Obama'ya bi yalvarmadıkları kaldı.
"Ne olur görüşelim" dediler adeta.
Dünyaya böyle bir görüntü verdiler. Tasavvuf kitaplarında okuduğumuz, "müridin kapıdan kovulsa, bacadan girme azmini" Türkiye, ABD'ye karşı gösterdi.
Pes doğrusu?
Dünyaya "kapıda yalvaran bir Türkiye" fotoğrafı verildikten sonra, Obama lütfetti!
Görüştüler.
Bizimkiler de muratlarına erdiler!
O çok eleştirdikleri İnönü'nün ABD'ye restini keşke hatırlasalardı. Hatta Ecevit'in?
Ama nerdeee?
"PYD için ABD'ye mi küselim!" sözü, her şeyi özetledi aslında. Önce Biden görüştü. Artık ne sözler verildiyse, sonra Obama kabul etti.
Şimdi "Ey Amerika!" diyen bir lidere, hem de "dünya lideri"ne yakışıyor mu?
Geçtik, Türkiye'ye yakışıyor mu?
Yeni Türkiye'ye yakışıyor tabi!
"Alıştık" çünkü!
İçerde başka, dışarıda başka, havada başka, karada başka konuşmaya?
Ama iyi oldu görüşmeleri!
Zevat, Obama ile görüşmeden Türkiye'ye gelseydi maazallah, yanmıştık!
Değil muhtarlar, kaymakamlar, valilere konuşsa, yine rahatlamazlardı.
Sonradan 4,5G'den gülücükler saçtılar!
Dünya da 4G ve 5G var, buçuğu ne oluyorsa artık?
Tüm altyapısı da Çin'den alınmış. Önemli bir şey olsaydı, "Çin'den niye aldınız" diye Obama tavır koyardı.
"Çin Füzesi" diye şaka ile karışık bir blöf yaptılar. Bütün kapılar kapandı!
Neyse ki, 45 dakika görüşme herkesi rahatlatmış olmalı.
4,5G'den imaj tazelediler.
Obama ile görüştüler.
Kim tutar onları artık!
Yakında kokusunu alırız. "Suriye'nin bütünlüğü çok önemli" dediler ya, anlayın neler olacağını.
2003'te, Irak için de aynı şeyi söylemişlerdi. Sonra, Barzani ile gurur duydular. Köprü altında çok sular geçti.
Joe Biden'ın varlığı İsrail için, bi kere?
Irak ve Suriye'nin Kuzeyi, Barzani, Müslim alt alta koyup toplayın, Türkiye'nin ne için sıkıştırıldığını anlarsınız.
Sayın Erdoğan'ın iktidardan indirmek için değil, orda tutmak için bir uğraş verildiğini, ama buna karşılık; ABD'nin her türlü psikolojik savaşı, muhatabına ne için uyguladığını anlarsınız.
Ben izlemedim ama 4,5G yayını yapılırken, aklım eskilere gitti. Çamaşır makinesinin yeni çıktığı yıllarda, insanlar düğmeleriyle oynayıp durmuştular.
Bunlarda öyleydi, 4,5G'de sarhoştular sanki!
"Dünya görmeyenin 4,5G'si olmuş!" Dedim içimden.
Sanki tüm sorunları bu 4,5G çözüyordu. Rahmetli babaannem radyoyu ilk dinlediğinde, gözleri de görmediği için "oğlum bu kadar türkü söylediler, bari bir ayran ikram edin" demişti.
İlçeden biri de radyoyu açmış, güzel bir türkü çalıyor, hemen kapatmış. Nedeni sorulduğunda "misafir gelince açarız" demişti.
Yıllar ne de çabuk geçti.
İnanın, ABD'de bizim 4,5G'ciler farklı değildi.
Neyse Allah ülkemizi korusun!
Ayrıca ABD'den bir "darbe" ile bu iktidardan kurtulma ümidine girmişleri de hayretle izliyoruz.
ABD'nin iktidarından ne hayır gördük ki, darbesinden ne görelim. ABD'den darbe bekleyenlerle, iktidar bekleyenler arasında emin olun hiçbir fark yok.
Allah, "Bağımsız Türkiye" sevdasını tatmayı nasip etsin.