Daha dün çocuktum. Bugün ellisine merdiven dayadım. Su gibi gelip geçti. Yarını bilmiyoruz. Yaşarsak, göz açıp yummuş gibi olacak.
Niye mi bunları söylüyorum?
Geldik, gidiyoruz!
Hep memleketi mi konuşacağız!
Memleketin işi Allah'a kalmış zaten!
Birazda kendimizi konuşalım, değil mi?!
Kendi muhasebemizi yapalım!
Bizden önce giden bazı arkadaşlarım, hep gözlerimin önüne gelir, son günler. Ölecek miyim ne!
"Allah geçinden versin!" dediniz!
Eyvallah sağ olun!
Anne, babalar evlatlarının acısını görmesin. Evlatlar, anne ve babasız kalmasınlar!
Ancak, dünyaya gelen gider. Kalan kimse olmaz. Hele bir de, arkadaşlarınız, yaşıtlarınız hep gitmişse, çok zor. Bunu, yüz yaşına merdiven dayamışlar için söyledim.
İnsanlar ölümlü, uluslar ve halklar ölümsüzdürler. Atatürk'e kalmayan dünya, hangimize kalır veya tek güç sahibi sultanlara kalmayan dünya, sana bana kalır mı?
Neyse ya, inşallah, hayırlı bir uzun ömür yaşarız. "Hayırlı uzun ömür" dedim ya, korkarım HalkTv, buradaki 'hayır'ı alıp da kullanır. Kendilerini HAYIR ve EVET'e kaptıranlarla, şu günler hiçbir şey konuşulmuyor!
"Hayırlı sabahlar" demeye korkuyoruz!
Halkın emek ve üretiminin sömürülmesine "HAYIR" diyen ve bunun kitabını yazan, Prof. Dr. Haydar Baş'ı Duma duydu, dünya duydu, Halk Tv duymadı.
"Milli Paralarla Ticaret Tezi" etrafında bir blok oluştu, BRICS kuruldu. Sayın Baş Dolar ile ticareti, dünyaya "HAYIR" dedirtti. Halktv yine duymadı.
"Bu tez, Sayın Haydar Baş'ın" diye ağızlarına almadılar. Ülkenin tüm medya kuruluşları böyle görmezden geldiler. Ama aynı Halktv, "İcmalciler" diye kendince oluşturduğu "tarikat" sepetine, ülkenin gerçek Bağımsız cephesini, onlarca defa koymaya çalıştı.
"Tarikat" yol demek. Yolumuz, AB'den ve ABD'den geçmediği, Bağımsız Türkiye olduğu için mi, ya görmezden gelinir, ya da "tarikat" iftirasına maruz kalırız.
Emin olun, AKP iktidarının varoluşunda bu "sepetçi" zihniyetin, çok büyük katkısı var. Din üzerinden siyaset yapan anlayışa, "din karşıtı" görüşler gübre vazifesi görürler.
Bizden bir hayır mı, duyurmak istiyorsunuz?
Bizim her işimiz hayır; şerle hiç işimiz olmadı, çok şükür. Türk Milleti'nin hayrına ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ilelebet muhafazası için ne gerekirse, o yapılır o duyulur.
Nerden girdik buraya?
Hayırlı ömürden?
En hayırlı ömür, ülke ve milletine adanmış ömürdür. Korkmamız gereken, ömrümüzü boş şeylerle geçirmek?
Her halta evet deyip, heva ve heves içinde geçirmek. Ne kendine, ne millete faydası var. İşte böyle bir sonda korkalım?
Yaşlandığınızı nerden anlarsınız?
Size "amca" diye yer verdiklerinde.
Neyse ya, amcada iyi!
"Dede" veya "büyük dede" olmakta var.
Bugünlük bu kadar!
Yan taraftan sesleniyorlar.
"Yazın nerde kaldı!" diye.
Kızmayın olur mu!
Ruhunuz genç kalsın!
Herkese hayırlı ömürler diliyorum.
Bak yine yanlış anlayanlar olacak!
En iyisi, Bağımsız yıllar dileyeyim!