İktidar, seçim öncesi dövizi 'baskılamak' için akıl almaz yollara başvurdu.
Seçime kadar interneti iptal etse şaşırmam. Bu da çözüm değilse, seçime kadar elektriği bile kesebilir.
Bu kadar ileri gittiler yani!
Seçime kadar interneti iptal etse şaşırmam. Bu da çözüm değilse, seçime kadar elektriği bile kesebilir.
Bu kadar ileri gittiler yani!
İyi de bir seçim için bunlar yapılır mı?
Üstelik yerel seçim…
31 Mart'tan sonra ülkeyi başka bir parti yönetmeyecek ki, yine sizler yöneteceksiniz. İnsan kendi ayağına sıkar mı? Ne yaptıklarını bilmedikleri için artık değil ayağa, kafaya bile sıkarlar.
Üstelik yerel seçim…
31 Mart'tan sonra ülkeyi başka bir parti yönetmeyecek ki, yine sizler yöneteceksiniz. İnsan kendi ayağına sıkar mı? Ne yaptıklarını bilmedikleri için artık değil ayağa, kafaya bile sıkarlar.
Kendi kafalarına sıksalar, herkes kurtulur ama ülkenin kafasına sıkıyorlar. Neyse, kendi kafalarına da sıkmasınlar, Allah korusun!
Korku, öyle tehlikeli bir şey ki, insana yaptırmayacağı hata yoktur.
Cuma gününe kadar, doları baskıladınız, TL'nin düşüşünü önlediniz, sonra ne olacak? Yani, "İstanbul, Ankara'yı kaybedersek, iktidarı kaybederiz" mantığı ile 31 Mart'a kadar doların ateşini söndürdünüz, sonra ne olacak?
Bu ateş ülkeyi yakmaz mı?
Bankalara Ankara'dan "Londra bankalarına tek kuruş TL vermeyin" talimatı verilince swap (para takası) pazarında TL faizleri patladı. Yüzde 1000-1300'lere çıktı. Türkiye dışında TL bulmak zorlaştı. Bulunduğunda da faizleri astronomik oldu.
Türkiye, kendi parasının konvertibl olmasına ağır darbe vurdu. TL ile kimse ticaret yapmaz artık, güvenemez çünkü. Başka bir olay, ‘Milli Parayla Ticaret’e ağır bir darbe indirdi.
Bütün bunları kasıtlı, bilerek, yapmadılar tabi ama sonuçta fark etmiyor. Rusya, İran, Çin gibi ülkeler sizin paranızı bulmak için neden faiz ödesin mesela. Milli parası üzerine yabancılara borç verme kısıtları koyan ülkenin parasına kimse yaklaşmaz.
TL'nin likidite ve konvertibilitesi zarar gördü. Paranın yurtiçi değeri ile yurt dışı değeri birbirini tutmuyor. Swap faizlerini gevşettiğiniz an dolar fırlar, 9-10 lirayı dahi bulur. Bunu, Türkiye’ye ödetirler.
İktidar açık ekonomide kapalı ekonomi denemesi yaptı. TL'nin yabancı bankalara borç verilmesine yasak konması, "örtülü sermaye kontrolü" demektir. Yani ne yaptığını gerçekten bilmiyorlar.
Türkiye, öyle bir güven kaybına uğradı ki, artık IMF'siz bu ülkeye bir dolar yabancı para girmez. Muhtemelen seçimden sonra, ABD'ye koşarlar. McKinsey'den akıl alırlar. "Gelin, bozduğumuz şeyi düzeltin" derler.
Onlar da, IMF'ye gönderirler. IMF, şartlı para verir, biliyorsunuz. Sonra, gelsin 'çözüm süreçleri' olur. Bir de bakmışsınız, FETÖ ile Apo ile ‘müzakere’ başlamış. S-400 mü? Artık esamisi okunmaz.
Onlar da, IMF'ye gönderirler. IMF, şartlı para verir, biliyorsunuz. Sonra, gelsin 'çözüm süreçleri' olur. Bir de bakmışsınız, FETÖ ile Apo ile ‘müzakere’ başlamış. S-400 mü? Artık esamisi okunmaz.
Suriye'de, Rusya ile karşı karşıya geliriz. İran ile kafalarımız tokuşturulur. Suriye’nin Kuzeyi, kabullenilir. Yani IMF parası demek, ‘misyonlu-maksatlı’ para demektir.
Türkiye, ekonomide tamamen durağanlaşacak, tamamen batacak bir noktaya gelmiştir. Bunu söylemek çok acı da gelse hakikat bu…
Ekonomide zifiri karanlık bizi bekliyor.
Emin olun açlık kapıda, bu kadarını söyleyeyim. Temel, kaptan olmuş uçağı uçururken, bir arıza sinyali alır. Hemen anons eder, "kaptaninuz konuşıy, uçağimuzda bir adet ariza belürmüştür."
Biraz sonra, motorun biri durur. Temel yine anons eder "motorimuzun biru gitmiştur". İkinci motor da durunca Temel, üçüncü anonsu yapar: "Kaptaninuz konuşıyı, 'eşhedü enla ilahe illellah'..."
Durum bu dostlar!
Temel, son nefeste "şehadet" getirdi de, bunlar bunca israf ve yağma ile siyasetlerinin son nefesinde ne getirirler, şimdilik bilemeyiz.
Size şu kadarını söylemeliyim ki, Türkiye fiilen ‘serbest piyasa ekonomisi’nden çıkmıştır.
Bunlar bilerek veya isteyerek çıkmadı, "dünya görmeyenin oğlu misali", ne yaptıklarını bilmeden, ‘fiş’ çekerek, ‘şartel’ indirerek, TL’yi sistemin dışına atmıştır. Özal ile gelen ‘kumar’ ekonomisinde Türkiye kendini ‘masa’ dışına attı. Türkiye ekonomisi, şuan sistemsiz….
Bu halde bizi kapitalizm bile kabul etmez.
Bunlar bilerek veya isteyerek çıkmadı, "dünya görmeyenin oğlu misali", ne yaptıklarını bilmeden, ‘fiş’ çekerek, ‘şartel’ indirerek, TL’yi sistemin dışına atmıştır. Özal ile gelen ‘kumar’ ekonomisinde Türkiye kendini ‘masa’ dışına attı. Türkiye ekonomisi, şuan sistemsiz….
Bu halde bizi kapitalizm bile kabul etmez.
Normal şartlarda bizi IMF de kabul etmez ama “misyon” ve “amaçları” Türkiye için küresel bir amaç taşıdığı için, kendi hesaplarına ilgilenirler. Bir de, alacakları var tabi, alacaklı biri, alacaklı olduğu esnafın batmasını istemez.
Alacaklarını ‘garanti’ edecek bir ‘tasfiye’ programı uygularlar. İktidar ve muhalefet ve hatta bütün partiler birleşsinler, imkânı yok, bu kilitlenmişlikten ekonomiyi kurtaramazlar.
Vatandaş bilmeli ki, ekonomiyi bilen bir insan iş başına getirilmezse yiyecek soğan bile bulamaz. Ekmeği karne ile alır. İsterseniz, seçim gereği konuştuğumuzu değerlendirin, siz bilirsiniz!
Ekmek, ‘İş ve Aş’ sandığa kilitlendi, anahtar yalnız Haydar Baş’ta. Önce sandığa gidin, sonra ‘BTP-Haydar Baş’ deyin, ekmeğe kavuşursunuz. Demeyin, siz bilirsiniz!
Ekonominin kafasına sıktılar resmen!