedik ama AB bunların dinine, imanına, her şeyine girdi. Hacım da ne din kaldı, ne iman. Seçtiği iktidarı savunma adına, AB'yi, haçlıyı, köküne kadar savundu. AB uğruna ne çamlar devrildi. Hele de, bu iktidar döneminde.

Öncekiler, "AB'nin yolu Diyarbakır'da geçer" diye laflar ettiler ama "Diyarbakır'ı BOP'un yıldızı yapmak", bu ak'lara kaldı. Diyarbakır şimdi neyin yıldızı oldu, takdirlerinize bırakıyorum. Herkes AB'ye girer, bir şey almaya, bunlar AB'ye girmeden her şeyi verdiler. 

"AB'ye girdik" diye bütün Türkiye'yi kandırıp, kendilerini "Avrupa Fatihi" ilan ettiler. Melih Ankara'da gündüz havayi fişekler patlattı.

"36 etnik grubunuz var, bunların hepsine hak vereceksiniz" diyen AB'ye, "hayır" demediler. "EVET" demek için iktidar yapılmışlardı, nasıl "HAYIR" desinler. "En milliyetçi" bilinen MHP bile Yahni'cinin evinde yapılan içkili toplantıda, "kim demiş MHP, AB'ye karşı" diye, günah çıkarılmıştı.

AB adına kim ne dedi, kim ne verdi, hepsini biliyoruz. Bu ülkede bir kişi ama sadece bir kişi "Ne AB, Ne ABD, Bağımsız Türkiye" dedi. Yıllarca AB'ye niçin karşı olduğunu anlattı, durdu. Ve AB'ye 15 yıl ömür biçti. "AB dağılacak" dedi.

Kimseye laf anlatamadı, gerçek Türk ve Müslüman olanlar dışında. O kişi Prof. Dr. Haydar Baş'tan başkası olamazdı. Avrupalı ekonomistler,  Almanya'da yapılan Milli Ekonomi Modeli Kurultayı'nda "Sayın Baş 'AB dağılacak' dediğinde, biz hamaset yaptığını sanıyorduk. Yazdığı ekonomi kitabını okuyunca anladık ki, bu hamaset değil, matematiksel ilmi bir tespit" dediler.

Haydar Hoca, ilmi tespitler yaparak "AB'ye bizi almazlar, bizi bölmek için uğraşıyorlar" demişti. Şimdi anladık mı, 15 yıl sonra olayı. AB'ye şimdi karşı olsanız ne olur, olmazsanız ne olur. Bütün bunları niçin anlattım:

AB'nin bize dayattığı kriterleri AB, niye kendisi Katalonya için uygulamıyor. Bize dayattıkları bölücülük Bumerang etkisi yapıp, kendilerini vurduğunda, gördük mü Avrupa'nın Katalon yüzünü? Nasılda İspanya'nın arkasında durdular.

"Hani bölge insanları kendi kaderlerini tayin hakkına sahip"ti? Onların söyledikleri, kaynaklara sahip Müslüman ülkeler için geçerli. Avrupa'yı, hatta Batı'yı tanımak için sadece şu Katalonya örneği yeter.  

Irak, Suriye, Türkiye söz konusu olunca, ayrılıkçılara her türlü desteği verip, buna en ağır silahlar dahil, işin ucu kendilerine dokununca, ikircikli davranmaya Batı denir, Avrupa denir, haçlı denir.

Neden korkuyorlar peki?

Eğer Katalonya İspanya'dan ayrılırsa, sırada İtalya'dan, Almanya'dan, Fransa'dan, Belçika'dan ayrılacak etnik gruplar var. Hemen hemen bölünmeyen, parçalanmayan Avrupa ülkesi kalmayacak. Avrupa bölünmüş Türkiye düşlerken, kendileri bölünüyor, işte buna "ilahi adalet" derim.

Katalonya, AB'ye Allah'ın sillesidir!

Bir ay içinde özerkliği lav edip, kurumların başına kayyum atayan, güç kullanmak üzere her türlü hazırlığı tamamlayan, yerel yöneticileri içeri tıkayan, tanklarla halka gözdağı veren İspanya ve tüm bunlara destek veren Avrupa, şahanesiniz!

İleri demokrasi böyle olur!

Biz kendimize bakalım: Türkiye'yi bölünmekten kurtaracak teze bakalım. Prof. Baş'ın ekonomi tezine, para tanımına ve para formüllerine bakalım. Biz kurtuluruz, şişme balon Avrupa, içindeki Katalon iğnesiyle kendini patlatıp, parçalar.

İngiltere uyanıklık edip, batan gemiyi terk etti erkenden. Türkiye ise halen o kapıda, bekliyor. Sanki Türkiye'yi patlatmaya proğramlanmışlar!

Avrupa'nın Katalon yüzü!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön