Çamlıca’ya cami karşılığında Ayasofya kilise mi yapılacak?

İktidar kadrosu Taksim’e cami diyerek yola çıktı, iktidar olduktan sonra ise imar kanununda yaptıkları bir değişiklik ile bina altlarında 40 bin kilise açılmasının önünü açtılar, mantar gibi kilise evleri çoğaldı. Bu sebeple İktidar; din, iman dedikçe artık korkuyor, sırada ne var diye bekliyoruz.

Çünkü iktidar din deyince sadece İslam’ı anlamadığı, iman deyince de Amerika’nın kudret ve gücüne inanmak olduğunu uygulamaları ile gösterdi. Dış talepleri halka yedirmenin yolu, içeride “din sosu” ile süslemek şeklinde bir siyaset gütmekteler.

Batı Trakya Türkleri kendi müftüleri seçemezken, Yunanistan’da bir tek cami yok iken, Almanya çocuklarımızı sünnet ettirmeyi yasaklarken ve diğer AB ülkeleri her gün yeni bir İslam düşmanlığı uygulamasına giderken sadece İstanbul Ataşehir Mustafa Kemal mahallesinde onlarca kilise evi olduğu söyleniyor.

Bütün bunlar AKP’nin İslam, minare, süngü edebiyatının sonucunda oluşmuştur. Okullarda Kuran dersi vereceklerini söyleyerek meğer okullara Yahudilik ve Hıristiyanlığı ders olarak sokacaklarmış. Din dersi hocaları ile birlikte papaz ve hahamlar da okullara öğretmen olarak girecekmiş.

“Papaz açığı var” bahanesiyle de Obama’nın acil açılmasını istediği Heybeliada Ruhban Okulu’nu eğitime açacaklar. Bir cami, karşılığında AB’nin veya ABD’nin bir talebi gerçekleşiyor, milli ve dini bütünlüğümüze yeni bir kazık atılıyor. Böylelikle milletimizde zokayı yutmuş, hazım sorunu yaşamamış oluyor.

Milletin içini kanser mikrobu gibi sarmış olan, bal tutan parmakları yalayan “ılımlı münafıklar” ise “Biz büyük devletiz, Yunanistan veya Avrupa ülkeleri yanlış yapıyor diye biz de mi yapacağız, biz Osmanlıyız, biz dinimize güveniyoruz, bizim çocuklarımız İslam’ı bırakıp Hıristiyanlığı mı seçecek? Böyle küçük korkulara gerek var mı?” tarzında cümleler ile oluşan milli tepkiyi ve refleksi yok ediyorlar.

Bu cümlelerin her biri ayrı ayrı özenle seçilmiş ve söyleyenler eğitime tabi tutulmuş yerli ajanlar oldukları, hemen bağlantılarından anlaşılabiliyor. Bu “görevli” kiralıklar batının en büyük hedeflerinden birisisinin de ülkemizde yüzde doksan dokuz olan, Müslüman nüfus oranının yüzde doksanlara çekmek olduğunu bilmiyorlar mı? Yahudilerin Kürt’lerle akrabalık iddiası olduklarını bilmiyorlar mı? Elbette biliyor ve bu görevi bilerek kabul ediyorlar zaten.

Konumuza dönecek olursak; iktidar Çamlıca’ya cami yaparak acaba hangi camiyi kiliseye çevirmek istiyor? Sırada ne var? Heybeliada Ruhban Okulu, zaten çantada keklik olarak görülüyor ve artık lafı bile edilmiyor şu sıralar. Acaba Ayasofya müze iken kiliseye mi çevrilecek?

Ayasofya’ya gidip ayakkabıyla parti ve tepki “namazı” kılanlar Çamlıca camisiyle mi susturulmuş olacak? Ya da avanesi “Ayasofya varsın kilise olsun ne çıkar? Tayyip İstanbul’un tepelerine cami yapıyor” dedirterek ortam mı hazırlıyorlar? Bunları göreceğiz yakında.

AKP hepimizi paranoyak yaptı, her icraatlarına şüphe ile bakıyoruz artık? Taksim’e camii deyip kilise açtılar, kerhaneleri kapatacağım deyip zinayı suç olmaktan çıkardılar. İsrail’e “van minut” deyip onlara kalkan oldular, Esad’a kardeş Esat dediler Obama kızınca “Kalleş Eset” ilan ettiler.

Haksız mıyız şüphe etmede?

Çamlıca’ya cami karşılığında Ayasofya kilise mi yapılacak?

Ama bir tavsiyemiz olacak; iktidar eğer İslam’a hizmet etmek istiyorsa, elini İslam’dan çeksin yeter.

Çamlıca’ya cami karşılığında Ayasofya kilise mi yapılacak?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön