İktidarın Bekir Bozdağ'ı Malatya'da konuşuyor. "Bizi Gülen konusunda kimse uyarmadı" diyor. Bekir Bey bildiğim kadarıyla ilahiyatçı, aynı zamanda. Ve bildiğim kadarıyla, öğrenci iken Gülen'e ait öğrenci evlerinde kalmış.
Aynı dönemde öğrenci olan, bir arkadaşı söylüyor. Diyelim, bu yanlış bilgi. Değil de, öyle kabul edelim. Peki, mecliste, Gülen aleyhinde konuştuğu için, merhum Kamer Genç'in üstüne giderek, "Hoca efendiye laf ettirmem!" diyen, Bekir kimdi?
"Bu Gülen, devletin başına bela olacak" diyen Genç'e, neler saymadılar mecliste. Kabul edelim ki, merhum Kamer Genç'e karşı itimatları olmadı. Yahu, bu ülkede Allah aşkına Gülen konusunda, 1998'de Papa'ya verdiği mektubu bir milat sayarsak, Prof. Dr. Haydar Baş'ın uyarmadığı kesim kaldı mı?
Parti, dernek, cemaat, diyanet, aklınıza ne gelirse, kim gelirse, herkesi uyarmadı mı?
Ekipler göndermedi mi?
Bütün imamlara mektuplar gönderildi ya!..
Bekir Bozdağ inanmıyorsa, AKP Genel Başkanı, Sayın Erdoğan'a sorsun. Daha, AKP kurulmadan, Baş Hoca, Sayın Erdoğan'ın daveti ile boğazda verilen bir kahvaltıda, Gülen konusunda çok önemli uyarılarda bulunur.
Erdoğan'ın kurulacak partisine destek istediği sohbette, Prof. Baş "size destek vermem, bir şarta bağlı, o da, Gülen'e ve onun misyonuna karşı durmanızdır" der.
15 Temmuz'dan sonra "bizi uyaran olmadı" diyen Sayın Erdoğan'a, Baş Hoca "ben sizi filan lokantada uyarmadım mı?" diye ekranlarda sordu.
Onu da geçtik, bu ülkede namuslu herkes bilir ki, Türkiye'yi FETÖ konusunda ilk ve 20 yıldır kesintisiz uyaran, ağır bedeller ödeyen Sayın Haydar Baş oldu. "Uyaran olmadı" veya "bilmiyorduk" gibi sözler, yalan değilse, yanlıştır.
Bal gibi uyarıldınız, bal gibi biliyordunuz!
Prof. Dr. Haydar Baş'ın siyasete girme nedeni "Dinlerarası Diyalog" misyonunu, boşa çıkarmaktır. "Bu misyonun tahakkuk edişini", hukuk içinde, bilimsel olarak engellemektir. Yani , "AKP ve Cemaat" koalisyonunun, Vatikan merkezli , "İslam" görünümlü "tezgâha" teşne olmasına karşı, milleti uyarmak ve bir Bağımsız Türkiye savunması ortaya koymaktır.
Sayın Bozdağ!
Dün, Gülen konusunda uyardığımızda dinlemediniz. Samimi iseniz bugün dinleyin. Neden Gülen'in yetiştiği ocağı söndürmez, bilakis tüttürürsünüz?
Sait Nursi'den söz ediyorum.
Dün, Gülen'e "hocaefendi" diyordunuz, bugün Sait Nursi'ye methiyeler diziyorsunuz. 15 Temmuz darbe girişimi olmuş, iktidarınız Sait Nursi eserlerini Diyanet eliyle, yani devlet eliyle basıp halka dağıtıyor.
Bu Gülen'in, Nursi'den farkı ne?
Gülen darbe girişiminde bulundu da, Nursi bulunmadı mı? Nursi, çok sevdiğiniz Sultan Abdülhamit'e karşı darbe teşebbüsünde bulundu. Nursi ayağını kaldırmış, Gülen basmış!
Gülen Papa'ya mektup yazdı, "Papalık konseyi misyonunun parçasıyım" dedi. Nursi de, zamanın Papa'sı XII. Plus'a mektup yazıp, aynı şeyi dedi.
Gülen, Yahudi ve Hıristiyanları "cennetlik" ilan etti, Nursi de Anzakları "şehit" ilan etti.
Gülen, "üç büyük din" var dedi, Nursi'de İslam'dan başka "ilahi dinler" olduğunu zırvaladı. Yahudi ve Hıristiyanları "iman ehli" gösterdi.
Nursi'ye göre kominizim "mutlak dinsizlik" oluyor, Yahudi ve Hıristiyanlık ise İslam gibi din ve iman oluyor haşa. Gülen de Yahudi ve Hıristiyanlığı İslam ile eşitledi, Nursi de.
Din ve imana, NATO standardı getiren Nursi'dir. İslam'ı NATO'ya göre "güncelledi", bu herif.
Nursi, "mutlak dinsizliğe karşı Yahudi ve Hıristiyanların ruhanileriyle ittifak" dedi. Allah'ınızı severseniz, Gülen ne söyledi? Onca Papaz ve Hahamla niçin "sofra" kurdu sanıyoruz.
ABD'ye "imanı temsil ediyor" diyen Nursi'dir. "ABD İslam'a hizmet ediyor" diyen Nursi'dir. Gülen, hocasını dinlediği için, ABD'ye "ehvenişer" diyerek, gidip kucağına oturdu.
Kıymetli dostlar!
Suud'ta Vehhabilik ne ise Türkiye'de "nurculuk" odur. Olayı "din" zannedip, bu tezgâhın içine düşen kardeşlerimize ancak acırız. Mezarlıkta Kur'an yerine risale okuyanlara diyecek sözümüz kalmadı.
Diyanet, "Allah katında din İslam'dır" ayetini hutbelerden kaldırdı. İslam'dan başka "ilahi" din var diyen Nursi'yi de, baş tacı etti.
15 Temmuz, bu yönüyle başarılı oldu bence!
Nursi'nin bütün hayali çakma eserlerinin diyanet tarafından basılmasıydı. 15 Temmuz sonrasında bu gerçekleşti. Gel de, Bekir Bey'e ve iktidarlarına anlat!
Nursi, "nur benim" diyor. "Bir lâyemutun eserinden fışkıran nurum" diyor. Kur'an'a "nur" demiyor, sevgili peygamberimize "nur" demiyor, O'nun pak Ehl-i Beytine demiyor. "Göklerden indi" dediği, saçma sapan eserlerine ve kendisine "nur" diyor.
Sultan Abdülhamit , "deli" diyerek tımarhaneye kapatmakla az bile yapmış. Türkiye'de Atatürk düşmanlığının temeli bu adamdır. Atatürk'e "deccal" diyen, budur. Bir Atatürk'ün yüzüne bakın, bir de bu herifin. Kim "deccal" görürsünüz.
Şaşı ve kör gözle, değil ama!..