Türkiye'nin ekonomisi içler acısı? İttifaklar içerisinde yer alanların, hiç birinin bir çözümleri yoktur.
Döviz yükseliyor, Türk bakıyor!
Dolar, 4,90'nı buldu hükümet müdahale etti. Bir düşüş yaşandı, sonra tekrar yükseldi. İstedikleri kadar müdahale etsinler, doları kontrol edemezler. Doların kuruş yükselmesi, Türkiye'nin borcunu milyarlar artırıyor.
Paramız pul oldu resmen. Bir hasta düşünün, sürekli ateşi yükseliyor. Düşürmek için alınan önlemler, yetersiz kalıyor ve hatta "önlem" diye sarıldığın şey, ateşi daha da yükseltiyor. Bu hasta ya ölecek veya doktoruna teslim edilecek.
Seçim öncesindeyiz. Üstelik seçime gitme nedenimiz "ekonomi" ancak, siyasilerin bir çözümünü duymuyoruz. İktidar dolar yükseldiği için seçime gitti şimdi doların yükselmesinin, kendilerine "kumpas" olduğu iddiasınlar.
Yani dövizin tırmanması seçimden önce başladı. Aklımızla o kadar alay ediyorlar. İktidar-muhalefet, hepsi, ittifaklarına almadıkları Haydar Baş'tan çalarak konuşuyorlar. Saadet lideri asgari ücret "5 bin 600 lira olmalı" dedi.
Rakam ne kadar da tanıdık!
Peki, nasıl olmalı?
Kaynağın ne?
Hiç.
"Adil dağılım olmalı" diyor. Tamam, olmalı, ama hangi formülle? Kaldı ki hocalarının "Adil Düzen" dediği, şimdi iktidarın uyguladığı yeşile boyanmış kapitalizm, ülke bakın ne hale geldi. Kapitalizme "abdest" aldırdılar, ismine "adil" dediler.
Ne "adi" bir şey olduğunu AKP ile yaşadık, yaşıyoruz. Bilmem dikkatinizi çekti mi, Saadet lideri "Anadilde eğitim" dedi. Yani AKP'nin dediğini dedi. "Çözüm Süreci"nde dediklerini, söyledi. Küpün içinde olan, dışına çıkıyor.
Eşşeği boyayıp "yeni" diye satmanın alemi yok!
Herkes yer, biz yemeyiz. Hepsinin ciğerini biliriz!
Neyse.
Muharrem İnce "ABD'yi İncirlik'ten atacağım" dedi, ertesi gün "ABD ile müttefik olacağız" ve 'yönümüz Batı' dedi. Suyu kirli akvaryumdaki balıklar gibiyiz ülke olarak, farkında mısınız? Yeni bir şey yok.
AKP'nin tuttuğunu, ya "Sol" elle tutuyorlar, ya da "Sağ" elle? Veya "molla" gibi "besmele" ile tutuyorlar.
Anladınız mı, ittifaklarda niye Haydar BAŞ yok. Çünkü kapitalizmi tutmuyor. Çünkü "Ne AB, Ne ABD" diyor. Ne de, "NATO" diyor.
Türk Milleti, gözlerini aç!
Türk Milleti, kurtarıcını gör!
Yükselen dolar karşısında, çaresizce duran bu zevatın, sana İş ve Aş getireceğine, sakın inanma. Partini değil, ülkeni tut. Eriyen, yok olan, paranı tut. Geleceğini ve çocuklarını tut!
Peki, ama nasıl?
Haydar Baş'ı neden ittifaklarına almadıklarını düşün. Dünyanın peşinde olduğu bu adamı, Türkiye'de yok sayan, gücü tanı. 500 yıllık kapitalizmin, yerle bir etti. Bütün kurallarını çürüttü. "İhtiyaçlar sınırsız" yalanını yıktı.
Bir taraftan 500 yıllık sömürü çarkını kıran, Prof. Dr. Haydar Baş var, öbür taraftan diğer hepsi.
Haydar Baş'tan çalarak vaatte bulunanlar, bulundukları vaatleri, kapitalizmde gerçekleştirmeleri hiç ama hiç mümkün değil. Patriot sistemi ile S-400 çalışır mı? Aynen böyle farklı silah, farklı sistem?
Hükümet, yükselen doları, faiz silahıyla durdurmaya çalışıyor. Dövizde kazananlar bu defa faizde kazanıyorlar. Sana yine bir şey yok.
"Bul karayı- al parayı" diye bir oyun var, Tahtakale'de eskiden üçkâğıtçılar oynardı. Tam anlamıyla böyle bir üç kâğıt oyunudur, kapitalizm. Faiz, borsa, döviz üç kağıdı ile soyuluyoruz. Bu bir kumar masası, yahu bu masada kim kazanmış ki, bizde kazanalım?
Haydar Baş, bu masayı kaldırıp atıyor.
Kapitalizmi kaldırıp atan bir insandan söz ediyoruz. Dünya iktisatçıları boşuna mı, Baş'ın etrafında döndüler. Rusya'ya, Çin'e bakın, BRICS'e bakın. Rusya, asgari ücretin, yoksulluk sınırının üstünde olması için kanun çıkardı.
Akvaryumun kirli suyunda yüzen balıklar, dışarıda okyanusların olduğunu bilemeyebilir. Sen balık değil, hazreti insansın. Müslümansın, Allah'ın sonsuz nimetlerini düşün. Haydar Baş'ın "Kaynaklar Sınırsız" tezine inan.
Kafeste yaşayan kuşlar, uçmayı hastalık sanır, kapitalizmin kuşları olmayın!
Haydar Baş'ın sistemi var, ötekiler kopya çekiyorlar, onu da yanlış çekiyorlar. Türkiye, kapitalizmin bütün kurallarının acımasızca uygulandığı bir ülke ve sonuç ortada? Dünyanın uyguladığı, Haydar Baş sistemine, eninde sonunda geçeceğiz.
Artık Türkiye'de 6 ayda bir seçim olacak, göreceksiniz. Ta ki Haydar Baş, gelene kadar, tekrar tekrar seçeceksiniz. "Bu işi dünyada bilen bir kişi" diyoruz, "ne yani sizden başka ekonomiden anlayan mı yok!" diyorlar.
He vallahi, bizden başka anlayan yok. Onlar, faiz-borsa- döviz bilirler. Senyoraj gelirini, ömürlerinde duymadılar. Onlar özelleştirme bilir, o yüzden bir şey bırakmadı sattılar.
Müsaade edin de, Haydar Baş, yazdığı modeli, bildiğini söylesin. Bir insan, kitabını yazdığı şeyi bilmez mi, saygısızlar!
Rusya "Milli Para" demek için, senelerce Haydar Baş'ın kapısında yattı. "Milli Paralarla Ticaret" diyebilmek için 10 yıl, Baş Hoca'yı dinleyen, iktisatçılar yolladı. Bunların birçoğu Müslüman oldu. "Ne Mutlu Türküm Diyene" dedi.
Hal böyle iken, gel de çatlama kardeşim. İzin bile almadan "Vatandaşlık Maaşı" diyorlar. Haydar Baş'a ait kavramlarla konuşuyorlar ama ona bir selam dahi vermiyorlar.
Sürünerek geleceksiniz Haydar Baş'a!
Neden mi?
Nedeni bende kalsın!
Dünya Haydar Baş'ın ekonomiye kazandırdığı kavramlarla konuşuyor. "Milli Para, Vatandaşlık Maaşı, Ev Hanımı Maaşı, Çocuk Maaşı, 15 Bin Lira Doğum İkramiyesi, Milli Paralarla Ticaret, 5 Bin Lira Asgari Ücret, Milli Paralarla Ticaret," hangi birini sayalım.
Allah'tan, hepsi tescilli, yoksa tescilli hırsızlar, hepsini çalacaklar. Hepsi çalıp vaat ederken, Haydar Baş Taahhüt ediyor. "Bu ülkeyi kurtarmazsam beni asın!" diyen Atatürk vardı ve yine "bu ülkeyi kurtarmasam 80 milyon beni dava etsin" diye noterden taahhüt eden, Hoca Atatürk var.
Eninde sonunda yine Atatürk'e geleceksin. Hem asker Atatürk'e, hem hoca Atatürk'e? İster buna özgüven deyin, isterseniz öngörü?
Türkiye'yi Haydar Baş'tan başkası kurtaramaz. Bu işin ilmi, bu işin anahtarı, yalnız onda? Çok uzadı ama son bir şey: Haydar Baş, hiçbir seçim vaadinde bulunmadı. O, sisteminin gereği olarak, "tüketicinin cebine para koyma" kuralınca, yapılması gerekeni anlattı ve kaynak gösterdi.
Bugün Haydar Baş'ı çalmada "ittifak" edenlerin, yarın Haydar Baş'a gelmede "ittifak" edeceklerinden, adım gibi eminim. Çünkü başka çareleri yok bu bir, Allah, adil-i mutlaktır bu da iki?