Bunlar gerçekten şebeke!

Zam, vergi ve cezalar dışında, gelir kapısı kalmadı. Satılacak bir şey de kalmadı. Siz sizde olun, ödediğiniz faturaları atmayın. Mutlaka saklayın. Bana, 20 yıl önce çıktığım işyerinden, elektrik borcu çıkardılar. 

Hani gerçekten borcunuz olsa, tamam. Taşındığınız yerden, borcu yok yazısı almışsınız, üstelik 5 bin kilovat alacaklısınız. Gidip gelip, bu alacağınızı alamadığınız gibi üzerinden yirmi yıl geçtikten sonra, borçlu oluyorsunuz.

Elinizdeki "borcu yok" yazısını uzattığınızda ise "bu kadar yıl bunu nasıl sakladınız" diye size çıkışılıyor. Güler misin, ağlar mısın!

Özelleştirme adı altında, elden çıkarılan kurumlar da vatandaşı böyle hilelerle çarpıyorlar. Maaşına haciz koyulsun diye gelen bir yazı elime ulaştırıldı. Neymiş diye gittim. 2002 yılına ait telefon faturası borcum olduğu yazıyor dosyada.

Borcum vardı madem bu kadar yıldır nerdesiniz. İtiraz süresi aşılmış, mahalle muhtarına bırakılmış ve size tebliğ edilmiş sayıldığı için ancak ödeyerek, dava açabileceğiniz bir "çarpma" ile karşı karşıyasınız. 

"Devredilmiş alacaklar" düzmecesiyle, garip şirketçikler, mafya usulü, bütün sülalenize ulaşıyor, mesaj yoluyla "borcu var" diye. Borcunuz olsa, tamam, eyvallah. Dava açayım bu ne saygısızlık diyorsunuz, erkekseniz açın!

Para peşin, adalet veresiye durumu hakim memlekette.

Sarayı büyük adaleti küçük binalara "adalet" aramak üzere girdiğinizde, sizi, önleri balyalarla dosyalar yığılmış mahkeme duvarları karşılıyor. O manzarayı görünce, "dediklerini yatırıp buralardan gideyim" demekten başka bir şey düşünemiyorsunuz.

Öğreniyorum ki, çoğu yabancı olan şirketler, "devredilmiş alacaklar" adı altında, uyduruk dosyalarla, vatandaşı yoluyor. Kim, ödediği faturayı 20 yıl saklar. Bir yıl bile saklanmaz. Adım gibi eminim bir kuruş telefon borcum olmadığına?

"Ödediysen getir" diyor adam. Peki sen alacağın olduğunu önce ispatla, nerede fatura dediğinde, sana tebliğ edilmeden, muhtarlığa bırakılmış ve itiraz süresi geçmiş bir düzmece kağıtlardan başka bir şey yok.

Borcun olduğunu size telefon şebekesi söyleyemiyor, bizde böyle bir alacak yok diyor. Peki, adı "Türk" ile başlayan "şebeke" hangi alacağını devretmişte, bu şirket görünümlü şehir haydutları, hukuki bir kılıf uydurup, maaşa haciz yazısı gönderiyor?

"Adalet Mülkün Temeli" ama olursa? Olmayan adaletin binaları ne kadar büyük olursa olsun, içinden küçücük adalet bile çıkmıyor. Yerine imza atılarak evrak almış görünen ve borçlu hale getirilen yüz binler, çığlık atıyor.

Bizi bunlardan kim kurtaracak?

Sanmayın ki kendi derdimle sizi meşgul ediyorum. Bu toplumsal bir yara halini aldı. Benim, bu konuyu köşemde yazma imkânım var ama herkesin yok. Telefon kılıfı almak için girdiğim bir telefoncuda, bir kadıncağız, dört yıl öncesine ait bir fatura ödüyor ama beddua ediyor.

"Benim borcum var da, siz neden telefonumu kapatmadınız" diye haklı bir soru soruyor. Telefon şebekeleri, gerçekten şebeke gibi çalışıyorlar.

Yüz binlerce kişiden oluşan alacak listesi satıyor, paravan şirketlere, kendileri vatandaşla kötü olmuyor. Mafya gibi davranan şirketlerde, yedi sülalenize mesaj atıyor "borcu var" diye. İtibarınız on para oluyor.

Neden korkuyorum biliyor musunuz, dedemin dedesi hayatta görünüyor Soyağacı'nda. Seçimde nerde oy kullandı, kime oy verdi, geçtik burasını, ya cep telefonu borcu bırakırsa, varisleri toplayıp borcu bölüşmek bile mümkün değil.

Dedemin dedesinin cepten konuşmaları üstüme kalır. Bana ne diyemezsin, devreder "Alternatif çözümler bilmem ne zıkkım şirketine", bütün tanıdıklarıma mesaj atar, dedemin ninesine evrak teslim eder, itiraz süresi geçer ve tıpış tıpış öderim!

Bütün böyle pis işler niye beni bulur, bilmem? Sokaklarda başıboş dolaşan o kadar köpek var, sıcakta hepsi uyuşuk uyuşuk yatar ama tam ben geçerken, havlar. 

İnanın böyle?

İtlere kötü enerji yaydığım söylenir.

Neyse.

Faturaları saklayın! 

Hatta çocuklar ve torunlarda saklasın. Ne olur, ne olmaz. Burası Türkiye? Her şey olur. Son bir şey: Avukat arkadaşım Kazım, öğrenim kredisini ödemiş yıllar önce. Daha önce sisteme bakmış, borcu yok. Şimdi ödeme emri çıkarmışlar.

Adalet, avukata bile düşmüyor ki, sana bana uğrasın.

Bunlar gerçekten şebeke!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön