Çöküş yolunda son çıkış levhası

Bağımsız Türkiye kadroları hafta sonları bütün bir ülkeyi dolaşıyorlar.  Seminerler ve konferanslar veriyorlar.  Ben de kısmetse, İzmit’te olacağım bu akşam(Cumartesi)…
 
Gittikleri her yerde söyledikleri şu:  Bu işi ancak Haydar Baş ve kadrosu yapar.
 
Gerçekten de öyle… 
 
Türkiye’nin bütün sorunlarını çözecek tez ve görüşler, sadece Prof. Dr. Haydar Baş’ta mevcut. Yarım yüzyıla yakın, büyük bir hazırlığın insanı Baş Hoca…
“Tam 30 yılımı verdim” dediği eseri, Milli Ekonomi Modeli, bugün dünyada yeni bir blok oluşturdu. BRICS’i doğurdu. “Milli Para” kavramının mucidi, “Milli Paralarla Ticaret” fikrinin dünyada tek sahibi Baş Hoca’dır.
 
Dünya bugün onun iktisada getirdiği tanımlar üzerinden, ekonomiyi konuşuyor. Türkiye dahi, bu tezi sahibinden alacağına, yönünü Rusya’ya döndükten sonra ancak konuşmaya başladı. İktidar kendi görüşleri gibi satmaya bile çalıştı.
 
Ama baktılar ki,  2005’ten beri, her satırı Prof. Baş üzerine kayıtlı. Bunu görünce, “yerel para” kavramını dillendirdiler.  Oysa niyet gerçekten düzgün olsa, Türk milleti için yazılmış bir tez, neden gayri meşru yollarla kullanılmaya çalışılsın.
 
Rusya bu tezi Baş Hoca’dan almak için, bütün iktisatçılarını ona talebe yaptı. Bu adamlar “Milli Para” diyebilmek için, Duma’da ağırladılar ve 10 yıl gidip geldiler, tezin inceliklerini kavramak için.
 
Rusya’nın tezi anlamak için iktisatçılarını yolladığı, Milli Ekonomi Modeli’nin Sayın Baş’ın adamları, 15 yıldır kapı kapı gezerek anlatmaya çalışıyorlar. Kendi ekranlarında, insanüstü fedakârlıklarla, millete duyurmaya çalışıyorlar.
 
Bugün Türkiye S-400’ler için Rusya’ya dolar yerine, "milli paralar" üzerinden ödeme yapıyorsa, bunu Sayın Baş’a borçlular.
 
Allah aşkına soruyorum, dünyanın yarısının kullandığı bu tezi, sahiplerinden daha iyi anlayan ve kavrayan olabilir mi? Tabi ki, bu işi sadece Haydar Baş ve kadrosu yapar. Çünkü tez sahibi onlar. Gizli Kur’an dinleyerek, Müslüman olunmaz.
 
Ülkenin birinci sorunu ekonomi ve bunu bugün bu kadro dışında, kimsenin çözmesi hiç ama hiç mümkün değil. Çünkü sadece Bağımsız Türkiye kadroları, ülkenin sahip oldukları kaynaklardan söz ediyorlar.
 
Bu kadrolar hariç, bu ülkede “kaynak” kelimesini ağzına alan bir partili gördünüz mü, duydunuz mu? Ülkenin önemli bir kesimi “kaynaklar Lozan’da verildi” yalanına inanırken, kalan diğer önemli bir kesim de, bu yalana susarak destek vermekteler.
 
Partilerin isimlerine değil, savunduklarına ve tezlerine bakın. Hepsi kapitalizme inanırlar. Hepsi serbest piyasa ekonomisini savunurlar. 
 
Allah aşkına seçimden seçime herkes Haydar Baş’tan çalmıyorlar mı? Baş’ın “Vatandaşlık Maaşı” kavramını, İsviçre dahi alıp kullandı. Bu kavramı iktisat literatürüne,  Prof. Baş soktu.
 
Bu işi, sadece Haydar Baş yapar.
 
Ekonomiyi halleden, Türkiye’de her sorunu çözer. Vatandaşlık Maaşı, terörün kökünü kazar. Haydar Baş, bu maaşı, Kürtler için icat buyurdu. Kürt kardeşlerimiz evlatlarını teröre kurban vermesinler diye, olayı daha sonra projelendirdi.
 
Toplumsal barışı ancak Haydar Baş ve kadroları sağlar. 
 
Bu ülkede böyle ikinci bir kadro daha bulmak mümkün değil. Değil ülkede dünyada bulunmaz, böyle bir kadro… Devletiyle barışık, cumhuriyet ve Atatürk aşığı, Allah ve Peygamber aşığı, Ehl-i Beyt aşığı, yetişmiş oldukça eğitimli bir kadro…
 
Bu ülkede bir kesim Cumhuriyetle, bir kesim Atatürk ile bir başka kesim ise din ile kavgalıdır. Bir kesim milliyetçilikle kavgalı iken, diğer bir kesim ulusalcılıkla kavgalı… Sol  ve Alevi ile kavgalı kesimleri söylemedim bile…
 
Devlet ve askerle kavgalı olan kesimleri de es geçtim. 
 
Birinci sorunumuz ekonomi ise ikinci sorunumuz, iç barış sorunumuzdur. Bu kadro, içerde ve dışarıda barışın tek teminatı. Yazdığı Atatürk ve Ehl-i Beyt eserleriyle, adeta devrim yaptı Haydar Baş hoca…
 
Allah aşkına Sünni bir aileden gelip, Sünni bir eğitim almış bir insan, yılardır alevi dedelerini, bağımsız bir Türkiye için bir araya getirmedi mi? 
 
Atatürk bir taraftan Alevi dedeleriyle oturup kalktı, bir taraftan Şeyh Ahmet Sunisi ve Rıfat Börekçi gibi insanlarla ülkesi için birlikte çalışmadı mı?
 
ABD’nin ülkemizde Şii-Sünni savaş tezgâhını, ülkemizde Alevi-Sünni çatışmasının önüne, Haydar Baş, tek başına eserleriyle geçti. Bir Alevi’ye Sünni’yi, hikâye ile sevdiremezsiniz. Veya Sünni’ye, Alevi’yi…
 
Bu bir ilim ve gönül ister. 
 
İşte Haydar Baş, bu ilmin ve gönlün sahibi bir insan. 
 
Onun sayesinde Ehl-i Beyt’i tanıdık. Hünkar Hacıbektaş gerçeiğini kavradık. Türkleri Müslüman edenlerin Aleviler olduğunu öğrendik. Alevileri bağrımıza bastık. O bizi kardeş yaptı. 
 
Bu ülkede 80 milyonu kardeş yapacak, tek bir isim var. O da, Baş Hoca’dır. 
 
Hoş Geldin Atatürk eseri ile Türkiye’de yeni bir çığır açtı. Allah aşkına dünyanın tezlerine sarıldığı, ülkemizin birleştirici tek harcı olabilecek bir insan ve kadrosu, Türkiye’nin son şansı değil de, nedir.
 
Haydar Baş ve kadrosu, iç savaş tezgâhlarını bozar. Bölgesel oyunları bitirir. Ekonomiyi düze çıkarır. Ülkenin kaynaklarını ve senyoraj gelirini devreye sokarak, Türkiye’yi batmaktan kurtarır. Sonra da, Türkiye'yi bölgenin ve dünyanın en güçlü ülkesi yapar. 
 
Batış ve çöküş yolunda son çıkış levhası, Prof. Dr. Haydar Baş’tır.
Çöküş yolunda son çıkış levhası

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön