Asıl konuya girmeden, AKP'nin 10 Kasım için 100 bin Atatürk posteri dağıtarak, bu yıl "Atatürkçü" oluşuna değinmeden edemeyeceğim.
Hani bir hikâye var malum: Eli bıçaklı biri "içinizde Müslüman var mı keseceğim!" diyerek camiye dalar. Herkes bir tarafa kaçışır, kaçamayan birinin üzerine yürüdüğünde, adam can korkusundan " öyle bir kaç kez camiye giderek, Müslüman mı olunur!" diye, savunma yapar.
AKP'de bir kez Anıtkabir'e yönlendirme yaptı diye, tabi ki kimse inanmaz Atatürk'ü benimseyeceklerini, ancak Kur'an kaldırarak kandıran, bayrak kaldırarak kandıran zihniyet belli ki, bu kez Atatürk posteri kaldırarak kandırmak istiyor.
Allah kimseyi omurgasız etmesin, sabah söylediğini akşam, akşam söylediğini sabah inkâr eden şaşkınlıkta bulundurmasın. Ve asıl Allah, böylelerine sürekli inanma nasipsizliğini yedi neslimizden uzak etsin.
Etrafımızda neler yaşanıyor neler.
ABD ve Rusya, Suriye konusunda anlaştı. Türkiye'ye mi sordu anlaştılar. Yok. Ama 6 milyon sığınmacıya, "eşşek gibi bakan" demeyeceğim ama besleyen Türkiye. 50 milyar doların üzerinde para harcayan Türkiye'yi, fakat bir hesaba katan yok.
Peki, gelelim asıl konuya: ABD ve Rusya anlaştıysa, PYD konusunda da anlaştılar. Ne yapacak şimdi, "Eyy!" diye bağıranlar. Barzani kayıpta gibi görünüyor şuan, siz filmin sonunu gözleyin.
Film deyince bizimkiler şu günler, "cam filmi" anlarlar.
Cam filmine değil çevrilen filmlere bakın!
İktidar içerde film çeviriyor, ABD-Rusya ikilisi dışarıda. Hem de direk bizimle alakalı ama gel gör ki koca bir ülkenin gündemi cam filmi!
Yazıklar olsun!
İşte kim Atatürkçü buradan belli olur.
Nasıl üç beş kez namaz kılmakla Müslüman olunmuyor, Anıtkabir'e gitmekle de "Atatürkçü" olunmuyor. Atatürkçülük, bağımsızlık davasıdır. AB'ci, ABD'ci, NATO'cu hiç kimsenin, Atatürk ile ortak paydası olamaz. Bu böyle biline?
ABD ve Rusya, iki dünya devi? Bu ikisi bir konuda mutabıksa, senin hareket tarzın "Eyy" çekmekle geçer. Devlet adamı otur ki, bütün bu ihtimallere hazır olup ona göre projeler ürete. Bunlar film çevirmekten, dizi oynatmakta ülke yönetmeye fırsat bulamıyorlar.
Kerkük petrolü bile İran'a kacak, buyur buradan yak!..
Komşu İran, tek başına bu şartlarda strateji üstüne strateji üretiyor. Biz ise "cam filmi" üretiyoruz. Camlara çekiyorsun filmi, araç içini gören yok. Gözlere çekiyorsun filmi, gerçekleri gören yok.
Gözlere gâh Kur'an tutuyorsun, gah bayrak, şimdi de poster?
Allah'ım sen gözleri aç, yarabbi! Şu millet kendine oynanan oyunları görsün. Şu millet Haydar Baş gibi bir insanı tanısın, fark etsin. Muaviye'nin kılıç ucuna taktırdığı Kur'an hilesini görsün. Ali'yi görmek gibi bir nasibe sahip olsun.
Dua, dua, dua… Büyülü topluma başka hiç bir şey yapamıyoruz!
Neyse.
ABD ve Rusya, Kürtler için "ortak" bir şey düşünüyorlar. En azından Suriye'de? Irak'ta ise İran'ın hamleleri, her iki ülkenin de elini bağlıyor şimdilik. Barzani, Rusya'ya yeşil ışık yaktı ama Rusya, İran'ı es geçemez bu konuda.
ABD, Kürtleri kullanarak hem İran'ın, hem Türkiye'nin işini bitirmek istiyor. Bu arada Türkiye çok konuştuğu S-400'den vazgeçecek, göreceksiniz, Binali "ABD ile sorunlar geçici" dedi. S-400 işi, Çin Füzesi'ne döndü!
Suud yönetimi "merhametsiz avcı köpeği" rolünde, Trump'ın istediği yöne koşuyor. Çaresiz Yemen halkı açlık ve perişanlık içerisinde, milyonlar açlıktan ölmek üzere. Bir milyar Müslüman nüfus var, Suud ablukasını konuşan yok.
Türkiye ise görüyorsunuz, iktidar ABD şantajları içinde sadece bağırıyor. Ne kendine faydası var, ne ülkeye, ne komşu ülkelere, ne de komşu ülkelerde ki tehlikeli gelişmelere, bir çözümü var.
Sadece film oynuyorlar. Rol yapıyorlar, tek dertleri 2019… Ya 2019'da Atatürk tekrar Samsun'a çıkarsa, diye ödleri patlıyor. Korkunun ecele faydası yok.