"Ayarlanmış" hukuk ve siyaset

Habur sınır kapısında hukuk açılıma uydurulmuş, sınıra götürülen hâkimler "ayarlanmış", seçilmiş, "özel hâkim"lermiş. Hatip Dicle'nin ifadelerine göre, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, gelen PKK'lıların asla hapse atılmayacağının garantisini vermiş ve "hâkimleri ayarladık' demiş, DTP eski Başkanı Ahmet Türk de bunu doğruluyor. Zaten bunun böyle olduğu belliydi "Görünen açılım klavuz istemez".Ne demişler "açılım hukuka uymazsa, hukuk açılıma uyar" iktidar atasözü(!). Bunlar iktidar için çok normal şeyler, iktidarın kendisi "ayarlanmış" demokrasiyle geldiğinden dolayı, hukuk'u dolanmak, ayarlamak, geciktirmek başlıca faaliyet ve ihtisas alanlarıdır. Bu nedenle hukuk Habur'da başka, Ankara veya Silivri'de başkadır.Devlet hukuku, illere, örgütlere göre değişmez, ama iktidarın hukuku şahıslara göre, illere göre değişir bunları gördük, yaşadık. Teröristler sınırdan girerken "Biz liderimiz Apo'nun emriyle, barışa katkı(!) için geldik, asla pişman değiliz" diyorlar, ancak Hâkimler ayarlandığından dolayı hukuk bu sözleri es geçiyor, çünkü hukuk orada iktidarın hukuku olmuş maalesef.Habur'da teröristler serbest kalırken , Ankara'da Sayın Arınç'ın evinin yakınlarında askerler tutuklanıyor, suikast yapacaklar iddiasıyla, askerlerin tutuklandığı yerde Habur'dan gelen teröristler bulunsa ve Apo'nun emriyle burada olduklarını söyleselerdi acaba tutuklanırlar mıydı? Hiç sanmıyorum. Sonrası malum, yine "ayarlanmış "veya "görevlendirilmiş" bir hâkimin "kozmik" takip ve araması başlamıştı,"derin" bir göz devletin mahremine girdi, görmek istediği şeyleri gördü. İktidar nasıl hâkimleri ayarlıyorsa, iktidarı da bir ayarlayan var, bunun neresi olduğunu sanırım söylemeye gerek yok. Irak'ın işgal edilmesi için, Kıbrıs'ın Rum'a teslim edilmesi için, Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması için, Ermenistan sınır kapısının açılması için, Ermeni soykırım iddiasının kabulü için, Fener Rum patriğinin ekümenik olması için, yabancılara toprak satışının sağlanması için,"ılımlı İslam'ın" ihracı için, Kürdistan'ın kurulması için, K.Irak'ın tanınması için, önce lider, sonra siyaset, daha sonra da şartlar "ayarlandı"."Ayarlı" iktidarın ayarlı politikaları devam ediyor, bu politikanın gündemi sekiz yıldır hiç değişmedi. Gündeminde işsizlik, fakirlik, faiz borçları, yoksulluk hiç olmadı. İşsizlik sürekli arttı, Başbakan'a göre bunlar işini bilmeyen tembel insanlar. Fakirlik arttı, gerekçesi küresel krizmiş, faiz borçları arttı, bunlar harcamasını bilmeyenlermiş, işsize iş bulmak Başbakan'ın görevi değilmiş(!), üreticinin malı elinde kaldı, suçu üretmekmiş ve bunlara pazar bulmak Başbakan'ın görevi değilmiş, bunları Sayın Başbakan'dan duyduk.Ayarlı siyaset, sadece hukukumu ayarlıyor, basını da "ayarlı" ve yanlı hale getirmiş, onlarında gündeminde de ekonomi yok, fakirlik yok, işsizlik yok. Merhum Ecevit döneminde her gün haberler başlarken ekrana Başbakan'a fırlatılan kasa görüntüleri gelirdi, şimdi bırakın kasayı füze fırlatılsa haber olmaz. Esnaf haciz kıskacında inim inim inliyor, bu inlemeye sayın Başbakan'ın acıklı şiirleri iyi gelir(!); tepkiyi azaltır, şükrü çoğaltır, asker korkusunu yok eder, demokrasiyi tattırır, gelecek seçime hazırlattırır.Demokrasi ayarına haklı olarak karşı çıkan "ayarsızlar"! Ayarlanmış hukuk ve siyasete de gerçek hukuk ve gerçek siyasetle karşı çıkın.

"Ayarlanmış" hukuk ve siyaset

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön