Domates 10 lira ver mehteri!

Referandum bitti, gerçeklerle yüz yüzeyiz artık. Mayıs sonu itibariyle "torba" ödemeleri var. Ertelenmişti ya, referandum yüzü suyu hürmetine!..

Hah, şimdi ödeme vakti.

Verin Mehteri!

Türkiye'nin her yıl, 200 milyar dolar bulması gerekiyor. Borçlar ve cari açık için? Nisan ayı enflasyonu, 11,87 olarak tespit edildi. Enflasyon torbasını bilirsiniz, buna rağmen çıkan rakam bu?

Ve domates 10 lira!

Ver mehteri!

Mehteri veriyorlar, fiyatlar coşuyor. Domates yüzde 61 arttı, patates, yüzde 30? Her şey artacak. "Durmak yok zamma devam" olacak. Gıdadan giyime, her şey?

Neden mi?

Deniz bitti.

Deniz bitti, keriz bitmedi!

Türkiye özellikle son on yılda, borçlanarak tüketti. Elin malını, borç parayla aldı. Ekranlarda sürekli banka reklamları var. Bankanın önünden geçerken, "gel 30 bin liranı al" diyorlar.

Tezgâh bu!

Sistem bu!

"Küreselleşiyoruz" diye zil takıp oynattılar milleti. "Gümrük Birliği'ne girdik" diye, bize bayram yaptırdılar. Veya Avrupa Birliği'ne? Sadece Gümrük Birliği'nden dolayı Türkiye'nin cari açığı son on yılda 600 milyar dolar oldu.

Daha eskiye gidersek, 24 Ocak Kararları mesela. Bu kararlar hayata geçsin diye Dünya Bankası çalışanı Özal, iş başına getirildi. 80 Darbesi bu kararlar uygulansın diye yapıldı desek, abartı olmaz.

Neyse, biz o kadar eskiye gitmeyelim!

Son on yıla bakalım:

Dış borcumuz 250 milyar dolar arttı. Bugün Türkiye'de toplam borçların milli gelire oranı yüzde 127? Özel sektörün borcu, milli gelirin yüzde 68,1'ini oluşturuyor.

Reel sektörün ticari kredi borcu 2003 yılında 52 milyar Türk Lirası iken, şimdi 1 trilyon 154 milyar Türk Lirası'na ulaştı. 2006 yılı sonunda 29 milyar dolar olan döviz açığı, 10 senede 215 milyar dolar oldu.

Bu borcun büyük kısmı bankalar tarafından verildi vatandaşa, onlar da yurt dışından borçlandı.

Türkiye'nin iktidarına talip olanlar ne diyorlardı: Ben Türkiye'ye borç para bulurum!

Bunlar baş tacı edildi.

Yani, "ben ülkeyi borçlanmaktan kurtarırım" diyeni değil de, "borçlandırırım" diyeni kakaladılar, bize?

Borçlandık işte!

Herkes eseriyle gurur duysun!

Bize ait olmayan paraları, bizlere verdiler, ev ve araba aldırdılar, ipotekli ev ve arabalar, bizim zannettik. Hane halkı 2003 yılında 13,4 milyar lira borçluydu.

Bugün, 441 milyar lira borçlu?

Ver mehteri!

AB uğruna tarımı bitirdik. Daha önce yazmıştık, Türkiye buğdayı dahi ithal ediyor. Bırakın buğdayı, samanı bile?

80 milyon ne yiyip, ne içecek!

Daha da önemlisi, Türkiye her yıl 200 milyar doları nasıl bulacak. Kovdukları Ali Babacan'ı tekrar getirmek istiyorlar, niye?

Bize borç para bulur diye.

Küresel Finans çevreleriyle arası iyiymiş!

Halen akıllanmadık!

Küresel finans çevreleri nerede?

ABD'de?

Gülen nerede?

O da, ABD'de?

Kürt Devleti isteyen kim?

ABD.

PYD ile ittifak eden kim?

ABD.

Para kimde?

ABD'de?

Verilenleri alt alta koyup bir toplayın, bakalım ne çıkar!

Ne çıktığını gördünüz mü? İpucu vereyim isterseniz: Türkiye, yeni bir "çözüm süreci" başlatırsa şaşmam. Tabi adını değiştirerek?

Gülen'le dahi bir masa kurulabilir.

Olmaz olmaz demeyin!

Kavurmacı hapisten çıktı bakın!

ABD iktidarı, iktidar bizi, istemediğimiz şeylere mecbur bırakabilir. Para verenler, topraklarınızı isteyebilirler şimdi. Çünkü başka bir şeyiniz kalmadı.

Kuzey Irak gibi Kuzey Suriye'ye de "razı" getirirler. Varlık Fonu'na devredilen üç beş parça şeye, kimse her yıl 200 milyar dolar vermez. Katar bile ABD'den izin almadan yüzünüze bakmaz!

Kendi düşen ağlamaz demişler. O kadar uyardık? O kadar yazdık, çizdik?

Bu işin çözümü, Baş'tan belli dedik.  Kapitalizmle olmaz, kumar masasında kalkınma hiç olmaz dedik. "Borsa-Faiz-Döviz" üçlemesi, soygun ekonomisidir dedik. Yani "Haydar Baş" dedik.

Ne oldu?

Haklı çıkmamız için soyulmalı mıydık?

Batmalı mıydık?

Aç mı kalmalıydık?

Topraklarımız mı pazarlık unsuru olmalıydı?

İstediğiniz kadar milliyetçi olun, çözümünüz ne?

Dinci?

Veya cumhuriyetçi olun?

Zaten özde milliyetçi, cumhuriyetçi ve de dindar olanlar, emek ve üretimlerine namus gibi sahip çıkarlar. Cumhuriyet mirası kaynakları özelleştirmezler.

Gerçek dindar olsalardı, Bedir Savaşı'nın Müslüman'a ait olanın gaspına engel olma savaşı olduğunu görürlerdi.

Keşke, Prof. Dr. Haydar Baş'ı bir Hintli, Çinli ve Rus kadar dinleseydik. İsviçre kadar takip edip, "Kaynaklar Sınırsız" tezine, 4 milyar insan gibi doğru baksaydık.

Neyse?

Verin mehteri!

Ödeyin borçları!

Domates 10 lira ver mehteri!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön