Bu yazının yazıldığı şu saatlerde, herkes oy kullanıyor. Bu yazıyı okuduğunuz saatlerde ise sonuçlar ortaya çıkmış olacak. Hangi parti nereyi kazandı veya ne kadar oy aldı, ne kadar oy kaybı oldu, bu da sonuçlanmış oldu.
Yalnız vatandaş ne kazandı?
Eline ne geçti veya ne geçecek?
Yağmur gibi yağacak zamların dışında… Artacak vergilerin dışında…
Eğer, sürekli hayat pahalılığından söz eden insanlar, işsiz kalan, iş yerlerini kapatan, gidişatın kötü olduğundan söz edenler, sandık başına gittiklerinde yine partilerine sarıldılarsa, sonuçtan şikayet etmeye, hiç ama hiç hakları yok.
Çözümsüz iktidarla, çapsız muhalefet arasında, vatandaş da çok tuhaflaştı. Sabah sandık başına gittiğinde, bütün partilerin oyları sandıkta sıfır. Onu dolduran kendileri, şikayet edenler de kendileri.
Ver BTP’ye!
Kazanmaz!
Vermeden nasıl kazansın peki?
Sürünecek ya!..
İlle sürüne sürüne, “BTP” diyecek.
Seçim çalışmalarını bizzat yürüten Sayın Erdoğan ne demişti: “Belediye seçimlerinin ekonomi ile ne ilgisi var. Ekonominin sorumlusu benim, ben…” Bu seçimde söylediği en doğru söz… Ekonominin ve her şeyin sorumlusu, Sayın Erdoğan.
Yani belediye seçimlerinin, ekonomi ile bile ilgisi yoksa, “beka” ile hiç ilgisi yok. Ama ne ile ilgisi var. Vatandaş, bir “ders” verdiyse, bir “ayar” çektiyse ne ala… Yok, seçmene “öküz” dendiğini duymasına rağmen, oyunu yine iktidara verdiyse, “öküzlüğün” kitabı tekrar yazıldı demektir.
Filler dahi, kendine işkence edenleri, elbiselerinden tanıyor da, seçmen tanımıyorsa, yapılacak bir şey yok. Fil terbiyecilerinden bahsetmiştim de, yazı güme gitti. Tekrar bahsedeyim:
Fil terbiyecileri, filleri büyük çukurlar içerisine çeker ve saatlerce siyah elbiseli insanlara dövdürür. Siyah elbiselilerin “işkencesini” iliklerine kadara yaşamış filler, “ak” elbiselileri görünce peşlerine takılırlar.
Oysa aynı kişiler sadece elbise değiştirmişler. Sadece elbiseleri farklı… Sadece partileri farklı olan, kapitalist anlayışların, Türkiye’nin sorunlarını çözmeleri hiç ama hiç mümkün değil.
Sandıktan ne çıkarsa çıksın, bu seçimlerin özellikle İstanbul için, tek kazananı, BTP’dir, Selim Kotil’dir. İlk defa bu seçimde, Türk milletinin gözünden Milli Ekonomi Modeli-Haydar Baş gizlenemedi.
Türkiye için bunu büyük bir umut olarak görmekteyim. Bundan sonra, özellikle yaz aylarında, ekonomi herkesi yakıp kavuracak. Suyun kıymeti, o zaman anlaşılacak. Bu seçim sonucunda, AKP her yeri alsa bile zerre üzüntüm olmaz.
Çünkü gelecek felaketi görüyorum, “ak-kara” hiç bir şey kalmayacak. Vatandaşı seçimler değil, Haydar Baş kurtaracak. İsterse BTP’ye bir oy çıksın. Gönül isterdi ki, vatandaş, perişan olmadan, BTP’yi seçip, işe ve aşa kavuşsun.
Bu vatandaşın da, böyle bir nasipsizliği var. Stalin’in tavuğu gibi tüylerini yolanın, kanatlarını kıranın ayaklarının dibine gidip sığınıyor.
BTP kadrosu, kapitalizme karşı ekonomik kurtuluş savaşı veriyor. İnsanlar, Boğaz’dan elektrik almaya, eninde sonunda koşacaklar. Herkes duydu ki, Allah’ın verdiği nimetler sonsuz, “kaynaklar sınırsız”.
Herkes duydu ki, altında dünya ikincisi, borda dünya birincisiyiz. Açlık, bu kaynaklara koşuşu sağlayacaktır. Bunu kimse engelleyemez. Ne mutlu, “Bağımsız Türkiye-Haydar Baş” diyene…
Ne Mutlu Türküm Diyene…
Prof. Dr. Haydar Baş’ın seçim mesajı, ne kadar da “birlik” kokuyordu. Ne kadar kardeşçe ve sımsıcak, bir mesajdı. “Kardeşliğimiz seçimlerden daha önemli” mesajı, bence 31 Mart’tan sonra, tek ihtiyaç duyulacak mesajdır.
6. Filo Ege’de neyi bekliyor. Türkiye ne ile karşı karşıya, biz seçimde iken ABD, Türkiye’yi hedef aldı, duyan oldu mu? Ve ABD başkanı Trump, “Rusya seçimlere müdahale etti” davasından berat etti. Ne zaman? Golan Tepeleri’ni İsrail toprağı ilan ettikten iki gün sonra.
Gelişmeleri görüyor muyuz?
Huzur yok. Ne ülkemizde, ne bölgemizde, ne etrafımızda… Ekmek yok. Soğan yok. Patates yok. Artık tanzim de yok.
Yani sebze de yok, iş ve aş da yok… Bari ekmek, iş ve aş olsaydı. Fakat vatandaş istemedi. Emin olun bu vatandaş, kafasını vurmadan ayıkmaz. Kafa varsa tabi!..
Dedim ya, şuan vatandaş oy kullanıyor. Neyse Pazartesi göreceğiz!
Gördünüz!
Durum ne!
Vatandaş, kendine mi acıdı, iktidara mı?
Valla, ekonomik gerçekler, ikisine de acımayacak.
Benden bu kadar
Valla, ekonomik gerçekler, ikisine de acımayacak.
Benden bu kadar
Belirleyici unsur ekonomi olacak